Buradasınız
İş Güvencemize Sahip Çıkalım
Tuzla’dan bir kadın işçi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Hükümet işçi sınıfının önemli bir kazanımı olan ve aynı zamanda da iş güvencesi demek olan kıdem tazminatı hakkını en az tepki ile elinden almak için bin türlü yalan ve çarpıtmaya başvuruyor. AKP hükümeti oluşacak fon sayesinde tüm işçilerin tazminat alabileceğini ballandıra ballandıra anlatırken, arka planda burjuva hükümete ve patronlar sınıfına milyonlarca işçinin alın terini ceplerine doya doya indirebilecekleri bir fon oluşturmanın peşinde. İşçilerin her bir yıl için 30 gün olan tazminat hakkının düşürülmesi planları gündemde. Kurulacak olan fondan işçiler 10 yıl dolmadan yararlanamayacak. Yani kıdem hakkından işçiler, ihtiyaçları olduğunda yararlanamayacaklar. Kıdem tazminatının fona devredilmesi demek işçi sınıfının tazminat hakkının uzun vadede hiç edilmesi ile işçi ücretlerinin daha da düşürülmesi demektir.
Bugün bir işyerine işçi alınırken genç işçiler önceliklidir. Çünkü patronlar sınıfı genç işçilerden daha verimli bir şekilde faydalanarak daha kârlı bir üretim yapmanın derdinde. Aynı zamanda hükümet belli yaş aralıklarında genç işçileri istihdam eden işverenlere maaştan SGK primine kadar birçok konuda destek sunuyor. Bu nedenle de belli bir yaşın üstündeki işçilerin iş bulması zor olduğundan genç olmayan işçiler aynı işyerinde uzun süre çalışmak istiyorlar. Patronlar sınıfı ise eski ve belli bir yaşın üzerindeki işçileri kıdem tazminatı ödemek istemediği için bugüne kadar işten çıkarmaktan kaçınırken, şimdi kıdem tazminatını ödemekten kurtulacağı için istediği işçiyi istediği gibi işten çıkarabilecek. Eski ve kıdemli işçilerin işine son verip daha ucuza yeni işçi çalıştırmayı tercih edecek. İş güvencesi anlamına gelen kıdem tazminatı ödeme engeli kalktıktan sonra bir işçinin 10 veya 15 yıl aynı işyerinde emek vermiş olmasına bakmayıp işine geldiğinde o işçiyi rahatça kapının önüne koyabilecek. Kapıda daha ucuza çalıştırabileceği milyonlarca işsiz işçi varken patronlar sınıfının bunu yapmasının önünde ne engel olabilir ki?
İşçilere belli dönemlerde giriş çıkış yaptırılarak geriye dönük hakları ve kıdemleri sıfırlanıyor. Bundan önceki çalıştığım işyerinde işveren 4-5 yılda bir giriş-çıkış yaparak işçilerin hem yıllık izinlerinin beş yıldan sonra artmasını engelliyordu, hem de bazı işçileri işten çıkarıyordu. Böylece işçilerin kıdemi de içeride birikmemiş oluyor ve üretim işverenin çıkarlarına göre yeniden planlanıyordu. Eski işçiler bu durumu şöyle anlatıyorlardı. “Şimdi müdürler, şefler gelip bize üretim sayılarını yükseltin deyip duruyorlar. Ama biz bunun mümkün olmadığını sekiz saatte ancak bu sayıyı yapabildiğimizi her seferinde tartışarak, kavga ederek anlatıp, sayıları arttırmıyoruz. Zaten mümkün de değil bu. Eski işçi olduğumuz için sesimizi çıkarabiliyoruz. Ama şimdi giriş çıkış olduktan sonra ne olacak bir yılımız dolana kadar, bizi işten çıkarabilecekleri için susup sesimizi çıkaramayacağız. Hepimiz yeni işçi gibi olacağımız için bir yıllık kıdemimiz dolana kadar sesimiz daha az çıkacak.” İşyerindeki taşeron işçi arkadaşlarımın yaşadığı bu durumu eğer kıdem tazminatı fona devredilirse tüm işçiler yaşayacak. Patronların kıdem tazminatı ödemek gibi bir sorunu kalmayacağı için işyerinde sesi çıkan, istediği gibi işçi haklarına saldırmasının önünde direnç gösteren ya da yaşını, çalışmasını kendince beğenmediği işçileri rahatça kapı dışarı edebilecek. Kıdem tazminatının fona devredilmesi ile iş güvencesi ortadan kalkacağı için tüm işçi sınıfı iş güvencesi olmadan taşeron işçilik koşullarında çalıştırılacak.
Bu nedenle biz işçi sınıfı olarak iş güvencesi anlamına gelen kıdem tazminatımıza sahip çıkmalıyız. Kıdem tazminatının fona devredilmesini işçi sınıfı engelleyemezse bizi ilerde daha kötü koşullarda çalışma ve en ufak bir hak aramada dahi kapının önüne konma tehlikesi bekliyor. Yaşanan kriz ile birlikte burjuvazi yüzlerce işçinin çalıştığı fabrikaları kapatıp işgücünün daha ucuz olduğu yerlere fabrikalarını daha rahat taşıyabilecek. Ve bir kerede işsiz kalan yüzlerce işçi eğer kıdem tazminatı fona devredilirse kriz koşullarında beş kuruşsuz açlığın ve işsizliğin kucağına itilecek. Patronlar sınıfı için işçilerin aç kalmaması değil kârları önceliklidir. Bu nedenle biz işçiler tazminat hakkımızın elimizden alınmak istenmesine karşı sessiz kalıp bu mücadeleyi bir başkasına havale etmek yerine bu saldırıya karşı durmalıyız. İşçi sınıfının mücadele tarihinin deneyimlerinin gösterdiği gibi hak verilmez alınır ve işçi sınıfı da kazanılmış haklarına ancak mücadele ederek sahip çıkabilir.
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Kıdem Tazminatı Hakkımız Egemenlerin Ağzını Sulandırıyor
- “Olmaz Öyle Şey”
- Sendika Biziz!
- Engel Olduk, Yine Olabiliriz!
- Su Uyur Düşman Uyumaz
- Kötü Gün Dostu Kıdem
- Patronların Oyununa Kanmamak İçin UİD-DER’e
- Kıdem Tazminatı Bize Mirastır
- Sağlıklı ve Güvenli Çalışma İçin Kıdem Tazminatına Sahip Çık
- Kıdemden Elinizi Çekin!
- Kıdem Tazminatı Sınıfımızın Bize Mirasıdır
- Kıdem Tazminatımızın Patronların Cebine Girmesine İzin Vermeyeceğiz!
- Gebze Sendikalar Birliği: Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!
- Kıdem Tazminatı Maliyet Değil Haktır!
- İçimiz Isınır mı?
- Dün Ayağa Kalkmışlardı, Peki Ya Bugün?
- Kıdem Tazminatını Gasp Ettirmeyelim
- Burjuva Medyanın Dezenformasyonlarına Kanmayalım!
- Kıdem Tazminatı: Yalanlar ve Gerçekler!
Son Eklenenler
- İngiltere işçi sınıfı, Filistin halkı için yürüttüğü ulusal eylem günleri kapsamında 15 Şubatta başkent Londra’da bir kez daha meydanlara çıktı. Hükümet binalarının bulunduğu Whitehall’da toplanan çeşitli sendikalardan, siyasi partilerden ve sivil...
- 2025 yılı için asgari ücretin son derece düşük belirlenmesi işçileri şaşırttı ve haklı olarak öfkelendirdi. Pek çok işçi, “daha yüksek belirlenmesini bekliyorduk” dedi. Aynı öfke emekli maaşları için de söz konusu. Öte yandan metal işçileri de...
- Temel Conta işçilerinin grevi 10 Aralıktan bu yana sürüyor. İşçiler, yaklaşık bir yıl önce sendikalı olma kararı almış, Petrol-İş Sendikası Aliağa Şubesi’nde örgütlenmeye başlamışlardı. Petrol-İş Sendikası, Çalışma Bakanlığı’ndan yetki belgesini...
- Sırbistan’ın ikinci büyük şehri olan Novi Sad’in tren istasyonu 2022 yılında cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri kampanyası sırasında yapılmıştı. Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic de istasyonun açılış törenine katılarak, 60 yıl sonra bu istasyonu...
- Urfa’nın Viranşehir ilçesinde Kadıköy Güneş Enerji Santrali’nde (GES) Kalyon ve Eksim Real Enerji şirketlerinde çalışan işçilerin 11 Şubatta başlattığı iş bırakma eylemi tüm baskılara rağmen devam ediyor. Bezmialem Vakıf Üniversitesi şantiyesinde...
- 6 Şubat Maraş merkezli depremlerin üzerinden iki yıl geçti. Söylemesi dile kolay olan bu cümle alt metinde bizlere birçok şey anlatıyor. Dönüp geriye baktığımızda yaşanan onca acı ve keder bizlerin zihinlerinde tekrar tekrar canlanıyor. UİD-DER’li...
- Donald Trump bir kez daha ABD başkanı seçildi. Seçilir seçilmez de ilk bakışta deli saçması gibi görünen açıklamalar yapmaya başladı. Mesela Amerika’nın Grönland’ı alması gerektiğini söyledi. Bu, Trump’ın kafasından çıkmış çılgın bir fikir gibi...
- Antep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde sefalet zammına karşı direnişe geçen tekstil işçilerinin mücadelesi yasaklarla, baskı ve saldırılarla engellenmeye çalışılıyor. 14 Şubat günü, tüm saldırılara rağmen direnişlerini sürdüren Başpınar...
- Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri (ADSM), Ağız ve Diş Sağlığı Hastaneleri (ADSH) ve devlet hastanelerinde çalışan diş hekimleri ve sağlık çalışanları “Yüksek MHRS sayıları, kısıtlı süreler, eksik istihdam, sağlıksız ve güvenli olmayan birimler, düşük...
- Türkiye’de yasalarda her işçinin özgürce sendikaya üye olabileceği yazıyor. Ama resmi istatistiklere göre çalışanların yüzde 85’inden fazlası sendikasız. Sendikalı çalışmak yasal olmasına ve ücret, ikramiye, sosyal haklar bakımından avantajlar...
- Çok açık ki iktidarın “Aile Yılı” ilan etmesi aileler refaha kavuşsun diye değil, sermayenin ve iktidarın çıkarları içindir. İşçi aileleri için daha büyük yoksulluk, daha kötü çalışma koşulları, acı ve gözyaşı, hatta ölüm getireceği sır değildir.
- Almanya'da Ocak ayı boyunca Berlin, Münih, Hanover, Hamburg ve Nünberg gibi büyük kentlerde hükümetin aşırı sağ ve ırkçı politikalarına karşı çok sayıda sendikanın, göçmen topluluklarının ve demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla büyük çaplı...
- Gebze Plastikçiler OSB'de bulunan Chinatool Otomotiv’de grevin 4. gününde, Kocaeli Çayırova'daki Green Transfo Energy'de ise grevin 51. gününde anlaşma sağlandı.