Buradasınız
Köşe Bucak Gezer’im!
Altınşehir’den bir işçi
Patronların biz işçilerin kafalarına sokmaya çalıştığı fikirlerden bir tanesi “ne kadar çok çalışırsan o kadar çok kazanırsın” fikridir. Biz işçiler bu söylemin ne kadar boş olduğunu kendi yaşamımızdan biliyoruz. Meselâ fabrikada patron hiç çalışmaz. Yani üretimde hiçbir rolü yoktur. Fakat aynı fabrikadaki işçiler gece gündüz çalışırlar. Ama nedense patron ay sonu kazandığı paranın çok küçük bir kısmını işçilere verir. Pastadan en büyük payı patron alır, işçilere ise kırıntılar düşer.
Her geçen gün daha da pahalılaşan hayat, ağırlaşan iş koşuları, uzayan çalışma saatleri ve bunun karşısında aldığımız “kölelik ücretleri” bizleri çözümsüzlüğe götürmektedir. Örneğin, Gezer ve Gez Deri fabrikalarında günde 12 saat çalışan işçiler, paydos saatinden sonra ek işlerde çalışıyorlar. Kimisi evine kalem işi alarak, kimisi iş çıkışlarında badana ve boya işleri yaparak, kimisi akşam paydostan sonra gittiği mahallesinde pamuk şeker satarak, kimisi de akşama kadar çalıştığı fabrikanın önünde pişmaniye satarak geçimini sağlamaya çalışıyor. 12 saat çalışan bir işçinin aldığı ücretin, bu ülkede çalışan ortalama işçinin aldığı ücretten biraz daha fazla olması gerektiği düşünülebilir. Fakat durum hiç de öyle değil. Gezer işçisinin fazla mesai yapmadan aldığı net ücret, asgari ücretin altındadır. Düşünün ki evli ve 3 çocuk babası olan bir Gezer işçisinin aldığı ücret, asgari ücret bile değilse ve bu 3 çocuktan en az iki tanesi okula gidiyorsa ve de bunların üstüne bir de oturdukları eve kira ödüyorsa nasıl geçinecek? Çoğu işçi bu durumun içinden çıkabilmek ve çocuklarının kursağına birkaç lokma daha ekmek götürebilmek için ekstra işlerde çalışıp gelirini yükseltmeye çalışıyor.
Evet, amacımız aldığımız ücretleri yükseltmek olmalıdır. Fakat 12 saat çalışan bir işçinin bu konudaki çözümü “ek işler yapmak” olmamalıdır. Bizler o fabrikalarda ömürlerimizi harcıyoruz. Bunun sonucunda da patronlar bizim sırtımızdan çok büyük kârlar elde ediyorlar. Bizden çaldıkları bu paralarla da yeni yeni fabrikalar kurarak kazançlarını katlamayı hedefliyorlar. İşte bu adaletsiz paylaşımın ortasında, eğer biz işçiler hep birlikte olup ücretlerimize zam istemekten korkuyorsak ya da bunun yerine farklı geçici çözümlere yöneliyorsak bence biraz durup düşünmemiz gerekir…
GEA Direnişçileriyle Sohbet Ettik
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...