Buradasınız
Gizlenen Ölümler: Meslek Hastalıkları

Açgözlü patronlar sınıfının kâr hırsı, işçileri canından etmeye devam ediyor. Hayatları pahasına ömürlerini işyerlerinde tüketen işçiler, patronların kâr hırsına kurban gitmekten kendilerini kurtaramıyorlar. İşçi sınıfının üzerine basarak yükselen patronlar sınıfı, altta kalanın canını çıkarmakla kalmıyor, geride devasa bir mezarlık bırakıyor.
İnsanlık dışı çalışma koşulları, uzayan iş saatleri ve önlemlerin alınmaması yüzünden iş kazaları ve iş cinayetleri tırmanışa geçmiş durumda. Türkiye’de yalnızca 2016 yılında yaklaşık 2 bin işçi yaşamını yitirirken, 2017’nin ilk yedi ayında 1119 işçi iş cinayetlerinde can verdi. Dünyada ise Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) açıklamalarına göre her yıl yaklaşık 2,3 milyon işçi iş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle yaşamını yitiriyor, 300 milyondan fazla iş kazası meydana geliyor. Rakamların dili soğuktur. Ancak gerçekler can yakmaya devam ediyor. İç ürperten bir başka gerçek ise, işçilerin yaşamının bir değeri olmadığı gibi, ölümlerinin de kayda değer olmadığıdır. ILO’nun “çalışma faaliyetinden kaynaklanan risklere maruz kalma sonucu oluşan hastalıklar” olarak tanımladığı meslek hastalıkları, Türkiye’de istatistiklere yansımamakta, adeta yok sayılmaktadır.
Kayıt dışı istihdamın, taşeron çalışmanın alabildiğine arttığı, örgütlülük ve sendikalaşma oranının düşük olduğu, işyerlerinde yeterli denetimin, bildirimin yapılmadığı ve önlemlerin alınmadığı, tıbbi meslek hastalıkları tanı sisteminin olmadığı Türkiye’de, meslek hastalıklarının yalnızca %1-1,5’i kayıt altına alınıyor. ILO ve Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) kabul ettiği parametreye göre, bir ülkede çalışma ortamlarının durumuna bağlı olarak, her bin kişiden en az 4’ünde ve en çok 12’sinde meslek hastalığı görülmesi beklenmektedir. Oysa yılda 2 bine varan işçinin iş cinayetlerinde hayatını kaybettiği, yaklaşık 25 milyon çalışanın bulunduğu Türkiye’de SGK tarafından meslek hastalığı diye bildirilen rakam 500’ün altında. ILO’nun verilerine göre meslek hastalıklarından kaynaklanan ölüm sayısı iş kazalarındaki ölüm sayısından 5-6 kat fazla. Bu durumda sadece 2016 yılında meslek hastalıklarından ölen işçi sayısı en az 10 bin! SGK’nın verilerine göre, yıllara göre azalarak seyreden meslek hastalıklarından kaynaklanan ölüm sayısı, gizlenen meslek hastalıklarının vahametini ortaya seriyor. 2006’da 9, 2007 ve 2008’de 1, 2010’da 10, 2011’de 10, 2012’de 1 işçi meslek hastalıklarından dolayı yaşamını kaybetti. 2009, 2013, 2014 ve 2015’te ise meslek hastalığından ölen işçi yok!
Meslek hastalıklarını bütünüyle önlemek mümkün. Ancak İstanbul, Ankara ve Zonguldak’ta olmak üzere yalnızca üç meslek hastalığı hastanesinin olduğu Türkiye’de, meslek hastalıklarının tespit edilmesi bile mümkün değil. Ağır çalışma koşullarının ürünü olan meslek hastalıkları, patronların kâr hırsı yüzünden binlerce işçinin ölümünü beraberinde getiriyor. Rakamlarla gizlenen gerçekler, gittikçe ağırlaşan çalışma koşullarıyla yaşamı çekilmez hale gelen işçi sınıfı tarafından gün yüzüne çıkarılmayı bekliyor. Meslek hastalıklarını da kapitalist düzenin yol açtığı ölümleri de engelleyecek olan işçi sınıfının örgütlü mücadelesidir.
- 301’i, Soma’yı, O Günden Beri Hiç Unutmadık…
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- Sorumluluğu İşçiye Yıkmanın Yolu: “Ya Güvenli Çalış Ya Hiç Çalışma”
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
Son Eklenenler
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...