Buradasınız
Kapitalizm Ölüm Demektir, Onu Biz Öldürelim!
Gebze’den bir grup işçi
Savaşlar, iç çatışmalar, yıkımlar, işkenceler, ölümcül hastalıklar; tüm bunlar burjuvaların biraz daha kârlarına kâr katmak için, insanoğluna yaşattığı vahşetlerdir. Bugün dünyamızı bir yok oluşun eşiğine getiren emperyalist kapitalistler, geçmişte insanlığa iki paylaşım savaşı yaşatmış ve milyonlarca insanın ölümüne neden olmuşlardır. Üçüncüsü ise fiilen başlamış durumdadır. Bugün Ortadoğu ve kuzey Afrika’da yaşananlar bizlere ilerisi için ipuçları vermektedir.
Bu yıkımlara sebep olan kapitalistler; Birleşmiş Milletler, UNICEF gibi kurumlar ile pisliklerini örtmek ve kitleleri yanıltmak için kıyasıya çalışıyorlar. Yaşanan savaş veya iç çatışmaların gerçek nedenlerini ancak on yıllar sonra öğrenebiliyoruz. Tıpkı geçtiğimiz hafta UİD-DER Gebze şubesinde seyrettiğimiz Kanlı Elmas filminde olduğu gibi.
1999 yılının Sierra Leone’sini anlatan filmde, iç çatışmanın gerçek nedeninin büyük elmas tekellerinin daha da fazla kazanma hırsı olduğu ortaya çıkıyor. Ayrıca silah tekelleri ve ilaç tekelleri de bu çatışmadaki yerlerini almaktadırlar. Bu büyük tekellerin kışkırtmaları sonucu çıkartılan iç çatışmalarda ölen binlerce insan ise onların umurlarında bile değildir. Filmde geçen bir sahnede, köyü yakılan, ailesi ve arkadaşları öldürülen bir yaşlı adamın “umarım burada petrol bulmazlar” demesi bile savaşın nedenini ortaya koymaya yetiyor. Hatta bu söz, Irak savaşının demokrasi götürme savaşımı yoksa petrol ve daha fazla kâr uğruna yapılan bir savaş mı olduğu sorusuna bile cevap niteliği taşıyor.
Kapitalistlerin yaşattığı yıkımlara karşı durmak ve geri püskürtmek görevini sadece işçi sınıfı yerine getirebilir. Örgütlü bir mücadele ile bu savaşlara dur diyebilir ve asıl düşmanı, burjuvaziyi tahtından indirebiliriz. Tüm şalterler bizlerin ellerinde. Üretimden gelen gücümüze sınıf bilincini de eklemeli ve dünyamızı yok etmek üzere olan kapitalizmi yıkmak için mücadeleye atılmalıyız.
Kapitalizm öldürür, o bizi öldürmeden biz onu öldürelim.
İşçilerin Gücü Birliğindendir
- “Yüzücüler” Filmi: İnsanlığın Göç Yollarındaki Yaşam Mücadelesi
- Üzgünüz Size Ulaşamadık!
- Umutsuzluk içinde “Umut”
- Sahte umudun umutsuzluğu
- Umutla gerçek arasındaki fark
- Cabbar’ın ümitsiz umudu
- “Umut fakirin ekmeğidir” derler
- Yılmaz Güney’in UMUT filminden
- Dövüşenler ölenlerin tutmaz yasını!
- “Gazap Üzümleri” Film Gösterimi
Son Eklenenler
- Siyasi iktidarın sahte enflasyon verilerine dayanarak 2025 yılı için kamu emekçilerine yaptığı yüzde 11,54 oranındaki zam, kamu emekçileri tarafından ülke genelinde protesto edildi. 13 Ocakta iş durduran KESK, Birleşik Kamu-İş, Hür-Sen, ASİM-Sen...
- Aylardır uzmanların, siyasetçilerin, patronların hatta uluslararası finans kuruluşlarının yaptığı tartışma, analiz ve hesaplamaların sonunda 2025 yılı için asgari ücret 22 bin 104 lira olarak açıklandı. Bu açıklamayı, Türkiye İşveren Sendikaları...
- Günümüzde fabrikalarda, işyerlerinde “kolay yoldan para kazanma” hayaliyle şans ve bahis oyunları oynamak gitgide yaygınlaştı. Teknolojiyle birlikte kumarhane herkesin cebine girdi. Her molada, her köşede tüm başlar cep telefonlarına eğiliyor,...
- Balıkesir Gönen’de bulunan Arıtaş Kriyojenik’te 19 Aralıkta başlayan grev 10 Ocakta anlaşmayla sonuçlandı. DİSK/Emekli-Sen 11 Ocakta Türkiye genelinde İzmir’den Trabzon’a, İstanbul’dan Denizli’ye pek çok ilde “TÜİK Verileri Kirli ve Yalan; Açlık,...
- Aralık ayında Birleşik Metal-İş sendikasının örgütlü olduğu Hitachi Energy, GE Grid Solutions, Schneider Elekrik, Arıtaş Kriyojenik ve Green Transfo fabrikalarında peşi sıra grevler başladı. Çok geçmeden de sermaye sınıfının tatlı kârlarını düşünen...
- İzmir Buca’da sendikal baskıların ve işten atma saldırısının devam ettiği Telus önünde direniş başladı. Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri ve ardından Metropol İnşaat adlı taşeron şirketler bünyesinde çalışan inşaat...
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...
- Her Aralık ayında izlediğimiz asgari ücret tiyatrosu bu yıl çok daha trajik bir şekilde sonuçlandı. Resmi enflasyonun, TÜİK’in uydurma rakamlarıyla bile yüzde 47 olduğu, ENAG’a göre yüzde 87 olduğu bir süreçte asgari ücrete sadece yüzde 30 zam...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...
- İktidar ve sermaye sınıfının saldırıları böylesine ağırken işçilerin birlik olamayacağını düşünmek kime yarar sağlar? Bu düşünce doğru bir akıl yürütme yöntemi olabilir mi? Karşımızdaki yıkım tablosu, işçilerin birleşmek dışında bir çıkış yolu...