Buradasınız
İktidar Krizi Bize Fatura Ediyor
Bahçelievler’den bir emekçi
Merhaba kardeşlerim. İlginç zamanlardan geçiyoruz. Malumunuz Mart ayında yerel seçimler var. Siyasi iktidar, bir taraftan bizi yoksulluğa mahkûm ederken, diğer taraftan sanki 16 yıldır iktidarda değilmiş gibi konuşuyor. Kimi vaatlerle bizi aldatmaya çalışıyor.
İlk olarak işçi sınıfının durumuna bakalım. Malumunuz yeni yıl ile birlikte asgari ücrete %26 oranında zam yapıldı ve bekâr bir işçi için asgari ücret 2020 liraya yükseldi. Bu zam oranı ve parasal miktarı ilk bakışta iyi görünüyor. Öte yandan enflasyon açısından bakıldığında durum pek iç açıcı değil. Bunu her gün market, pazar alışverişinde yaşayarak görüyoruz. Bu asgari ücret zammı, aslında krizle birlikte eriyen ücretlerimizi karşılamaya bile yetmedi. Yani reel ücretlerimiz, alım gücümüz düştü.
Devam edelim. Kredi kartı borçları için yeniden yapılandırma oluşturuldu. Kredi kartı borcunuzu Ziraat Bankası üzerinden mevcut faiz oranının altında bir faiz oranı ile yeniden yapılandırabiliyorsunuz. Eminim her işçi kardeşimin kredi kartı borcu vardır. Öte yandan kredi kartı borcunuzun aslında ödenmediğine ve mevcut borcunuzun arttığına işaret edelim. Size yalnızca zaman yaratılıyor. Burada biz işçilerden ziyade bankalara sermaye aktarıldığının da farkında olmalıyız.
Gelelim market fiyatlarının azaltılması yönünde yapılanlara. Ülkedeki istisnasız her markette, fiyatlar biz işçiler açısından oldukça yüksek. Bu durum marketçilerin fırsatçılığından ziyade kapitalist ekonominin işleyişi ile ilgili bir durum. 2018 yılında üretici fiyat enflasyonu %50’ye yakın oranda arttı. Bu TÜİK’in resmi oranıdır. Ve doğal olarak 2018 yılında fiyatlar yavaş yavaş artmaya başladı. İktidar bu sorunu şimdilik tehdit ile çözmeye çalışsa da bu çözüm sürdürülebilir değildir. İktidar ekonomik sorunlar için yerel seçimlere kadar hafifletici önlemler alıyor görülebilir, öte yandan bu önlemlerin yaşamlarımıza gerçek anlamda bir katkı sağlayıp sağlamadığını sizlerin takdirine bırakıyorum.
Gelelim patronlar ile iktidar arasındaki ilişkiye. Geçen yıldan başlayarak iktidarın patronlara ilk kıyağı banka borçlarının altı ay ödemesiz, üç yıl vadeye kadar yeniden yapılandırması şeklindedir. Burada özel sektör borcunun önce bankalara, bankalarda yaşanabilecek sorunlardan sonra da kamuya aktarımı hazırlanmış oluyor. Borcun kamuya aktarılmasının ise aslında borcun biz işçilerin sırtına yıkılması olduğunun altını çizelim. Dahası yeni yıl ile doğrudan 20 milyar lira teşvik dağıtılacağı ve bu teşviklerin 10 milyar lirasının yılın ilk üç ayında verileceği açıklanmıştır. Siyasi iktidar neredeyse her yıl düzenli olarak vergi afları çıkarıyor. Bu aflar patronlar sınıfına “siz verginizi ödemeyin bekleyin, ben nasıl olsa vergi borçlarınızın faizlerini sileceğim” demektir. Tüm patronlar bu gerçeği bildiğinden fırsatını bulanların hepsi vergi affı bekliyor. Bunlara ek olarak rejim, inşaat sektöründe satılamayan ultra lüks konutlar için kamu bankaları üzerinden, bakanların da katıldığı kampanyalar düzenlemiştir. Bu kampanyalarda mevcut piyasa faizinin çok altında faizlerle satış yapılmaya çalışılmış. Muhtemelen kamuya ciddi bir zarar yazılmıştır. Öte yandan inşaat sektöründe işlerin hiç iyi gitmediği ortada olan bir gerçektir. 2019 yılında işe yeni alınacaklar için primler üç ay süreyle devlet tarafından karşılanacaktır. Patronlara yapılan bir güzel kıyak daha. Velhasılıkelam patronlar sınıfı ile iktidar arasında bir sorun yoktur. İktidar her daim patronlar sınıfına sahip çıkmaktadır.
Mevcut ekonomik kriz derinleşerek devam etmektedir. Ödenecek fatura ağırlaşmaktadır. Bu faturayı rejim biz işçilere ödetmek istemektedir. Marttan sonraki aylarda enflasyon, zamlar, vergiler sağanak gibi üstümüze yağacak. Pek çok sosyal hakkımız kesintiye uğrayacak. Belki pek çoğumuz işsiz kalacağız. Bu konularla ilgili siyasi iktidara güvenemeyiz. Kendi hakkımıza kendimiz sahip çıkmalıyız. Gücümüz birliğimizde ve örgütlü mücadelemizdedir.
YÜREKLERİN GEZİNTİSİ
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
- Maaşlar Eriyor: Bu düzen Değişmeli!
Son Eklenenler
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...