Buradasınız
Emeklilik Hakkımızı İstiyoruz
Gebze’den bir metal işçisi

Biz emekçiler 17 Ağustos 1999 depreminin acısını yaşarken, bunun üstüne ikinci bir depremi de sermaye hükümetinin emeklilik yaşını yükseltmesiyle yaşadık. O dönemde bu uygulama “mezarda emeklilik” adı verilerek tarihe geçti. AKP hükümeti döneminde de emeklilik yaşı ve prim gün sayısı yükseltildi. Emeklilik yaşı kademeli olarak 65’e çıkarıldı. 1 Ocak 2028’den sonra ilk defa sigortalı olanlar ancak 65 yaşını doldurduğunda emekli olmayı hak edebilecek. 7200 prim gününün 1 Ocak 2048 tarihinden sonra doldurulması halinde ise kadın ve erkekler için emekli olma yaşı 65 olarak uygulanacak. Bu yasayla birlikte işçilerin kazanılmış hakları önce Ecevit hükümeti, ardından da AKP hükümeti eliyle gasp edilmiş oldu.
Bugünlerde gündemde olan emeklilikte yaşa takılanlar meselesinde de görüldüğü gibi iktidar, emeklilik hakkımızın gasp edilmesine karşı sesimizi çıkardığımızda bizi hor görüp aşağılıyor, demediğini bırakmıyor. Mecliste AKP ve MHP’nin oylarıyla Emeklilikte Yaşa Takılanlar önergesi reddedildi. Oysa MHP hem seçim sürecinde hem de sonrasında bu sorunu çözecekleri sözünü vermişti. Şimdi “bu sorun çözülsün” diyenler neredeyse vatan hainliğiyle suçlanıyor. Cumhurbaşkanı, emeklilikte yaşa takılanların taleplerine şöyle bir yanıt veriyor: “Dünyanın hiç bir yerinde 38 yaşında emeklilik diye bir uygulama yoktur. Böyle bir uygulama olamaz. Ekonomik kurtuluş savaşını verdiğimiz böyle bir dönemde böyle bir yükü milletimizin sırtına, ülkemizin sırtına bindirmeye hakkımız var mı? Öyle şeyler oluştu ki bir taraftan ekonomik kurtuluş savaşının verildiği bir dönemde fırsatçılar türedi. Erken emekli olacak. Ondan sonra kendine göre başka bir işle çalışmaya devam edecek. Çift dikiş. Böyle bir şey olamaz. Buna adalet, hak denmez.” Cumhurbaşkanının açıklamasına bakılacak olursa sanki bu ülkede krizin sorumlusu emekçilermiş gibi bir algı ortaya çıkıyor. Ekonomik darboğazın nedeni işçilermiş gibi onlar suçlanıyor. Sağlıktan, eğitimden, kamu hizmetlerinden bütçe kısılırken, bu bütçenin nerelere aktarıldığı ortadayken suçu yine bizlerin üzerine yıkıyorlar. Emeklilikte yaşa takılanların sorunu çözülecek olursa güya 750 milyar lira açık olacakmış. Güya 38 yaşında emekli olup 40 yıl boyunca devletten maaş alınacakmış. Bunların hiçbirisinin gerçeklikle ilgisi olmadığı, tamamının manipülasyon olduğu gün gibi ortadadır.
Bu konu çalıştığım fabrikada da gündemimizde önemli bir yer tutuyor. Fabrikada çalışan işçi arkadaşlarımın, abilerimin genelinin yaşı 40 ve üzeri. Emeklilikte yaşa takılan pek çok işçi var. Bu fabrikada 20 yıl bilfiil çalışmış, yıllarını vermiş işçiler var. Hepsi de Emeklilikte Yaşa Takılanlar önergesinin Meclisten geçip geçmeyeceğini merak ediyorlardı. Cumhurbaşkanının yaptığı açıklamalar, Mecliste önergenin reddedilmesi fabrikada hepimizi haliyle fazlasıyla rahatsız etti.
22 yıl bu fabrikada çalışan ve yaşı 46 olan işçi haklı olarak çok öfkeli bir biçimde hem AKP’ye hem de MHP’ye kızıyordu. Sohbet ederken söyledikleri hepimizin düşüncelerini özetliyordu. Metin abinin ağzından şu sözcükler dökülüyor: “Ya biz hırsızlık mı yapıyoruz? Hak etmediğimiz bir şeyi mi istiyoruz ki, Erdoğan bize resmen “türedi” diyor? Ben yıllarımı vermişim, primimi doldurmuşum, yatmadım, ömrümü burada çalışarak geçirdim. Kazanılmış hakkımı neden vermiyorsunuz? Bir de “çift dikiş” diyor. Kim çift dikiş belli! Kendine gelince çift dikiş oluyor da bize gelince niye türedi oluyor ki? Emekliye ne kadar ücret veriyorsun ki, ne yapacak emekli, keyfinden mi başka işe girip çalışıyor? ‘38 yaşında emekli olacaklar’ diyor. Allah aşkına bugün kim 38 yaşında emekli oluyor? Niye böyle gerçek olmayan şeyler söyleyip insanları yanlış şekilde yönlendiriyorsun?” Metin abinin söylediklerinin üstüne Turan abi de sohbete katıldı: “Bak ben 20 yıldır MHP üyesiyim. Bizim seçim beyannamemizde vardı Emeklilikte Yaşa Takılanların sorunları çözülecek diye. Şimdi ben çok kızıyorum. Yahu Erdoğan’ın sözünden çıkmayan bir parti lideri olur mu hiç? O ne diyorsa diğeri aynını yapıyor. Sen yılların partisisin, kendini niye küçük düşürüyorsun? ‘Söz verdik, bu sorunu çözeceğim’ dedin, ne değişti şimdi? Söz verdiysek, insanlardan oy topladıysak bunun hakkını vereceksin! Hem vaat verip hem de yapmayacaksan ben sana bundan sonra nasıl güveneceğim? Ben genel merkeze de şikâyetimi, itirazımı yaptım ‘böyle şey olur mu?’ diye. Hâlâ ses seda yok.” Bir başka abimiz tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “Biz erken emekli olmayacağız ki. Erken emeklilik de istemiyoruz, hedef saptırmanın ne anlamı var? Erken emeklilik bir tek milletvekilleri için çıkarılıyor. Biz ise hak ettiğimiz ve elimizden alınan hakkı istiyoruz bu çok mu bize? Zamanında bu hak vardı ama bizden bunu zorla almışsınız, şimdi biz de istiyoruz. Bu ülkede emekli olanların durumu da ortada! Hangi sorunu çözmüşsün ki? Ne kadar ücret veriyorsunuz ki işçiye, emekliye? Kendilerine gelince milyarlarca zam yapıyorlar, işçiye gelince ‘ekonomi kötü’ diyorlar.”
Yaşanan ekonomik krizin faturasının bize kesilmek istendiği ortada. Hangi partiye oy vermiş olursak olalım, biz işçiler sermaye sınıfının saldırısı altındayız. Kazanılmış haklarımıza sahip çıkabilmek için bize söylenen yalanların farkına varmalıyız. İşçiler olarak nasıl davranmamız gerektiğini görmeliyiz, birlik olmalıyız. Yoksa bizi sömüren ve yalanlarla kandırmaya çalışan sermaye sınıfının yarattığı krizin yükü altında eziliriz.
- Belediyelerde Grev Sesleri Yükseliyor
- Erlau İşçileri Sendikal Hakları İçin Mücadele Ediyor
- Esenyurt Belediyesi’nde Kayyum Yönetiminin İşten Atma Saldırısı Protesto Edildi
- “Tutuklu Öğrencileri Serbest Bırakın” Eylemleri
- DİSK: “Emeğimiz, Haklarımız, Geleceğimiz ve Demokrasi İçin Ayaktayız”
- Manisa’da Mercan Makina’da Direniş Başladı
- Sağlık Çalışanları Tıp Bayramında İş Bıraktı
- Tersane ve Belediye İşçileri Ücret Gaspına Karşı Mücadele Ediyor
- Metal İşçisi “Grev”, Belediye İşçisi “Ücret Gaspına Hayır” Dedi
- İstanbul’da Enerji, İzmir’de Tütün, Ankara’da Maden İşçileri Mücadele Ediyor
- İzmir’de Sunel Tütün İşçileri Greve Çıktı
- Doktorların “Beyaz Yürüyüş”ü Devam Ediyor
- Belediye İşçileri Ücret Gaspına Karşı İş Bıraktı
- Sendikal Baskılara ve Hak Gasplarına Karşı Mücadele Sürüyor
- Başpınar İşçilerine Yönelik Baskılar ve BİRTEK-SEN Genel Başkanının Tutuklanması Protesto Edildi
- BİRTEK-SEN Genel Başkanının Tutuklanması Protesto Edildi
- Antep Başpınar İşçileriyle Dayanışma Eylemleri
- Ağız ve Diş Sağlığı Çalışanları İş Bıraktı
- Chinatool ve Green Transfo Grevlerinde Anlaşma Sağlandı
- Digel Tekstil İşçileri: Sendikalı Çalışmak İstiyoruz!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, 1 Mayıs’ı bu yıl İstanbul Kadıköy Meydanı’nda kutlama kararı aldıklarını basın açıklaması yaparak duyurdu.
- İzmir Çiğli Belediyesine bağlı Çibel’de çalışan işçiler Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 17 Nisanda greve çıktı. İzmir Narlıdere Belediyesine bağlı Narbel’de de Genel-İş İzmir 4 No’lu Şube ile SODEMSEN arasında...
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...