Buradasınız
Gerçek Suçlu Kim?
Hacettepe Üniversitesi’nden bir öğrenci

Geçtiğimiz günlerde Bağdat Caddesi’nde 19 yaşında bir genç kız tecavüze uğradı. Bu iğrenç olayın ardından “o saatte orada ne işi vardı, nereden geliyordu?” gibi bir dizi çirkin tartışma yapıldı. “O saatte” sokakta yürüyen bir kadın tecavüzü hak ediyordu, öyle mi? Mini etek giyen de hak ediyordu, kahkaha atan da zaten… Öyle mi? Emekçi kadınlar akşam eve dönerken, minibüste tek kaldıklarında, yalnızken arkalarında bir erkek yürüdüğünde tedirgin oluyorlar. Bunu kendimize biz mi yapıyoruz peki?
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek geçen yıllarda, tecavüze uğrayıp hamile kalan kadının kürtaj yaptırması konusunda şöyle demişti: “Anası olacak kişinin hatasından dolayı çocuk niye suçu çekiyor? Anası kendisini öldürsün!” Yani tecavüze uğramasının kadının suçu olduğunu söylüyordu. AKP Milletvekili Ayhan Sefer Üstün ise “tecavüzcü, kürtaj yaptıran tecavüz kurbanından daha masumdur” demişti. Kardeşler, tecavüze uğramak bizim suçumuz mu? Bu aşağılık insanlar nasıl olur da bir tecavüzcüyü böyle aklarlar? O günden bu güne yaşanan yüzlerce acı olay karşısında, iktidar sözcülerinin bakış açıları hiç değişmedi. Kadını yaşamın dışına itip, onu sadece yemek yapmak ve çocuk bakmakla sorumlu tutanların görüşleri bunlar. Emekçi kadınların yerini ev olarak görenler, onu toplumun en aşağısına koyanlar tacizi, tecavüzü meşrulaştırıyorlar. Ne yazık ki tecavüze uğrayan kadın için hiçbir destek sağlanmıyor. Suçlularsa türlü çeşit yollarla ceza indirimleri alıyor, çok kez yargılanmıyorlar bile. Erkeklerin her zaman kadınlardan üstün olduğunu düşünenler kadını suçlamak için bin bir türlü bahane üretebiliyorlar yaşanan tecavüzlerde. Hatta Nevin Yıldırım’ın yaşadıklarından hatırladığımız gibi, tecavüzcüsüne karşı koyan bir kadın hapse mahkûm ediliyor.
Kadını aşağılayan söylemler yaygınlaştıkça, taciz ve tecavüz, kadına şiddet de normalleşiyor. Emekçi kadınların hayatını kâbusa dönüştüren bu olayların sorumlusu kapitalist sömürü düzenidir. Reklamlarda ve filmlerde kadın bedeni özellikle öne çıkarılıyor, kullanılıyor. Çocukluğundan beri erkeklere “kadının sahibi” olabileceği belletiliyor, kadının o ne isterse yapmakla yükümlü olduğu söyleniyor. Diyanet Bakanlığı’nın web sitesinde ise “babanın öz kızına şehvet duyması haram değildir” denebiliyor. Bunlar erkeklerin kafasına her gün kazınan hastalıklı düşüncelerdir. Kapitalist sistem her gün yeni tecavüzcüler üretiyor. İnsanların psikolojilerini, vicdani duygularını bozan bu sistem emekçi kadınların sorunlarına çözüm getirmez elbette. Yalnızca kadının üzerindeki baskıyı arttırır, erkek işçilerin kadına olan bakışını sınırlar ve bizleri başka acılarla karşı karşıya getirir. Biz emekçi kadınlar sorunlarımızı çözmek için mücadeleye atılmalıyız. Tecavüze de, kadına şiddete de, işyerlerimizde ya da okullarımızdaki cinsiyet ayrımcılığına da mücadeleci erkek sınıf kardeşlerimizle birlikte son vereceğiz. İşte bu yüzden “Emekçi Kadınlar Mücadeleye” kampanyamız etrafında birleşmeliyiz. Sorunlarımızı paylaşmalı ve sorunlarımızın kaynağı olan bu düzene karşı mücadele etmeliyiz.
- Emekten Yana Bir Bilim İnsanı: Alice Hamilton
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Nefes Almak İçin…
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: 8 Mart Yol Gösteriyor, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Emekçi Kadın, Yaşam, Mücadele, Dönüşüm
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- UİD-DER Kadın Komitesi: Sorunlar, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Güvencesiz ve Esnek Çalışma Modellerine Bir Yenisi Eklendi: “Komşu Annelik”
- Bu Televizyonlar Neleri Gösterir, Neleri Göstermez?
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
Son Eklenenler
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.