Buradasınız
İş Çok Ama İşçiler Beğenmiyormuş!
Pendik’ten bir işçi
Geçen gün izlediğim bir haberde “iş çok ama işçiler beğenmiyor” diyorlardı. Son zamanlarda özellikle havuz medyası başta olmak üzere birçok haber kanalında bu söylemler kendine fazlasıyla yer buluyor. TÜİK rakamlarına göre bile temmuz ayında resmi işsizlik rakamı yüzde 12,9 olarak açıklanıyor. Tabii ki gerçek rakamlar daha da içler acısı. DİSK’in yaptığı çalışmaya göre işsizlik ve iş kaybı toplamı 17,2 milyon olarak açıklandı. Ama televizyonlarda ve gazeteyi açıp baktığımızda ise başlık “iş çok ama işçiler beğenmiyor” şeklinde olabiliyor. Egemenler her zamanki gibi aslında medya aracılığıyla toplumda işlerine en çok yarayan algıyı yaratmak istiyorlar.
Uzayıp giden ve başı sonu belli olmayan iş saatlerimiz, hiçbir sosyal hakkımızın olmayışı ve işlerin ağırlığı hiç bir şekilde hesaba katılmıyor. Birçok işçi ailesi, çocuklarını kredi çekerek ve borçlanarak hükümetin son 20 yılda her yerde açılmasını teşvik ettiği özel üniversitelere büyük umutlarla kaydettirdi. Her yıl binlerce mezun veren üniversitelerden çıkan pek çok meslek sahibi genç, işsiz durumda. Kimisi bilgisayar mühendisi, kimisi elektrik-elektronik mühendisi, kimisi iktisatçı, kimisi kimyacı, kimisi sağlıkçı vb... Bu gençlere iş imkânına gelince iktidar üç maymunu oynar durumda. Gençler üniversiteden mezun olduktan sonra o güne kadar içinde kayboldukları hayal dünyasından çıkmak zorunda kalıyorlar ve gerçeklerle tanışıyorlar. Sonunda kendilerini büyüyen işsizlik ordusunun içinde buluyorlar.
Burjuva basında ise sürekli okuyanların ayrıcalıklı, yönetici, hatta zengin olacağı yalanı pompalanıyor ve gerçeklerin üstü örtülüyor. Yayınlanan dizilerde bile “okumuş insan” reklamı yapılıyor. Üniversite okuyanların hayatları rahat, çok renkli ve bir o kadar da heyecanlı olarak gösteriliyor. İş gerçekliğe geldiğindeyse üniversiteyi tam gazla bitirmiş bir işçi çocuğu adeta duvara toslamışçasına işsizlik engeli ile karşılaşıyor. İş bulabilenlerin az bir kısmı ise “esnek iş saatleri“ adı altında sağlıklarından ve hayatlarından oluyorlar.
İzlediğim haberde bir oto tamir şirketi sahibinin yaptığı yorum içler acısıydı: “Kalfa arıyoruz, neticede dişini sıksa beş senede adamı usta yapacağız. Ama diyor ki usta elim yağ oldu, usta üstüm yağ oldu. Bu alacağım para benim deterjan masrafıma bile yetmez.’ Bayağı bir hesap yapıyor!” Şimdi şöyle bir etraflıca düşündüğümüzde gerçekten burada haksız olan işçi mi? Zira söylediği gibi alacağı para deterjan masraflarını bile karşılamadığı için bu durumu ifade eden işçi “bayağı bir hesap yapıyor” mu oluyor? Bu durumda kendisinden beklenen temizlik yapmaması, karnını doyuramaması, hayatını en asgari düzeyde bile yaşayamaması oluyor. Genç işçileri en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacağı bir ücretle kölece çalıştırmak isteyen bir patron utanmadan bir de çıkıp işçileri suçlayarak kölelik koşullarında çalıştıracak işçi bulamamaktan şikâyet ediyor. Bu ve benzeri açıklamaları yapan işverenler ne işçiye verdikleri düşük ücretlerden ne ekonominin giderek kötüleştiğinden ne de alım gücünün düşmesinden bahsediyorlar.
Patronlara gelince laf hep aynı; “işçi bulamıyoruz.” Ancak onlara göre çocuğuna işsizlikten ötürü bir pantolon alamadığı için intihar eden baba ve kirasını, kredi borçlarını ödeyemeyen milyonlarca işçi gerçekten iş beğenmiyor. Üç kuruş almaya razı olup temizliğinden, yemesinden, içmesinden ve sağlığından ödün verseler aslında bütün işçiler iş bulabilirlermiş.
Hükümet ve patronlar sınıfı işçileri suçlayarak günahlarından, suçlarından sıyrılmak istiyorlar. İşçileri sefalet ücretlerine mahkûm eden, devasa işsizler ordusu yaratan, bizlere yoksulluk ve zorluk içinde bir yaşamı layık gören işte bu patronlar sınıfıdır. İşçi sınıfı geçmişteki tecrübelerinden ders alarak ayağa kalkıp egemenlere hadlerini bildirmedikçe de bu saldırıların ardı arkası kesilmeyecek. Bu gidişatı değiştirme sorumluluğu hepimizin omuzlarındadır.
EBA’yla İlgili Düşüncelerim
Emekçilerin Çocukları Kimin Umurunda!
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- Baskılara, yasaklara rağmen direnişlerini sürdüren Polonez işçilerinin mücadelesi kazanımla sonuçlandı. Metal işçilerinin kararlı duruşu kazanım getirdi. Hitachi Energy grevi 24 Aralıkta, Schneider Elektrik grevi 6 Ocakta, Arıtaş Krijojenik grevi 10...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, 19 Ocakta Kadıköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde eylem yaparak Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde çalışan öğretmenlerin ve terapistlerin sorunlarına değindi.
- İngiliz egemenleri, sömürge döneminde ticaret gemilerini, donanmalarını korumak için vahşi bir yöntem geliştirmişler. “Yamyam fare yöntemi” olarak adlandırılan bu yöntem şöyle: Açık denizdeki gemilerde fareler çoğalınca önce bir fare yakalanır, boş...
- Asgari ücret pek çok işçinin beklediğinin tersine 23 bin lirayı bile bulmadı. Utanmadan “işçiyi enflasyona ezdirmedik” dediler, gözlerimizin içine baka baka bizimle dalga geçtiler. Hiçbirimiz bu yalana inanmıyoruz. Çünkü yoksulluğu biz yaşıyoruz,...
- Evlatlarımızın sağlıklı gelişimi, sadece ne yiyip içtikleriyle değil, nasıl bir ortamda, çevrede büyüdükleriyle de ilgilidir. Empati, iletişim gibi sosyal, duygusal ve zihinsel becerileri çevreleriyle etkileşimlerinin izlerini taşır. Çocukların...
- 17 Ocakta okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lisede okuyan yaklaşık 20 milyon öğrenci birinci dönem karnelerini alarak yarıyıl tatiline girdi. Mersin’de Eğitim-Sen ve Özel Öğretmenler Sendikası eğitimdeki sıkıntıları dile getirmek için Yenişehir İlçe...
- Suriye’deki Esad rejimi 8 Aralıkta yıkıldı. Hemen ardından da Suriye’deki savaşın bittiği ve Türkiye’deki Suriyelilerin artık güvenle ülkelerine geri dönebileceği konuşulmaya başlandı. Medyada Erdoğan’ın Suriye politikasının ne kadar başarılı olduğu...
- Sevgili işçi kardeşlerim, bizler yani işçi sınıfımızın örgütlü mücadelesinin bir parçası olanlar, eski kuşaktan işçilerin deneyimlerinden ziyadesiyle istifade etmeyi öğrendik sınıf büyüklerimizden. Bundandır karşımızdaki herhangi bir işçi...
- UİD-DER Müzik Topluluğu (UMUT), Ruhi Su’nun sesinden dinlediğimiz Boşa Didinmek Fayda Vermez şarkısını yeniden yorumladı. Şarkının mücadeleye çağıran sözleri kadar hikâyesi de çok anlamlı. Rusya işçi sınıfının romancısı Maksim Gorki, 1907’de,...
- İşyerinde yeni yıl kutlaması yapmak için işi biraz erken bıraktık. Kutlama için masaları hazırladık, şarkı listemizi ayarladık. İşin yorgunluğunu atıp dinlenecek, uzun uzun sohbet edecektik. Tabii eğlence kısmına geçmeden önce işyerinin şef ve...
- Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine 13 Aralıkta başlayan GE Grid Solutions grevinin 33. gününde anlaşma sağlandı. Böylece MESS sözleşmeleri kapsamında 4 işletmede...
- Siyasi iktidarın sahte enflasyon verilerine dayanarak 2025 yılı için kamu emekçilerine yaptığı yüzde 11,54 oranındaki zam, kamu emekçileri tarafından ülke genelinde protesto edildi. 13 Ocakta iş durduran KESK, Birleşik Kamu-İş, Hür-Sen, ASİM-Sen...
- Aylardır uzmanların, siyasetçilerin, patronların hatta uluslararası finans kuruluşlarının yaptığı tartışma, analiz ve hesaplamaların sonunda 2025 yılı için asgari ücret 22 bin 104 lira olarak açıklandı. Bu açıklamayı, Türkiye İşveren Sendikaları...