Buradasınız
İş Öğreniyorsun, Bir de Para mı İstiyorsun!
Ankara’dan bir işçi-öğrenci

Merhaba kardeşler. Sizlere daha önce çalıştığım işyerinde yaşadığım bir olaydan bahsetmek istiyorum. Ben üniversite okuyor, aynı zamanda da geçinebilmek için part-time olarak çalışıyorum. Okul tatil dönemine girdiğinde full-time çalışmaya başladım. Yazın yurtta kalmamız yasak olduğu için de çalıştığım işyerinde kalıyordum. Bunu patron ile işe başlamadan önce konuşmuştum. Bir sakıncası olmayacağını söylemişti. Bir ay sonra ücretimi almak için patronun yanına gittim. Paramı istediğimde bana: “Hem burada kalıyorsun, hem sana iş öğretiyoruz. Daha neyin parasını istiyorsun?” dedi. Üstelik vereceği para o kadar yüksek bir miktar da değildi. Aramızda geçen bir tartışmadan sonra paramı aldım ve bu işten ayrılmak zorunda kaldım.
İşte kardeşler patronların bize reva gördüğü bu. Bizi düşük ücrete tabi tutup emeğimizi sömürüyorlar. Bizlere bir hiçmişiz gibi davranıyorlar. Bugün bu tür dayatmalara sadece ben maruz kalmıyorum. Benim gibi binlerce genç var. Birçoğu işsizler ordusuna katılıyor, bunalıma giriyor. Ekonomik kriz işsizliği çığ gibi büyütürken genç nüfusta işsizlik oranı çok daha yüksek boyutlara ulaşmış durumda. Geçtiğimiz yıl %19 olan genç işsizlik oranı TÜİK verilerine göre bu yıl %20,3’e çıktı. Geçen yıldan bu yana işsizler ordusuna 1 milyon 376 bin kişi katıldı. Üstelik işsizlik sadece bu rakamlardan ibaret değil. Somut hayatta kendisini büyük sorunlarla gösteriyor. Bir işte çalışmak, kendi ayakları üzerinde durmak biz gençler için son derece önemlidir. Gençlerin üniversite bittikten sonra kendilerini işsizler ordusunun arasında bulması, kendilerinin vasıfsız birer birey olduğunu düşünmelerine neden oluyor. Bir işe yaramadıklarını, toplum içerisinde bir değere sahip olmadıklarını düşünüyorlar. İçinden geçtiğimiz kriz sürecinde ise iş bulma umutları günden güne neredeyse yok olmaya başlıyor. Ekonomik kriz ve işsizliğin damga vurduğu böylesi dönemlerde, kapitalist sistemin yarattığı çıkışsızlık gençler arasında uyuşturucu madde kullanımını arttırıyor. Hatta intihar edenler bile oluyor. Türkiye’de üniversite mezunu işsiz sayısı bir milyonu aşmış durumda. İş bulan üniversite mezunlarının çoğu da düşük ücretlerle ve kötü koşullarda çalışmak zorunda kalıyor. Krizin her geçen gün kendini daha fazla gösterdiği bu dönemde emekçi ailelerin çocukları maddi yetersizlikten dolayı eğitimlerini yarıda bırakıyor. Son yıllarda 1 milyonun üzerinde üniversite öğrencisinin okulu bıraktığı belirtiliyor. Bunu bilen patronlar da benim de maruz kaldığım ve yukarda anlattığım koşulları biz genç işçilere dayatmaya çalışıyor.
Kapitalist sistem bize hiçbir zaman güzel bir gelecek vaat etmedi, edeceği de yok. Ama her ne yaşarsak yaşayalım umutsuzluk da yok. Çünkü kapitalist sistemden zaten bir umudumuz yok. Umudumuz işçi sınıfının örgütlü mücadelesinde. Güzel bir gelecek ancak işçi sınıfının saflarında omuz omuza mücadele verirsek elde edeceğimiz bir zaferdir. O halde işçi sınıfı saflarında kapitalist sistemi yıkıp yaşanılabilir bir dünya kurmak için mücadeleye.
Ey İnsanlar
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- Çatalca’ya Bir Ziyaretin Ardından
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- Sınavlar, Gelecek Kaygısı… Çözüm Nerede?
- Nehirler Akmaya, Gençlik Mücadeleye Devam Eder!
- Yaşımız 19…
- UİD-DER’de Çocukların Anlattıkları
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Üniversite Hayalleri ve Hayatın Gerçekleri...
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- “Babamıza Bile Güvenemeyecek miyiz?”
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- Yalnızlık ve Korku Duvarını Hep Birlikte Yıkalım!
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
Son Eklenenler
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...