Buradasınız
İnsanlığın Emekli Olma Zamanı Geldi

İnsanlar var olalı beri emek harcadılar, ürettiler, üretiyorlar. Beslenmek, barınmak ve hayatta kalmak çok zordu. Doğa hem bütün ihtiyaçları barındırıyordu ama hem de bunlara ulaşmak ciddi bir emek gerektiriyordu. Çeşitli aletlerin yardımıyla kendi güçlerini kullanan insanlar, zamanla doğada var olan suyun, hayvanların, rüzgârın gücünü kullanmayı keşfettiler. Böylece ihtiyaçlarını üretmek, yaşamlarını sürdürmek çok daha kolay oldu. İnsanın üretim sürecindeki gelişimi hep devam etti. Üretim sürecine makineler girdi, ilk makineler… Örneğin tahıl öğütmek için çok fazla zaman ve emek gücü gerektiren el değirmenlerinin yerini su değirmenleri aldığında, çok daha kısa sürede daha fazla ürün elde edildi. Bu, hem boş zaman yaratmak hem de daha fazla insanın ihtiyacını karşılamak anlamına geliyordu. Sürekli çalışmak zorunda olan insan için boş zaman yaratmak, hayatın tadını çıkarabilmek demekti. İşte insanlar hep bunun hayalini kurdular. Mesela MÖ 2. yüzyılda yaşamış Yunan şairi Antipatros, tahıl öğütmek için icat edilmiş olan su değirmenini, üretim işinde kullanılan bütün makinelerin bu ilk basit biçimini, kadın kölelerin kurtarıcısı ve altın çağın başlatıcısı olarak selamlamıştı.
Ancak su değirmenlerinin icadı Antipatros’un hayal ettiği gibi kadın köleleri çalışmaktan kurtaramadı. Bu arada zaman ilerledi, teknoloji yeni gelişmeler kaydetti. Su ve rüzgâr gücüyle kullanılan makineler üretim sürecinde insan gücünün sınırlarının aşılmasını sağladı. Örneğin ilk iplik makinesi icat edildiğinde 12-18 iğle iplik eğiriyor, çorap örme tezgâhı aynı anda birkaç bin iğne ile çalışıyordu. Ancak teknolojik ilerleme yerinde durmuyordu. Birden fazla makine bir araya getirilerek daha gelişkin makineler yapıldı. Su ve rüzgâr gücünün sınırlarını aşan buhar gücünün ardından, elektrik gücü kullanılmaya başlandı. Makineler giderek daha komplike ve üretken hale geldi, emek verimlileşti. Günümüzde artık yapay zekâ kullanılıyor. Teknolojik gelişme üretim sürecinde tam otomasyonu teknik olarak mümkün kıldı. Artık birçok sektörde tümüyle robotlarla üretim yapmak mümkün… Antipatros’un 2 bin yıl önce kadın köleler için hayal ettiği şey bugün tüm insanlık için mümkün hale geldi.
İnanılır gibi değil ama teknoloji ilerledikçe milyarlarca insan için tam tersi söz konusu oldu. Çalışma koşulları ağırlaştı, iş saatleri uzadı. Gelecek ve açlık kaygısı tüm toplumu kuşatmış durumda. Artık buğdayı ekmek haline getirmek iş bile değil ama ekmek bulamayan yüz milyonlar var. Çalışabilir durumdaki herkesin birkaç saat çalışmasıyla tüm dünyayı refah içinde yaşatabiliriz. Ama günde 12-14 saat çalıştığı halde temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan milyarlar var. Bu durum tuhaf ve saçma değil mi? 2 bin yıl önce insanlığın düşlediği yeryüzü cennetinin maddi koşulları varken, neden cehennemi yaşıyoruz? Çünkü makineler, dünya nüfusuna göre çok küçük bir kesimin, patronlar sınıfının özel mülkiyetinde bulunuyor. Böyle olduğu içindir ki, işçiler ne kadar üretirse üretsin, teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin ortaya çıkan zenginliğe bir avuç asalak sahip oluyor. Üretim insanlık için değil, kâr için yapıldığından doğa tahrip ediliyor, kaynaklar hesapsızca tüketiliyor. Kısacası insanlığın refah ve mutluluğunun önündeki en büyük engel üretim araçlarının özel mülkiyetine dayanan kapitalist sistemdir.
Ama bilelim ki insanlık kapitalist sisteme mahkûm değil! Zenginliği üreten eller birleşirse bu adaletsiz sistemi yıkabilir ve üretim araçlarını tüm insanlığın ortak malı haline getirebilir. İşte o zaman yepyeni, aydınlık bir dünyanın kapıları açılır. İnsan, kölece çalışmadan kurtularak her açıdan özgürleşir. İhtiyaç olan ürün elde edildikten sonra kalan boş zamanda insanlar ne yapmak istiyorlarsa onu yaparlar. Bir düşünelim; gelecek kaygısının boyunduruğundan kurtulan insan zihni nasıl yaratıcı hale gelir? Sömürü, savaş ve her türlü ayrımcılık son bulur; insanlar kendilerini insan gibi hissedip mutlu olur. Doğanın talan edilmesinin önüne geçilir. Böylece uzun ve kahırlı bir yaşamın ardından, büyük bedeller ödeyen insanlık emekliliğinin tadını çıkartır! Sermaye sınıfı, böyle bir dünya kurulabileceğini düşünmemizi ve görmemizi istemiyor. Ama ne yaparlarsa yapsınlar kaçınılmaz sonu engelleyemeyecekler.
İşçi Sınıfının Yaşar Ustası!
Hayat Eve Sığar mı?
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- İşçi Dayanışması 202. Sayı Çıktı!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Suriyeliler Geri Dönecek mi?
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- İşçi Sınıfının Ortak Mücadele Dili: GREV!
Son Eklenenler
- Dünyanın pek çok ülkesinde işçi ve emekçiler, gençler eşitlik ve özgürlük talepleriyle, daha iyi bir yaşam özlemiyle bir araya geliyor, meydanlara çıkıyor. Almanya’da yapılan görkemli eylemlere katılan insanlar bu eylemlerine “iyi insanların isyanı...
- Geçtiğimiz günlerde, sigorta girişleri 1 Ekim 2008’den sonra olanların, emekli olduktan sonra çalıştıkları takdirde emekli maaşlarının kesileceği gündeme geldi. Üç kuruşluk emekli maaşıyla değil geçinmek, zorunlu gıda harcamasını bile karşılamak...
- Gece vardiyasında çalıştığımız bir gün elektrik kesildi. Biz de karanlıkta ayrı ayrı beklemek yerine üretimdeki arkadaşlarla yan yana geldik. Haliyle sohbet etme şansımız oldu. Bir ablamız iş kazası geçirmiş ve işvereni dava etmiş. İş güvenliği...
- Kapitalizm altında sağlık sistemi bolca kâr elde edilen büyük bir rant kapısı haline getirildi. Sağlık sektörü patronları için durum böyleyken sağlık çalışanları açısından tablo uzun çalışma saatleri, can güvenliğinin olmadığı iş ortamı, ağır...
- Ben Tahran Üniversitesinde öğrenciyim. Üniversiteye bağlı bir yurtta kalıyorum. Örgütlü bir şekilde hareket etmediğimiz için her gün yeni bir felaket haberiyle uyanıyoruz. Geçtiğimiz ay 14 Şubat akşamı bir arkadaşımızı kaybettik. Hem yurt hem de...
- Sağlık çalışanları 14 Mart Tıp Bayramında Türkiye genelinde iş bıraktı, hastaneler ve İl Sağlık Müdürlükleri önlerinde, kent meydanlarında basın açıklamaları yaptı.
- Suriye’nin Lazkiye, Tartus, Humus ve Hama kentlerinde 6 Martta başlayan Alevilere yönelik saldırılarda yüzlerce kadın, erkek, çocuk katledildi. “Eski rejim kalıntılarının temizlenmesi” bahanesiyle gerçekleştirilen saldırılarda cihatçı çeteler evlere...
- İstanbul Şişli Belediyesi’nde DİSK/Genel-İş Sendikasına üye işçiler, ücretleri zamanında ödenmediği ve eksik ödendiği için 12 Martta belediye önünde eylem yaptı. İstanbul Tuzla’da bulunan Kuzey Star Tersanesi’nde taşeron şirkette çalışan DİSK/Limter...
- Almanya genelinde Birleşik Hizmet Sendikası Ver.di’nin çağrısıyla 10 Martta ülke genelindeki havalimanlarında 24 saatlik bir uyarı grevi gerçekleştirildi. Grev nedeniyle Frankfurt, Münih, Berlin ve Hamburg gibi en büyük ve en işlek havalimanlarında...
- Kış neredeyse geçiyor ve şu sıralar çevremdeki herkesten “hastalandım, bir türlü geçmiyor, öksürük devam ediyor” gibi şeyler duyuyorum. Ben de bu hastalığı yakın zamanda atlattım. Sonra kafama şu takıldı: Neden hastalıklar bu kadar uzun sürüyor? Bu...
- Hepimizin bildiği gibi sağlığa erişim bizim için neredeyse imkânsız hale gelmiş durumda. Sağlıklı kalmak, yoksullar için Fizan kadar, hatta uzay kadar uzak bir mesele haline geldi. Tıp teknolojisi hızla ilerliyor, ancak sömürü düzeni biz işçileri...
- Kocaeli’nin Kartepe ilçesinde Arslanbey Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren Tezcan Galvaniz’de toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 11 Martta grev başladı. İzmir Narlıdere Belediyesi taşeron şirketi olan NAR-BEL’de...
- İşçilerin bilinç ve örgütlülük düzeyini yükseltmek için çalışan UİD-DER, bu amaçla işçi sınıfının saflarında mücadele eden sanatçıları ve eserlerini işçilere tanıtmaya devam ediyor. UİD-DER Web TV, bu kapsamda filmleriyle işçi sınıfını anlatan...