İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
Buradasınız
Kapitalizm: Kimileri Bin Odalı Saray Yaptırır, Kimileri Yırtık Lastik Giyer

Ermenek’ten feryatlar yükseliyor. Diri diri madene gömülerek katledilen madencilerin ailelerinin yoksulluğu yüreğimizi daha fazla dağlıyor, acımızı ve kapitalizme olan öfkemizi bin kat artırıyor.
Ermenek’te su baskını meydana geldikten sonra, madende mahsur kalan Tezcan Gökçe adlı işçinin annesi Ayşe Gökçe’nin sözleri yansımıştı basına. Ayşe teyze, yüzündeki acı ve kahır dolu ifadeyle “oğlum yüzme bilmez” demişti. Bu sözler aynı zamanda çaresizliği de ifade ediyordu. Ama Ayşe teyzenin çaresizliği, çektiği acı egemenlerin umurunda değildi. Tepkileri yatıştırmak isteyen AKP, soluğu Ermenek’te almıştı almasına, ama işçileri kurtarmak için doğru düzgün bir su çekme aracı bile götürülmemişti. Erdoğan ve Davutoğlu öncülüğündeki devlet erkânı, yani sömürücü egemenler, koruma orduları ve zırhlı araçlarıyla boy gösterdiler Ermenek’te. Devletin ne denli güçlü olduğunu göstermiş oluyorlardı bu şekilde. Bu güç, işçilere ve yoksullara gözdağı anlamına geliyordu aslında. “Susun, konuşmayın, sesinizi çıkartmayın, kaderinize boyun eğin, aksi halde güçlü devletimizin size ne yapabileceğini görüyorsunuz” demek istiyorlardı.İşçiler öldüler, geride acılı yakınlarını ve onların yoksulluklarını bırakarak gittiler bu dünyadan. Sonra işçiler yer altından çıkartıldılar. O işçilerden biri de yüzme bilmeyen oğluydu Ayşe teyzenin. Cenaze töreni düzenlendi ve Tezcan Gökçe’nin babası Recep Gökçek de namazda
safa girdi. Yüzünde acı, hüzün, kahır vardı, ama aynı zamanda derin bir yoksulluk da göze çarpıyordu. Madenci babasının ayağında parçalanmış bir kara lastik vardı. Bu görüntü elbette bizleri öfkelendirdi ve egemenlerin arsızlığını ve ikiyüzlülüğünü de bir kez daha hatırlattı. AKP hükümeti sürekli olarak Türkiye ekonomisinin büyüdüğünü, herkesin zenginleştiğini, kişi başına milli gelirin 10 bin doları aştığını propaganda ediyor. Bu büyük bir aldatmacadır. Acaba Recep Gökçe’nin yıllık geliri 10 bin dolar olduğu için mi kara lastik giymektedir? Evet, ekonomi büyüyor ama kapitalistler için! AKP, milyonlarca doları patronlara aktarıyor ve bu arada kendi yandaşlarının da cebini dolduruyor. Gece gündüz çalışan ve iş kazalarında ölen işçilere ise sefalet düşüyor. Tezcan Gökçe’nin babasının yırtık kara lastik giydiği basına yansıdıktan sonra devlet harekete geçmiş ve “çok büyük bir iş” yaparak acılı babaya yeni kara lastik göndermiş! İşte size kapitalist düzendeki devletin adaleti! Bilmem hangi kuyruklu yıldıza araç gönderilirken, Tezcan Gökçe’nin babasının kara lastik giymesi ve devletin ona yeni kara lastik lütfetmesi kapitalist sistemin ne olduğunun bir resmidir. Kapitalist toplumda işçiler gece gündüz demeden çalışıp üretir ama paylarına yalnızca yoksulluk düşer. Kimileri kendilerine bin odalı “AK Saray”lar yaptırıp ne denli güçlü olduğunu sergilerken, yoksullar kara lastik giyer. Kimileri görkemli gökdelenler yaptırıp kibirden kendinden geçerken, o gökdelenleri yapan işçiler iş kazası adı altında katledilirler. Kimileri milyar dolarları ayakkabı kutularına istiflerken, işçiler ve yoksullar ay sonunu nasıl getireceklerini bilemezler. Bu kapitalizmle ilgilidir. Erdoğan, AKP, patronlar ise bu sistemin egemenleridir. Sorun bir sistem sorunudur. Bu nedenle tüm işçi kardeşlerimizin odaklanması gereken burasıdır. Yırtık kara lastik giyenler bunu asla unutmamalı ve işçilerin sömürüsü üzerinde yükselen bu sistem artık yıkılmalıdır.21 Kasım 2014
- İşyerinde Gelen Ölümler
- Çocuk İşçilikle Mücadele İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinin Büyümesiyle Mümkün
- 301’i, Soma’yı, O Günden Beri Hiç Unutmadık…
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- Sorumluluğu İşçiye Yıkmanın Yolu: “Ya Güvenli Çalış Ya Hiç Çalışma”
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- Geçmişten Bugüne Uçurum İnsanları
- Doğru Tarafta, İşçi Sınıfının Safındayım
- Emekçi Kadınlar ve Barış
- Gene Takmışsın Kırmızı Şapkayı, Greve mi Gidiyorsun?”
- “Çöpçü” Demek Hakaret mi?
- Gençlere Örgütlü Mücadele Deneyimi Aktarmak…
- “Kurt Ağladı, Biz de İnandık”
- “Gerekirse Grev de Yap!”
- Sınıfımızın Yaşlılarının Payına Ölüm Düşüyor
- “Sınıfsal Bir Tarafı Var mı?”
- Ana-Baba-Oğul UİD-DER Saflarında Yürüyenlere Selam Olsun
- Bu Kalp Nasıl Atmaya Devam Edecek?
- Egemenlerin Değil, Sınıfımızın Gözüyle Bakalım!
- “Kendini de Beni de Yaktın Celal!”
- Uğruna Mücadele Ettiğimiz Bizimdir
- Grev Çocukları
- “Felsefe Yapma Birader!”
- Şeytanla Dost Olunmaz!
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- “60 Bin Maaşla Çoban Bulunmuyor.” Yersen!
Son Eklenenler
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.