Buradasınız
En Büyük Şans “Örgütlü Mücadele”
İstanbul’dan bir üniversite öğrencisi

Ben Sefaköy’den bir üniversite öğrencisiyim. Dün yaşadığım bir olayı anlatarak içimi dökmek istiyorum size.
Saat sabah 5 ve ben projemin son düzeltmelerini yapıyordum. Bir hafta boyunca evden sokağa bile çıkmadan çizdiğim projeyi nihayet bitirebilmiştim. Birkaç saat daha uğraşıp her şeyi tamamladıktan sonra çizimlerimin çıktısını almak için kırtasiyeye uğradım. İşimi bitirip kasaya geldim. Elimdeki kâğıtları hesapladı ve “87 liracık” dedi kasada duran çalışan. Şaşırmadım buna. Çünkü her dönem bir dersten üç kez sınav olup sürekli bu parayı ödediğimi düşünürsek mecbur alışmıştım buna. Dönem içinde aldığım kalın ders notları, çizim kâğıtları, ödev çıktıları için ödediğim parayı söylemiyorum bile. Eğitim ücretsiz oldu diyorlar ya, koca bir yalan. Ben masraflarımı sıralamayı bırakıp en iyisi düne döneyim. Kâğıtlardan sonra maket için aldığım malzemeleri gösterdim. Onları da hesaplattıktan sonra 110 lira ödeyip ayrıldım kırtasiyeden.
Projemi teslim ettikten sonra bir saat olsun uyuyabilmenin hayaliyle eve geldim. Uyuyabildim mi? Tabi ki hayır. Arkadaşlarımın yardımıyla geç saatte de olsa tamamladım maketimi. Şimdi sırada bir eksik bulup eleştiri yapmak için sabırsızlıkla bekleyen 5 tane hocanın bakışları altında sunum yapmak var. Sunum derken aslında bana pek söz düştüğü söylenemez. Bir dönem boyunca üzerinde çalıştığım, son bir haftadır tüm işlerimi erteleyip hazırlandığım sunumda iki dakika konuşursam şanslıyım. Sakince başladım fikirlerimi anlatmaya. Tabi ki fazla uzun sürmedi konuşmam. Art arda birçok hoca konumla alakalı bile olmayan bir sürü eleştiri yapıp bitirdiler sunumumu. Yapacağım tek bir şey kalmıştı, o da hocanın moralinin düzgün olduğu bir zamanda not vermesini ümit etmek. Bir an gaflete kapıldım ve hocaya notları ne zaman açıklayacağını sordum. Daha cümlemi tamamlamadan pişman oldum ama artık çok geç. Suratında o küçümseyici ifade ile “ne zaman uygun olursam” cevabını verdi bile. O an bu kadar ters bir hocaya denk geldiğim için ne kadar şanssız olduğumu düşündüm.
Aslında sorun benim şansımda değil. Sorun bize dayattıkları bu eğitim sisteminin tam da kendisi. Bizim sürekli ders çalışmamızı zorunlu kılan bu sistem, tam da patronların hayalindeki bilinçsiz işçileri yetiştiriyor. Biliyorlar ki gençler sınıf bilinçli bireyler olarak yetişirse, onların oyununu bozacak. Bu noktada bize düşen görev ise gerçeklerin farkına varıp, doğru safta yani işçi sınıfının safında dört elle mücadele etmek.
Öğrenciye Ev Yok!
- Yalnızlık ve Korku Duvarını Hep Birlikte Yıkalım!
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- İyi ki UİD-DER’liyim…
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- Bizi “Biz” Yapan Şarkılarımız…
Son Eklenenler
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...
- Türkiye’de siyasal gelişmelerin hızlandığı, her bakımdan zorlu, her bakımdan ağır bir süreçten geçiyoruz. İşçi ve emekçiler, emekliler, gençler olarak enflasyonun hız kesmesini, hayat pahalılığının son bulmasını, geçim derdinin hafiflemesini...
- Sosyal medya platformlarında her gün yeni bir trend beliriyor, insanlar yeni bir akımın peşinden koşturuluyor. Dün “lokma dünyası”, yakın zamanda “Dubai çikolatası” peşinde koşan insanlar, yarın farklı bir yiyecek ya da akımla tüketim sarmalına...
- Toplumun itirazının güçlenmesi, işçi sınıfının kendi talepleriyle, kendi örgütleriyle, kendi mücadele yöntemleriyle sahneye çıkmasıyla mümkün olabilir. Bunun yolu işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlülüğünün, bilinç düzeyinin ve dolayısıyla...