Buradasınız
Haksız Savaşları Kabul Etmeyen Deli mi?
Esenyurt’tan bir grup işçi

22 Mayıs Pazar günü Esenyurt’ta işçi dostlarımızla birlikte “Sürgün” filmini izledik. Film 1916 yılında, 1. Dünya Savaşında, Yeni Zelanda ordusundaki savaş karşıtı 14 askerin mücadelesini anlatıyor. Bu 14 asker, kendilerini cepheye sürmek ve Alman askerleriyle savaştırmak isteyen komutanlara karşı direnir ve asker kıyafetlerini giymezler. Direnmenin karşılığı acılarla doludur. Cepheye sürüldüklerinde kendilerini ve savaşın kime hizmet ettiğini diğer askerlere duyurmaya çalışırlar. “Biz kardeşlerimizi öldürmeyiz, bu savaş bizim savaşımız değildir. Bu savaş zenginlerin savaşıdır, biz kardeşlerimize silah tutmayız” derler.
Filmde de bir kez daha görmüş olduk ki, egemenler işçileri savaşa karşı milliyetçi duygularla öyle bir ikna ediyor ki, emekçiler öldürdüğü insanın da onun gibi bir insan olduğunu unutuyor. Ona bir düşman olarak bakıyor. Savaşa ikna edilen emekçiler savaşın yüzünü cephelere gönderildiğinde görüyorlar. Filmin sonunda savaşa karşı duran askere doktor deli raporu veriyor. Asker doktora “ben deli değilim” diye karşılık veriyor. Doktor askere “savaş aklı olanın işidir” diyor.
Filmden sonra işçi kardeşlerimizle sohbetler ettik. Sohbetlerimizde emperyalist savaşların yıkıcılığını, acılar ve yıkımlar getirdiği konuşuldu. Kahramanlık, zafer kazanma, övünme duygularının işçiler için anlamı olmadığı anlatıldı. Geçmişte Birinci Dünya Savaşı ve İkinci Dünya Savaşları yaşandı. Milyonlarca insan öldü. Milyonlarca insanı katletmenin neresi akıllılık?
Bugün de 3. Dünya Savaşı yaşanıyor. Düzen güçleri işçileri nasıl milliyetçileştiriyor, kardeşi kardeşe düşman hale getiriyor hepimiz görüyoruz. Olmayan evlatlarını feda etmek kolaydır. Bizler neden patronların çıkar savaşlarında ölelim, öldürelim? Bizim başka ülkelerdeki işçilerle ya da aynı topraklarda yıllarca yaşamış olan Kürt kardeşlerimizle ne alıp veremediğimiz var? Egemenlerin savaşları işçilerin savaşı olamaz. İşçi sınıfının geçmişte yaşamış olduğu çok önemli bir örnek var. Rusya işçi sınıfı 1917’de iktidarı ele alarak silahları kardeşlerine değil onları savaşa sürükleyen patronlara doğrultmuşlar. Kapitalistler devrimin yayılmasından korkarak birinci dünya savaşını bitirmişler. İşçi sınıfının tarihinde öğrenmemiz gereken çok şey var. Bizlerin tek düşmanı bu tepemizdeki patronlar ve onları temsil eden zatlardır. Onun için örgütlü olmak hayat kurtarır.
- “Yüzücüler” Filmi: İnsanlığın Göç Yollarındaki Yaşam Mücadelesi
- Üzgünüz Size Ulaşamadık!
- Umutsuzluk içinde “Umut”
- Sahte umudun umutsuzluğu
- Umutla gerçek arasındaki fark
- Cabbar’ın ümitsiz umudu
- “Umut fakirin ekmeğidir” derler
- Yılmaz Güney’in UMUT filminden
- Dövüşenler ölenlerin tutmaz yasını!
- “Gazap Üzümleri” Film Gösterimi
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- 7 Ekim’in Birinci Yılı: Emperyalist Savaş Büyüyerek Devam Ediyor
- Ukrayna Savaşının 2. Yıldönümü: “Emperyalist Savaşa Karşı Mücadeleye!”
- Ukrayna Savaşının İkinci Yılı: Ukrayna’dan Gazze’ye Emperyalist Savaşa Hayır!
- Filistin ve Ortadoğu’da Emperyalist Savaş Yangını Devam Ediyor
- Bütçe Holdinglere Akıyor, Holdingler Savaştan Besleniyor!
- Milyonlar Meydanlarda Filistin Halkıyla Dayanışmayı Büyütüyor
- Emperyalist Savaşa Karşı İşçilerin Uluslararası Dayanışmasının Önemi
- Savaş ve Biz İşçiler
- Akan Kan Bizim de Kanımızdır!
- Filistin Halkıyla Dayanışma Büyüyor: Emperyalist Savaşa Hayır!
- Japon Doro-Çiba Sendikasının Filistin Sendikalarına Yanıtı
- Filistin Sendikalarının UİD-DER’in Mesajına Yanıtı
- Türkiye’de ve Dünyada Filistin Halkıyla Dayanışma Eylemleri: “Savaşı Durdurun!”
- Savaş Emekçiler İçin Yıkım Demektir! Savaşa Hayır!
- Haksız Savaşlar Memleket Sormaz!
- Haksız ve Emperyalist Savaşlara Hayır Diyoruz!
- Emekçiler Haykırdı: Rusya Elini Ukrayna’dan Çek! NATO’nun Genişlemesine Hayır!
- İşçi Sınıfının Tek Güvencesi Örgütlü Gücüdür!
- Emekçiler Haksız Savaşlara Hayır Diyor!
Son Eklenenler
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/