Buradasınız
Gebze’de Haykırdık: Soma’nın da Ermenek’in de Hesabını Soracağız!
Gebze’den UİD-DER’li işçiler
29 Ekimde Gebze Eski Çarşı önünde, Ermenek madenci katliamını protesto etmek, Gebzeli işçi ve emekçileri iş cinayetlerine karşı mücadele etmeye çağırmak için bir stant açtık. Standımızda Soma’dan Ermenek’e madenci katliamının devam ettiğini, alınması gereken güvenlik önlemlerinin patronların umurunda bile olmadığını anlattık. Gebzeli işçiler, standımızı ziyaret ederek yerin yüzlerce metre derinliklerinde sular altındaki 18 işçinin acısını ve öfkesini bizlerle paylaştı.
Metalden deriye, inşaattan petrokimyaya pek çok sektörden işçiyle sohbet ettik. Tüm işçilerin anlattıkları birbirinden farklı değildi. İş kazalarına, işçi ölümlerine, düşük ücretlere, uzun çalışma saatlerine, taşeron köleliğine, işsizliğe karşı çıkan pek çok işçi, bültenlerimizden ve broşürlerimizden aldılar. Sundukları katkı ile dayanışmada bulundular. Gebzeli emekçiler Karaman’daki maden faciasına karşı duydukları üzüntüyü dile getirdiler.
UİD-DER’li işçiler olarak aylarca yürüttüğümüz “İş Kazaları Kader Değildir, İşçi Ölümlerini Durduralım!” başlıklı mücadele kampanyamızın önemi bir kez daha acı bir biçimde ortaya çıkıyor. Madenlerin, inşaatların toplu mezarlara döndürüldüğü şu günlerde, anaların-eşlerin feryatları içimizi yakmaya devam ediyor. Yitirdiğimiz işçilerin ardından, aslında kolay bir biçimde alınabilecek güvenlik önlemlerinin nasıl alınmadığına öfkeyle şahit oluyoruz. Gözü dönmüş patronlar, işçileri katletmeye, kâr hırsı uğruna onca eve ateş düşürmeye devam ediyorlar.
Ancak bizler tek başına kalmış çaresiz işçiler değiliz. Bizler, işçilerin mücadele örgütü olan UİD-DER’de birlikte emek verdiğimiz kampanyamızın taleplerini yükseltmeye, yüz binlerce işçinin çığlığı olan kampanyamızı işçilere anlatmaya devam ediyoruz. İş güvenliği önlemlerinin maliyet olarak görülemeyeceğini, iş kazalarının ve işçi ölümlerinin ancak örgütlü işçiler tarafından durdurulabileceğini daha yüksek sesle haykırıyoruz. Soma’da, Torunlar’da, Karaman’da yitirdiğimiz işçi kardeşlerimizin acısı acımızdır. Acımız ve öfkemiz büyük! Başka acılar yaşamamak için bir araya gelmekten ve birbirimize kenetlenmekten başka bir yolumuz yok!
Barış
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
- Baret Bile Olmadığı İçin!
- 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Gününden 1 Mayıs’a
- Çıraklık Okulları ve Örgütlenme İhtiyacı
Son Eklenenler
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...
- Adnan Yücel, Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek şiirinde “saraylar, saltanatlar çöker, kan susar bir gün, zulüm biter” der. Yeryüzünde “aşkın” yani özgürlüğün, barışın, mutluluğun hâkim olacağı günler için ve o günlere kadar mücadelenin devam edeceğini...
- Bugün dünyanın pek çok yerinde savaş naraları yankılanıyor. Filistin, Ukrayna, Suriye, Lübnan, Yemen ve daha birçok ülkede emperyalist savaşların getirdiği yıkımlara, acılara, ölümlere tanık oluyoruz. Şimdilik televizyon ekranlarında, gazetelerde...
- Portekizli yazar Jose Saramago “Körlük” romanında toplumsal körlüğü, bu kitabın devamı olan “Görmek” romanında ise ezilenler gerçekleri görmeye başladıklarında neler olduğunu anlatır. “Körlük” romanı 1933-1974 yılları arasında Portekiz’de hüküm...