Buradasınız
İşçiler Neden mi İşsiz?
Mersin Üniversitesinden bir öğrenci
Geçtiğimiz günlerde eski Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, insanların iş beğenmediğini söyleyerek “Türkiye’deki işsizliğin tamamı iş beğenmeyenlerden kaynaklanan işsizliktir” ifadelerini kullandı. İnsanların masa başı iş istediğinden ve böyle bir iş bulamayınca da çalışmadığından, tembellik yaptıklarından yakındı eski Bakan. Her zamanki gibi Bakanın gündeminde patronların az işçi çok iş politikası, işçilerin ağır çalışma koşulları, fazla mesailer, düşük ücretler, iş güvenliği önlemlerinin alınmaması, güvencesiz iş sözleşmeleri gibi işsizliğin gerçek nedenleri yoktu.
Her gün milyonlarca işçi sabah uyanıyor ve işine gidiyor. Peki, nasıl işlere gidiyorlar? Çoğu iş güvenliğinin olmadığı, sömürünün sınır tanımadığı işlerde çalışıyor. İşçiler yani bizler üç kişinin işini tek başımıza yapmak zorunda bırakılıyoruz. Bazen zorunlu fazla mesailerden dolayı evin yolunu zor buluyoruz. Bazımız ne yazık ki evine geri dönemiyor bile. Peki, bunun karşılığında ne kazanıyoruz? Kazandığımız şey her ayı borçlu bir şekilde kapatmamızı sağlayacak sefalet ücretinden başka bir şey olmuyor. Artık neredeyse çalışma hayatında iş tanımı diye bir şeyin kalmadığı bu atmosferde işyerinde her türlü işi yapıyoruz. Bir işe girdiğinizde eleman sıfatıyla işe başlıyorsunuz. Nerede bir iş var, oraya koşturuyoruz. Sabahtan akşama kadar anamızdan emdiğimiz süt burnumuzdan geliyor.
Gelgelelim Bakan konuşmasında “çağrı merkezinde çalışın” diyor. Bakana sormak istiyorum hiç çağrı merkezinde çalışmış mı acaba? Ya da çalışan bir insanla gerçekten sorunlarını dinlemek için sohbet etmiş mi? Tabii ki hayır. Bakan tabiatına uygun olarak suçu işçiye atıyor. Ancak çağrı merkezlerinde çalışmak, antidepresan kullanmak zorunda kalmak ve zihnini felç etmek demek. Çünkü orada da iş koşulları çok kötü.
Tabii Bakana göre ülkedeki 4 yıllık fakülte mezunu öğretmenler, mühendisler, doktorlar da iş beğenmeyenler arasında. Haksız yere işten atılan akademisyenler de Bakana göre tembel.
TÜİK 18 Haziranda yaptığı açıklamada işsizliğin %10,1 olarak gerçekleştiğinden bahsediyor. Peki, TÜİK’in işsiz insan tanımı nedir? TÜİK’e göre işsiz tanımına uyabilmek için iş akdi son bulmuş ve İŞKUR’a iş bulmak amacıyla belli bir süre önce başvurmuş olmak gerekiyor. Yani iş akdiniz yeni feshedilmemiş ve İŞKUR’a belli bir süre önce iş aramak için başvurmamışsanız işsiz sayılmıyorsunuz. Bu da gerçek işsizlik rakamlarına erişilemediğini, rakamların gerçek işsizliği yansıtmadığını gösteriyor.
Gerçek verileri ise DİSK-AR’ın yaptığı araştırma gözler önüne seriyor. DİSK-AR’ın Haziran raporunda geniş tanımlı işsizliğin 6 milyon 18 bin olduğu belirtiliyor. Gerçek işsizlik oranı ise %17,7. Genç nüfusta işsizlik ise %20 dolaylarında. Devletin teşviklerine rağmen oranların böyle olduğu düşünüldüğünde durumun vahameti ortaya çıkıyor.
Dostlar biz işçiler nasıl sorunlar yaşarsak yaşayalım Bakanlar için hiç bir şey ifade etmiyor. Bizler kendi sorunlarımızı Bakanların ya da onların kurumlarının çözmesini beklersek yanlış yapmış oluruz. Dünyanın kaynakları da, çalışılacak işler de hepimize yetebilir. İşsizliği üreten ve onu kendi çıkarları için kullanan sermaye sınıfıdır. Unutmayalım ki safları büyütmek ve sömürü düzeninin sonunu getirmek bir seçenek değil zorunluluk halini almıştır.
Kırk Ayaklı Karınca
Süperpak İşçileri Grevde
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...