Buradasınız
Emekçilerin Çocukları Kimin Umurunda!
Beylikdüzü’nden bir kadın işçi
Kadın işçilerin yoğun olduğu bir fabrikada çalışıyorum. Bildiğiniz gibi pandemi döneminden geçiyoruz. Bu süreç kadın emekçilerin sırtındaki yükü iyice artırdı. İş ve ev işlerine bir de çocukların uzaktan eğitim sorunu eklendi. İşçi kadınlar çocukları için kaygılılar, eve gittiklerinde onların dersleriyle ilgileniyorlar. İşe de çok yorgun geliyorlar. Kadın arkadaşlarla yaptığımız sohbeti sizlerle paylaşmak istedim.
Yemek molasında konu eğitime geldi. Bir kadın arkadaş, “artık şu okulları tam açsınlar, iki günle olmuyor. Çocuklarımızı hepten evlere kapattırdılar. Bildiklerini unuttular. Ne var yani iki gün gidiyorsa beş güne çıkarabilirler” dedi. Başka bir kadın arkadaş da, “evet aslında isteseler eğitimi düzenleyebilirler. İsteseler bunlar var ya her şeyi yaparlar ama konu bizim çocuklarımız olunca umurlarında bile değil” dedi. Ben de “haklısınız arkadaşlar, isteseler okulların sayısını çoğaltabilirler. Devletin elinde bir sürü kültür merkezleri var. Bunları açıp oralara da atamadıkları öğretmeleri atasalar fena mı olur” deyince, kadınlar hep bir ağızdan “hem de çok güzel olur” dediler.
İki çocuğu olan bir kadın arkadaş “ben çocuğumu okula göndermiyorum, kendim evde öğretiyorum, gidip hastalık bulaşır oralarda” dedi. Biz de “iyi de çocuk sürekli evde nasıl olacak? Bu çocuk nasıl sosyalleşecek?” dedik. “Ben ilgileniyorum çocuğumla, evde beraber vakit geçiriyoruz” dedi. Ben de “arkadaşım benim çocuğum yok, sana ahkâm kesecek değilim, fakat çocukların durumunu anlamak için anne olmaya gerek yok. Sen kendi ellerinle asosyal insan yetiştiriyorsun. İnsanlar evlerinde besledikleri hayvanı bile dışarı çıkarıp, hava aldırıp gezdiriyor. Bu çocukları parka götürüyor musun?” diye sordum. “Hayır tabi ki, evde kardeşiyle oynuyor” dedi. Ötede duran kadın arkadaş yaklaşarak “benim de iki oğlum var onlar da hiç dışarı çıkma ihtiyacı hissetmiyorlar. Ben de göndermiyorum, dışarı da çıkarmıyorum” dedi.
Ben de şöyle söyledim: “Bakın arkadaşlar, ileride bu çocukların psikolojik sorunlarıyla uğraşacaksınız. Arkadaşı olmayacak, evde bilgisayar başından kalkmayacak, kendisine güveni olmadan büyüyecek, yapmayın bu iyi bir şey değil! Bugünler geçecek elbette ama çocuklarınızı dışarı çıkarın, sosyalleşmelerine izin verin, oynasın zıplasın, her zaman siz yanında olmayacaksınız. Evet, ortam çocuklarımızın rahat rahat oynamasına müsait değil, başına bir iş gelir diye korkuyorsunuz ama bunun da sebebi bizi yönetenlerdir. Zaten emekçilerin çocuklarına önem vermiyorlar. Suç onlarda, çocuklarımızı geleceksiz bırakıyorlar, siz de buna izin vermeyin.”
Emekçilerin çocukları egemenlerin umurunda bile değil. İnsan gibi eğitim almış almamış ilgilenmiyorlar. İş dönüp dolaşıp biz işçilere düşüyor. Çocuklarımızın geleceği için, düzgün eğitim almaları için, birlikte, dayanışma içinde mücadele etmeliyiz.
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
- “Nehir, Nehir, Çocuğumu Geri Verin!”
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...