Buradasınız
Hamile Kadın İşçilerin İşyerlerinde Yaşadıkları Sorunlar
Bostancı’dan bir kadın işçi
Kadın işçiler işyerlerinde birçok sorunla karşı karşıya kalıyorlar. Özellikle hamilelik döneminde kadın işçilere yönelik haksız uygulamalar, baskılar ve ayrımlar çoğalıyor. Geçen aylarda işyerimde bir kadın işçinin hamileliği nedeniyle yaşadığı sorunlara bizzat şahit oldum. İşçiler ve işçi çocuklarına değer vermeyen bu sistemden kurtulmak gerektiğini bir kez daha anladım.
Arkadaşım sekretaryada çalışıyordu. Hamileliği nedeniyle düzenli olarak doktor kontrolüne gidiyordu. İşyeri müdürü önce “git, ne demek” diyerek izin veriyordu. Sonraları arkadaşım izin almaya gittiğinde müdürün yüzü asılmaya, sinirlenmeye başladı. Sonra müdür “ne zamana kadar sürecek bu izinler?” sorusunu sormaya başladı. Hamileliği nedeniyle işçi arkadaşımız daha erken yorulmaya, fazla hareket edememeye başlamıştı. Bu durum işyeri müdürünün canını sıkmaktaydı. Ona göre sekretaryada çalışan bir işçi hem görünüşüyle “düzgün” hem de çalışmasıyla aktif ve verimli olmalıydı. İzin alırken sürekli sorun yaşaması, düzenli ve zamanında doktor muayenesine gidememesi, çocuğu olunca bırakacak bir yerinin olmaması arkadaşım için stres yaratıyordu. Ve sonunda hem müdürün baskısı hem de yaşadığı strese dayanamayarak işten çıkmak zorunda kaldı. Böylece kucağında çocuğuyla, daha kötü yaşam koşullarına mahkûm edildi.
Arkadaşımın yaşadığı sorun elbette sadece onun bireysel sorunu değildi. Fabrikalarda, işyerlerinde çalışan binlerce hamile kadın işçi patronların bu tür uygulamalarına ya da davranışlarına maruz kalıyorlar. Kadınlar hamilelik boyunca yoğun ve kötü şartlarda çalışmaya zorlanıyorlar. Hamile bir kadın işçiden, normal bir insandan istenen iş performansı isteniyor. Çalışma saatlerinde ve çalışma koşullarında bir değişiklik yapılmıyor. Hamilelik süresince bölüm değiştirmesi gereken kadın işçilerin bölümleri, “istifa etsinler” diye değiştirilmiyor. Doktor raporu olmasına rağmen ağır koşullarda, saatlerce, sağlıksız bir ortamda çalışmaya devam eden hamile işçilerin birçoğu bebeklerini kaybetmekte. Sağlıksız koşulların sonucunda bebeklerin birçoğu dünyaya geldiği ilk günlerde bile küçücük bedenleriyle hastalıklarla boğuşmaktadırlar. Oysa İş Kanununda, gerekli görüldüğü takdirde hamile olan kadın işçinin hekim raporu ile sağlığına uygun hafif işlerde çalıştırılması öngörülüyor. Hatta aynı yasada hamile bir işçinin günde yedi buçuk saatten fazla çalıştırılamayacağı da yazıyor. Bu yasalara rağmen hamile kadın işçiler fazla mesailere bıraktırılıyor, vardiyalı çalıştırılıyorlar.
Hamile kadınlar çoğu kez hamilelikten dolayı işten atılma ile karşı karşıya kalıyorlar. Patronlara göre hamile bir işçi işyerinde karnının şişmesiyle “kötü gözüken”, “hızlı hareket edemeyen”, “yorgun”, “verimsiz”, “sürekli izin alan” bir işçi demektir. Bu yüzden ellerinden geldiğince kısa sürede onlardan kurtulmak ve doğumdan kaynaklanan haklarını vermemek isterler. Patronlar için önemli olan kârdır ve hamile kadınların kendilerine yük olmasını istemezler. Sebepsiz yere işten atmak ya da istifa ettirmek için baskı uygularlar. Oysa İş Kanununda feshin geçerli sebebe dayandırılmasına yönelik 18. maddede, işçinin hamilelik yüzünden işten çıkartılamayacağı yazıyor. Buna rağmen birçok kadın işçi bu sebepten dolayı işten atılıyor. Hamile işçiler için İş Kanununun 74. maddesi “Hamilelik, Doğum İzni İle Emziren Kadın İşçilerin Hakları” başlığıyla düzenlenmiştir. Bu maddede hamile işçilerin doğum izni de düzenlenmiştir. İzin, doğumdan önce ve sonra 8’er hafta olmak üzere toplam 16 haftadır. Hamile işçilere hamilelikleri süresince periyodik kontrolleri için ücretli izin verilmesi gerekmektedir. Her işyerine kreş açılması zorunluluğu getirilmelidir. Aksi takdirde birçok işçi kadın çocuklarını çalışma masalarında, fabrika köşelerinde büyütmeye devam edecekler. Küçüklüklerinde çocukların oyun alanı olan fabrikalar, büyüdüklerinde onlara cehennem azabı yaşatan alanlar olacak.
İş kanununda yazan fakat patronlar tarafından hiçbir zaman doğru dürüst uygulanmayan yasaları uygulatacak olanlar kadınıyla erkeğiyle biz işçileriz. Hamile kadın işçiler her şeye rağmen yeni nesilleri doğurmaya devam edecekler. Eğer kendileri mücadeleye atılırlarsa doğacak yeni nesiller için daha yaşanabilir bir dünya bırakmış olacaklar. İnsanca yaşam ve çalışma koşulları için örgütlenmeli ve mücadele etmeliyiz.
46. Yılında Kavel Destanı
Okumak
- 12 Eylül’den Önce 12 Eylül’den Sonra
- “Yaşam Adil Olmadan Ölüm Adil Olur mu?”
- Hak İstiyorsak Sorumluluk Almalıyız
- Pazar Yerinden Sesler: “Ödenmeyecek! Ödemiyoruz!”
- Erizihson Efsanesi ve Açgözlülük Meselesi
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım!
- İşçi Dayanışması 185. Sayı Çıktı!
- “Yolun Karanlığı Olmaz, İyi Bir Arkadaşla Yürüyene”
- Sınırdışına Çıkmak mı Sınırları Aşmak mı?
- Dünya Meydanlarından Yükselen Sesler Bize Ne Anlatıyor?
- “Bu Hayatı Yaşamanın Başka Bir Yolu Olmalı…”
- Titan’dan Titanik’e Kapitalizmin Akıl Dışı Hikâyesi
- “Büyük Türkiye”den “Türkiye Yüzyılı”na Hayatımızda Ne Değişti?
- Kıdem Tazminatına Ne Oldu?
- Saldırılara Nasıl Karşı Koymalı? Maden-İş Örneği Yol Gösteriyor!
- İşçi Dayanışması 184. Sayı Çıktı!
- Asıl Değerli Olan…
- Neden ve Nasıl Değiştim?
- Birimize Yapılan Hepimize Yapılmış Demektir!
- Armut Ağacı ve Bilinç Meselesi
Son Eklenenler
- Ben kendi harçlığımı çıkarmak için yazları çalışan bir öğrenciyim. Hayat pahalılığından dolayı çalıştığım yerde bazen mesailere kalıyorum. Hem bedenen hem de psikolojik olarak o kadar çöküyorum ki o günlerde! Ruhumu dinlendirebileceğim, rahat bir...
- Fabrikamızda bir haftadır ek zam alabilmek için mücadele ediyoruz. Umut da cesaret de bulaşıcıdır derler. Biz çevremizdeki fabrikalarda işçi arkadaşlarımızın verdiği mücadelelerden etkileniyoruz. Onları yakından takip ediyoruz. Özellikle geçim...
- İşçiyi köle gibi çalıştırmayı kendilerine hak gören patronların pervasızlıkları, işçilerin haklarına yönelik saldırıları bitmiyor. Geçtiğimiz günlerde BİM (BİM Birleşik Mağazaları A.Ş.) Balıkesir Bölge Müdürlüğü, Balıkesir Bölge Deposu...
- Agrobay Seracılık’ta sendikalı oldukları için tazminatsız işten atılan işçiler direnişlerinin birinci ayında İstanbul’da Almanya Başkonsolosluğu önünde basın açıklaması yaptılar. Toplu iş sözleşmesinden doğan geriye dönük alacakları için eylemler...
- Libya’da 10 Eylülden bu yana etkili olan şiddetli yağış ve seller sonucunda meydana gelen felaketin boyutu giderek ağırlaşıyor. Libya’nın doğusunu vuran, 100 bin kişilik liman şehri Derne’nin büyük bir bölümünü sulara gömen sel felaketinde 10 binden...
- İsviçreli işçiler 16 Eylülde talepleri için meydanlara çıktı. İsviçre Sendikalar Federasyonu (USS) ve demokratik kitle örgütlerinin çağrısıyla Bern kentinde toplanan işçiler artan hayat pahalılığına karşı ücretlerin arttırılmamasına tepki gösterdi.
- Ben Bilecik/Bozüyük’te metal fabrikasında sendikalı olarak çalışan bir işçiyim. 2023-2025 yılları için yapılacak olan grup toplu iş sözleşmesi sürecinden geçiyoruz. Bugün oluşturulan taslak zaman zaman iyi gibi görünebiliyor. Ancak kesinlikle...
- DİSK’e bağlı Limter-İş Sendikası, tersane taşeronlarının sendikalarına yönelik saldırılarını protesto etmek için Tuzla Gemi Tersanesi önünde bir eylem düzenledi.
- Bu yaz gerek ülkemizde gerek dünyada sıcaklıklar artınca çalışma koşulları iyice zorlaşmıştı. Açık alanda güneşe direkt maruz kalan çalışanlarda sıcak çarpması, mide bulantısı ve başka rahatsızlıklar baş göstermişti. Benim çalıştığım şantiyede de bu...
- Ankara’da emekçi kadınlar olarak bir araya geldik, “Diren” filmini izledik. İşçi Dayanışması’nın 184. Sayısında, Emekçi Kadın köşesinde çıkan “Bu Hayatı Yaşamanın Başka Bir Yolu Olmalı…” yazısında anlatılanlar üzerine filmi merak etmiştik....
- İşçi sınıfının şairi Nâzım Hikmet’in bu dizeleri yazmasının üzerinden uzun yıllar geçti. Burjuvazi, ağır çalışma koşullarına ve düşük ücretlere razı edebilmek için işçi sınıfını yalanla beslemeye devam ediyor. Burjuvazi işçi sınıfına sopa göstererek...
- Birleşik Metal İşçileri Sendikası Gebze 1 No’lu Şube, 17 Eylülde, sendika yöneticileri, delegeler ve çeşitli sendikalardan, emek örgütlerinden, sosyalist partilerden konukların katılımıyla 15. Olağan Genel Kurulunu gerçekleştirdi. “Gelenekten...
- ABD’nin Detroit kentinde “3 Büyükler” olarak adlandırılan General Motors, Ford ve Stellantis otomobil fabrikalarında çalışan işçiler toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve gitti. 15 Eylülde, Birleşik Otomotiv İşçileri...