Buradasınız
Fedai Öğretmenin Ölümü: Atanamayan Öğretmenler ve İş Cinayeti Düzeni
Ankara’dan iş güvenliği uzmanları
Her gün iş cinayetlerinde yaşamlarını yitiren işçi kardeşlerimizin haberlerini duyuyoruz. Çünkü kapitalist sistemde patronlar için işçinin canı 13 liradan bile daha değersiz. Evet yanlış okumadınız. Geçtiğimiz günlerde atanamadığı için inşaatta taşeron şirkette çalışan Fedai Altun adlı öğretmen, 13 liralık ekipman verilmediği için elektrik akımına kapılarak feci şekilde can verdi. Hayatımıza giren bir kavram var; “diplomalı işsiz.” Belli bir meslek için eğitim almış işçiler kendi mesleklerinde iş bulamadıkları için başka işlere yöneliyorlar. Bu işler genellikle geçici ve güvencesiz işler oluyor. Bu da iş cinayetlerinin önünü açıyor. Ama burada tek sorun bir öğretmenin başka bir işte çalışırken hayatını kaybetmesi değil. Başlıca sorun iş güvenliği önlemlerinin maliyet olarak görülmesi ve alınmamasıdır. Asıl sorun işçi sınıfının patronları dize getirerek iş güvenliği önlemleri aldıracak örgütlü gücünün olmayışıdır.
İş güvenliği uzmanı işçiler olarak bizler, Fedai gibi yitip giden tüm işçi kardeşlerimizin ölümlerinin sebebinin iş güvenliği önlemlerinin alınmaması olduğunu defalarca vurguladık. Patronların iş güvenliği önlemlerini maliyet olarak gördüğünü söyledik. Gelin birlikte bakalım Fedai'nin ve nicelerinin canı ne uğruna hiçe sayıldı? Fedai Altun hiçbir kişisel koruyucu donanım (KKD) olmadan çalıştırıldığı halde, boyaması için verilen rulo sapının demir olması ve trafonun elektriğinin kesilmemesi sebebiyle yaşamını yitirdi. Fedai’nin amcası şöyle anlatıyor: “Bu çocukta işle ilgili bir deneyim yok. Çalışırken firma ne eldiven ne çizme… Direkt eline 6-7 metre rulo vermişler, onun da sapı tahta değil, demir. Çocuk işi bilmiyor ki ne yapsın? Elektriği kesmeden trafoyu boyatmışlar, 30 tane boyanmış, hiçbirinde elektrik kesilmemiş. Fedai de bu şartlar altında çalışıp elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetti. Hâlbuki verecekleri eldiven 3 TL, çizme 10 TL. İnsan hayatı bu kadar bile etmez mi? Ama tabii firma bunları alsa zarar eder.” Amcasının da belirttiği gibi ne kadar basit önlemler oysaki… Ama patronlar için bu kadar basit önlemlerin alınması bile maliyet olarak görülüyor. Çünkü bu düzende işçilerin değeri yok. Herhangi bir işçi ölürse onun yerini dolduracak işsizler ordusu zaten bulunmakta.
Çalıştığımız şantiyede de kendi alanında iş bulamayıp farklı işlerde çalışan işçiler var. Bizler de farklı alanlardan mezun olduk ve kendi alanımızda iş bulamayınca iş güvenliği uzmanı olduk. Çalıştığımız sektör çok tehlikeli olarak geçiyor. Ama gördüğümüz örnekler işçinin hayatının bu sistemde nasıl da değersiz olduğunu bize gösteriyor. Tam da bu noktada aklımıza 2015 yılında Bilkent Şehir Hastanesi yapılırken bir mühendisin iş cinayetinde nasıl öldüğü geliyor. 19 Eylül 2013’te Bilkent Şehir Hastanesi inşaatının temel atma törenini yapan dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan inşaatın planlanan süreden önce bitirilmesi talimatı vermişti. Erdoğan’ın “Öne çekmemiz lazım. 36 diyor müteahhit firma. Bakanım da ‘30 ayı geçmemeye çalışıyoruz’ diyor. Önümüzde maket var. 24 saat mesai yapacağız. Aynı anda diğer bölümde de çalışmalar başlayacak. Süratle bu işi yürütmeliyiz” dediği inşaatta 24 yaşındaki Burhan Kılıçaslan ikinci iş gününde iş kazasında yaşamını yitirmişti.
İlk kez şantiye gibi bir ortamda çalışmaya başlayan işçiler için bir oryantasyon süreci olmalıdır. Oryantasyon eğitimi işe yeni başlayan çalışanların gereken tüm bilgileri edinmesi ve işe adapte olması için yapılan bir eğitimdir. Sadece eğitim verilmekle kalmaz aynı zamanda kişinin bu işe uyup uymadığı da denetlenmiş olur. Ancak bu oryantasyon süreci işleri yavaşlatacağı, başka işçileri de işinden alıkoyacağı gerekçesiyle patronlar tarafından es geçiliyor. Yani yine patronların kârına göre işler yürüyor, onların daha fazla kâr etmesi için de bizim canımız gidiyor.
Bizler biliyoruz ki bu iki örnek birbiriyle bağlantılı. İşçileri işsiz bırakan da, işsizliği kullanarak işçileri ucuza çalıştıran da, iş cinayetlerinin önünü açan da patronların düzenidir. İş güvenliği önlemlerini almayan patronlar için canımızın kıymeti yoktur. Ama canımızın kıymetini bizler mücadele ederek belirlemezsek patronların düzeni işçilerin kanı üzerinde yükselmeye devam edecek. O yüzden bu sömürü düzenine karşı mücadeleyi yükseltmeliyiz.
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
- Baret Bile Olmadığı İçin!
- 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Gününden 1 Mayıs’a
- Çıraklık Okulları ve Örgütlenme İhtiyacı
- Dev Maden-Sen: “İliç’te Toprak Altındaki 8 Maden İşçisi Sahipsiz, Maden İşçileri de Çaresiz Değildir”
- Gayrettepe’de 29 İşçinin Ölümü Protesto Edildi
- Beşiktaş’ta İşçi Katliamı: 29 İşçi Hayatını Kaybetti
- İktidarın Zihniyeti İliç’te de Aynı!
- İş Kazaları Kader Ya da Fıtrat Olamaz
- İliç’te Aileler Arama Çalışmalarının Durdurulmasını Protesto Etti
- İliç’te Maden Faciası: Tonlarca Siyanürlü Toprak Çöktü, İşçiler Altında Kaldı
- Öğrenci Olmak: KYK Kredisi ve Motokuryelik
- İSİG Meclisi: Son 11 Yılda 671 Çocuk İşçi İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybetti
- 2023’ün İş Cinayetleri Bilançosu: 1932 Can!
- Çocuklarımızın Canı Hiçe Sayılıyor
- Yangın Değil İhmal Can Aldı
- Onun Oğlu Suda Yüzme de Bilmezdi…
- Artık Acılarda Birleşmek İstemiyoruz!
- İşçiler Ölüyor Sorumlular Hesap Vermiyor!
- Davutpaşa Davası Yeniden Görüldü Ama Yine Adalet Yok
- Madenlerden Denizlere Sermayenin Kâr Hırsı Can Alıyor
- Maden Ruhsatsız, Göçmen Sahipsiz!
- Göçmen İşçilerin Katili Sermaye Düzenidir!
- Tosyalı Demir Çelik’te İş Cinayeti
Son Eklenenler
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...