Buradasınız
İnsanı Boğan İş Görüşmeleri
Sarıgazi’den işsiz bir işçi
İşsiz kalmaktan en çok niye nefret ederim bilir misiniz? İş görüşmelerine gitmek zorunda olduğumdan. Size birkaç iş arama hikâyemi anlatayım.
Sürekli önünden geçtiğim büyük bir firma var. Her önünden geçtiğimde de “Ah, burada çalışsam keşke” derdim kendi kendime. İşsiz kaldığım bir gün buraya da uğrayıp başvuru formu doldurdum ve görüşmeye çağrıldım. Sevinçten havalara uçmuştum. İşyerinin kapısında beni güvenlik karşıladı. Buradaki görevli beni danışmaya götürdü. Danışmada bana bir kart verildi ve burada çalışan bir işçi beni alarak asansörle görüşme yapılacak kişinin odasına götürdü. Zannedersiniz ki işyeri değil askeriye. Beni getiren işçi ile İnsan Kaynaklarındaki “hanımefendi” benimle görüşmeye başladı. İki ağızdan başladılar topa tutmaya. Bir an patron kılık değiştirdi, bana oyun oynuyor sandım. Ama hayır bu bir oyun değildi. Benimle konuşanlar orada çalışan ama işçi olduğunun farkında olmayan kişilerdi. Patronun çıkarları bu kadar mı kollanır? “5 dakika geç gelsen saatlerin kesiliyor. Saatin gelince çıkarsın ama işini yetiştiremezsen niye mesai kalmadın diye hesap sorarız. Sadece işini yapacaksın, çok konuşanı sevmeyiz. Her ay siparişlerini arttıracaksın. Bunun karşılığında prim veririz ama maaş az tabii. Kendine her geçen gün bir şeyler katamayacak kişilerle çalışmayız. İş arama sitelerinden cv’ni kaldıracaksın. Tek tek kontrol eder, cv’ni herhangi bir sitede bulursak tazminatsız işine son veririz.” vs. vs.
Arkama bile bakmadan kaçtım oradan. Patronun o binaları nasıl diktiğini bir kez daha anladım böylece. Biz işçiler patronların gözlüğünü bırakıp kendi gözlüklerimizle bakmadığımız sürece yaşadıklarımıza, daha çok binalar yükselir sırtımızdan.
Sonra bir başka iş görüşmesine daha gittim. Bu seferki gayet iyi görünüyordu. Çalışma saatleri haftalık 45 saat, resmi tatiller veriliyor. SSK primi gerçek ücret üzerinden ödeniyor. Tamam, artık aradığım yeri bulmuştum. Görüşmede karşıma 3 orta yaşlı kadın çıktı. Konuşmaya başladılar. Konuştukça onlar dev ben böcek oldum. Nasıl bir kasılma bu böyle? Zannedersiniz ki şirket onların. Bir de medeni halimden kiminle yaşadığıma, evde kaç kişinin çalıştığından yaşlarına kadar sormaları yok mu? GBT’ye girmiş gibi hissettim kendimi. “Peki sizi neden işe almalıyız? Bize ne katacaksınız?” sorularını da sordular elbette. Ah, o an “Size ilk önce işçi olduğunuzu öğreteceğim. Çalışma koşulları kötüyse onları düzeltmek için mücadele edeceğim. İyi bir işçi, doğru bir insan nasıl olunur buna örnek teşkil edeceğim” diye haykırmak istedim!
İşte arkadaşlar, bu sistemde iş aramak böyle insanı canından bezdiriyor. Ama bir taraftan da bu lanet sisteme olan öfkemi biliyor. En önemlisi de mükemmel diye bir iş olamayacağını, şu ya da bu şekilde her işyerinde mutlaka sorunlar olduğunu öğreniyorsunuz. Artık güya yasal çalışma saatlerine uyduğunu söyleyen bir yere de gitseniz açık açık “esnek” olmak zorunda olduğunuzu, köle gibi çalıştırılacağınızı daha işe almadan söylüyorlar. Üstelik de bunu kendileri söylemiyor, yanlarında çalışan işçilere söyletiyorlar. Bu gerçek kaçınılmaz olanın mücadele olduğunu gösteriyor bize. Kapitalizmin pisliklerinden, çalışma koşullarının kötülüğünden o iş senin, bu iş benim kaçarak kurtulamayız. Patronların çıkarlarına hizmet eden bu düzeni ancak bilinçlenerek ve örgütlenerek yani birlik olup mücadele ederek değiştirebiliriz.
UİD-DER’le Tanışmak
- Çare Sınıfımızda ve Örgütlü Mücadelemizde
- “Eşim Öyle Yerlere İzin Vermiyor”
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
Son Eklenenler
- Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan, üreten, hizmet sağlayan, zenginlikleri var eden biz değil miyiz? Aynı sorunlarla boğuşan biz değil miyiz? Çürümeden, yozlaşmadan kurtulmak, nefes almak isteyen biz değil miyiz? Birbirimize ihtiyaç duyan biz...
- KESK, Ağustos ayının ilk haftasında alternatif TİS masası kurarak 2026-2027 Toplu Sözleşmesinde kamu emekçilerinin taleplerini duyurdu. İktidarın ilk zam teklifini açıkladığı gün Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaparak teklifi protesto etti. 13...
- İsrail devleti Filistin halkına yönelik saldırılarını her geçen gün arttırıyor. Filistin halkı yalnızca bombalarla, kurşunlarla değil abluka nedeniyle açlıkla da mücadele ediyor. Bölgede gıdaya erişim neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak İsrail...
- Sırbistan’da geçtiğimiz yıl Kasım ayında Novi Sad şehrindeki bir tren istasyonunda meydana gelen çökme sonucu 16 kişi hayatını kaybetmişti. Yolsuzluk ve ihmalin yol açtığı bu felaketin üzerinden 9 ay geçti, ancak öğrenciler ve işçilerin öfkesi...
- Geçtiğimiz ay Emekçi Kadın köşemizde, 1840’lı yıllarda Ignaz Semmelweis adlı genç bir doktorun annelerin hayatını kurtaran mücadelesine yer vermiştik. Zorluklara, engellere, baskılara rağmen doğru bildiği yolda yürüyerek kadınların ve bebeklerin...
- Bundan 1162 yıl önce, 863’te köleler Abbasi İmparatorluğuna isyan ettiler ve bataklığın ortasında bir şehir kurdular. Bu şehrin adı El-Muhtare idi, yani “Özgürlük Kenti”… Bu bölge, Dicle ve Fırat nehirlerinin Basra Körfezine dökülmeden önce...
- 4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi kapsayan toplu sözleşme sürecinde iktidarın ilk zam teklifi 2026 yılının ilk 6 ayı için yüzde 10, ikinci 6 ayı için yüzde 6; 2027’nin ilk 6 ayı için yüzde 4, ikinci 6 ayı için yüzde 4 olmuştu. İkinci...
- Kamu emekçilerinin 2026–27 yıllarını kapsayacak toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başladı. Yaklaşık 6 milyon kamu emekçisi var ve aileleri ile birlikte düşünüldüğünde 20 milyon insanı ilgilendiren bir süreç başladı. Kamu işvereni yani devlet, 2026’nın...
- İşçi Dayanışması’nın sayfalarında dünyadan işçi mücadelelerine, yüz milyonlarca işçinin katıldığı grevlere, farklı millet ve inançlardan yüz binlerce emekçinin bir araya geldiği Filistin’le dayanışma eylemlerine, ülkeden ülkeye yayılan emekçi...
- 17 Ağustos 1999 gecesi Türkiye tarihinin en büyük felaketlerinden biri yaşandı. Kocaeli, Yalova, Sakarya, İstanbul ve Düzce’yi sarsan 7,4 büyüklüğündeki depremde 50 binden fazla insan hayatını kaybetti, çok daha fazlası yaralandı. Yüzbinlerce...
- Mersin’in Tarsus ilçesi 1. Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren PMS Tıbbi Cihazlar fabrikasında 12 işçi, sendikaya üye oldukları için işten çıkarıldı. Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS), 16 Ağustosta fabrika önünde basın açıklaması...
- Sakarya Hendek’te bulunan, Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu Koç Holding’in şirketlerinden Türk Traktör’ün tedarikçisi olan SAG Hidrolik fabrikasında bir işçinin işten çıkarılması sonrası 12 Ağustosta direniş başladı. TEKSİF Sendikasına...
- İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırıları ve açlık politikası tarifsiz acılar yaşatmaya devam ediyor. Siyonist rejim, iki milyon Filistinlinin bölgeden sürülmesi anlamına gelecek olan Gazze’yi tam işgal planıyla saldırılarını tırmandırıyor....