Buradasınız
Korkuyorlar: Türkülerden, Şafaktan ve Ümitten!

Şiirler ve ezgiler insanlığın sevinçlerini, acılarını, öfkelerini, isyanlarını ve yarına olan umutlarını perçinleyen işlev görmüştür. Meydanlardan cezaevlerine nice ezgi direncin sembolü olmuştur. Mesela Şili’de yükselen özgürlük rüzgârı 1973’te askeri faşist darbeyle ezildiğinde, stadyuma hapsedilen müzisyen Victor Jara ile birlikte binlerce emekçi “Venseremos/Kazanacağız” diye haykırıyordu. Jara’nın gitarıyla canlanan bu direnci ezmek için onu katlettiler. Fakat egemenler, o stadyumda Victor Jara’nın söylediği ezgilerin yarım asır sonra, bugün de dünya meydanlarında direncin ve umudun sembolü olmasını engelleyemediler.
Sömürücü egemenler toplumsal hafızanın canlanmasından, emekçilere umut olup onları harekete geçirecek her şeyden korkarlar. Bugün konserlerin yasaklanması ve ezgilerin susturulmak istenmesinin nedeni bu korkudur. Nâzım Hikmet, Korku şiirinde sömürücü egemenlerin bu kadim korkusunu işler, türkülere, umuda ve insana neden düşman olduklarını anlatır. 1949 yılında, ABD’li siyah müzisyen ve sosyalist Paul Robeson’un verdiği konserde Ku Klux Klan saldırısına uğramasının ardından yazar bu şiiri Nâzım Usta… “Korkuyorlar Robson” der; “Şafaktan korkuyorlar/ Görmekten, duymaktan, dokunmaktan korkuyorlar…”
Güneş ışınlarının karanlığı yırtmaya başladığı andır şafak. Gökyüzü mavinin esintisi, turuncunun sıcak tonlarıyla bezenir. Yeni bir güne uyanan kuşların şafak korosunu dinler doğa. Şafak değişim, umut ve mücadele sembolüdür Nâzım’ın şiirinde… Şafaktan korkanlar karanlıktan beslenenlerdir. İnsanlığı mahkûm ettikleri karanlığın üzerinde “kendi cennetlerini” yaşayan egemenlerdir. Onlar insanlığın özgür ve aydınlık günlere uyandığı yepyeni bir dünyayı yaratacak olan değişimden korkarlar. İşte bu yüzden en küçük bir ışık huzmesi yani mücadele kıvılcımı gördükleri anda saldırırlar ışığın kaynağına.
Nâzım Usta “bizim Ferhat gibi sevmekten korkuyorlar” der şiirinde. “İnsan sevmekten korkar mı?” demeyin. Yoğun bir duygu olan sevgi insan, vicdan ve toplum gibi kavramlarla bağlantılıdır. Nâzım, karşılık ve çıkar beklemeden insanlar için bir şey yapmayı, vicdanlı olmayı, insanlık ve doğa için mücadele etmeyi anlatır Ferhat gibi sevmekle! Oysa egemenler yalnızca iktidarlarını düşünürler. Sermayenin vicdanı ve duygusu yoktur, insanlar bir taş parçasıdır onun için. Bu yüzden bir milyar insanın açlık çekmesi, savaşlarda ölmeleri, doğanın talan edilmesi umurlarında değildir. Ve Ferhat gibi sevenlerin, döndürdükleri çarka çomak sokacağını bilirler. O yüzden korkarlar ve yok etmek isterler bu sevgiyi.
“Tohumdan ve topraktan korkuyorlar, akan sudan ve hatırlamaktan korkuyorlar” diyor Usta. Akan suyun kuvvetini bilen, önünde dağ olsa duramayacağını da bilir. Tarih tanıktır; ne firavunlar kaldı tahtlarında ne padişahlar. Yıkılmaz sanılan imparatorluklar yıkıldı gitti. Devam eder dizeler: “Ümitten korkuyorlar Robson, ümitten, Korkuyorlar kartal kanatlı kanaryam, türkülerimizden korkuyorlar Robson.” Toprak bir kere tohumu kucakladıysa er ya da geç o tohum filizlenir. Çiçekleri ve meyvesiyle selamlar yeni günü. Toprağa atılan tohum ümit demektir. Ve onlar en çok ümitten korkarlar. Çünkü dizleri üzerine çöktürülen insanlığın ayağa kalkmasını temsil eder ümit; gelecek hayalini ve bu hayali gerçek kılmak için verilen mücadeleyi… Ümit ölürse yarınlar için kurulan hayaller de ölür. Ümit ölürse yeni bir dünya yaratma arzusuyla birleşen yürekler solar, dostluklar, kardeşlikler, arkadaşlıklar yitip gider. İşçi sınıfının dayanışmasını ve mücadelesini güçlendiren tüm bağlar koparılır ümit ölürse. İşte bu nedenle ümidi yok etmek, karanlığa boğmak istiyorlar dünyamızı.
Ümidi öldürmenin en etkili yolu insanı yalnızlaştırmaktır. Çünkü insan toplumsal bir varlıktır, yalnızlaştıkça tükenir. Bu nedenle yalnızlık ve çaresizlik duygusunu topluma kanıksatmak istiyorlar. Bunu baskıyla, yasakla ve düşmanlaştırma politikalarıyla yapmaya çalışıyorlar. Konser, festival yasaklarıyla insanlar arasındaki duygu birliğinin önüne geçmek, yapay ayrımları körükleyerek insanı toplumsallıktan soyutlamak istiyorlar.
Türkülerden, ümitten, sevmekten, şafaktan ve tohumdan korkanların asıl korkusu işçi sınıfının örgütlenerek, tek bir yumruk olup karşılarına dikilmesi ve sömürü düzenini yıkmasıdır. Zalimlerin korkuları hiç de yersiz değil. Dünya üzerinde yaşamı yeniden üreten milyarlar yeni bir dünyanın özlemini duyuyorlar. Sınıfsız, sınırsız, savaşsız ve sömürüsüz bir dünya mücadelesi verenler bilirler ki, bugünler gelip geçicidir. Asıl olan değişimin kendiliğinden olmayacağını bilmek ve ümidi örgütlemektir.
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Engelli de Saralı da Olsa Çalışacak!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
Son Eklenenler
- Grevdeki Temel Conta işçileri 22 Mayısta fabrika önünde kitlesel basın açıklaması gerçekleştirerek işverenin grev kırıcı uygulamalarını ve saldırgan tutumunu protesto etti. Eyleme Türk-İş’e bağlı sendikalar, KESK İzmir Şubeler Platformu, Genel-İş...
- Küçük bir işçi çocuğu. Elinde, üstünde “Kreşe Gidemediğim İçin Greve Geliyorum” yazan kartonuyla poz vermiş. Muhtemelen annesi tarafından grev yerine getirilmiş. En küçük olmanın verdiği şirinlikle bütün işçilerin göz bebeği olmuş. Kreşte...
- Bugün size, belki de her gün karşılaştığımız ama çoğu zaman duyulmayan, görmezden gelinen bir gerçeği anlatmak istiyorum. İstanbul’da ya da herhangi bir şehirde üniversite öğrencisi olmak, giderek zorlaşıyor. Hele de bu ekonomik şartlarda…
- İbni Sina Üniversite Hastanesinde çalışan SES ve Dev Sağlık-İş üyesi işçiler, yetersiz yemek, su ve hijyen koşullarına karşı 16 Nisanda üç gün süren yemekhane boykotu yaptı. Genel-İş Sendikasının örgütlü olduğu İzmir’in ilçe belediyelerinde işçiler...
- Kardeşlerim, ben emekli bir işçiyim. Bu yıl da UİD-DER’le 1 Mayıs kortejinde yürüdüm. Bahtiyarım. Bir sene ayağım kırıldığından 1 Mayıs’a katılamamıştım. Yaşım itibariyle, onca mitinglere katıldım, başka kortejlerde yürüdüm, ama her defasında UİD-...
- Petrol-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu TPI Compozit fabrikalarında yaklaşık 2300 işçi, 13 Mayısta greve çıktı. Çoğunluğu Menemen’de, bir bölümü de Çiğli Sasalı’da çalışan işçiler, İzmir Serbest Bölgede (İZBAŞ) uygulanan grev yasağı nedeniyle, greve...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Bu mektubu yazmama bir grevci işçinin sorusu vesile oldu. TPI Composit grevinde bir işçi kardeşimiz, “Abi, sen deneyimli bir işçiye benziyorsun. Sence grevi nasıl sürdürmeliyiz?” diye sormuştu. Pek çok kez grev yaşamış, pek...
- UİD-DER’li işçiler, 19 Mayısta Portakal Plastik ve Porvil Çatı işçilerini grevlerinin 13. gününde ziyaret etti.
- Filistin halkıyla dayanışmayı ve emperyalist savaş karşıtı mücadeleyi büyütmek üzere sayısız protesto ve işyeri eylemleri düzenleyen İngiltereli işçi ve emekçiler 27. kez ulusal gösteri gününde bir araya geldi. Ülkenin dört bir yanından başkent...
- Felsefe yapmak, olgular, olaylar, süreçler, varlıklar üzerine düşünce üretmektir, neden ve sonuçlar üzerine düşünmektir, sormaktır, açıklama getirmektir. Ama sıradan insanlar, mesela örgütsüz işçiler gerçek manada düşünmeyi, düşünce üretmeyi...
- Dünyada ve Türkiye’de milyonlarca işçi demokratik ve ekonomik hak gasplarına, baskı ve yasaklara, yoksullaşmaya, emperyalist savaşa tepkisini ortaya koymak, taleplerini haykırmak için 1 Mayıs’ta alanlara çıktı. İstanbul Kadıköy’de kutlanan 1 Mayıs’...
- İzmir/Dikili’de çiçek üretimi yapılan Queen Tarım’da işçiler sendikal hakları için mücadele ediyor. DİSK/BTO-SEN üyesi Queen Tarım işçileri 16 Mayısta İstanbul’da, Danimarka Başkonsolosluğu önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya çeşitli...
- Hikâye bu ya; zamanın birinde adamın biri varmış. Bu adam çevresindeki insanları hakir görür, küçümser, beğenmezmiş. Kendini hep onlardan farklı görür, güçlü olanlara hayranlık duyarmış. Gel zaman git zaman bu adam bir gün şeytanla arkadaşlık kurmuş...