Buradasınız
Maden-İş’teki Gömleğin Sırrı Neydi?

Maden-İş Çalışma Grubunun yoğun araştırmaları sonucunda ortaya çıkan Derinden Gelen Kökler kitabında yer alan kimi anekdotlar, bugünün genç kuşak mücadeleci işçilerine ışık tutuyor, yol gösteriyor. 20 yıl boyunca Maden-İş’in yöneticiliğini yapan ve işçilerin “Ruhi Baba” diye çağırdığı Ruhi Yümlü ile anısını dönemin sendika yöneticisi Mehmet Karaca şöyle aktarıyor:
“1980 yılı içerisinde Beşiktaş’taki Sendika Genel Merkezini ziyarete gelen Ruhi Yümlü ile odada sohbet ederken Genel Başkan vekillerimizden ve Mali Daire Başkanı Bahtiyar Erkul arkadaşımız elinde iki poşetle içeri girdi. Poşetin birinden modeli biraz eski bir çift ayakkabı, diğer poşetten ise yine eski model bir gömlek çıkardı ve Ruhi Yümlü’ye dönerek «Ruhi Baba bunlar nedir? » dedi. «Bizim dairenin personeli çatıda temizlik yaparken sandıkların içinde bulmuş bunları» dedi.
Kemal Türkler 1954’te Genel Başkan olduğunda, Genel Sekreterlik görevini üstlenen yılların sendikacısı Ruhi Yümlü poşetlerden çıkanlara şöyle bir baktı, o her zamanki genzinden gelen sesiyle gömleklerin öyküsünü anlattı: «Evladım bunlar ne biliyor musun? Bunlar benim, Kemal (Türkler) ile birlikte Sümerbank’tan alıp akşamları iş çıkışında Sirkeci’de, Büyük Postane önünde sattığımız eşyalardan kalan ayakkabı ve gömlekler… O yıllarda sendikanın gelirleri masrafları karşılamaya yetmiyordu. Aidatları elden topluyorduk, o da 50 kuruştu. Bir haber bülteni basacak teksir makinesi için para bulamıyorduk. Sümerbank’tan bunları alıp Büyük Postane önünde, iş çıkışında satıyorduk. Buradan elde ettiğimiz gelirle aldığımız teksir makinesi ile de sendikanın bültenlerini basıyorduk.»”
Gençlik yıllarında terzi çıraklığı yapan Kemal Türkler; semt pazarlarına gider ve kimi zaman Sümerbank’tan aldığı, kimi zaman ise sevgili eşi Sebahat Hanımla birlikte diktiği gömleklerin, ceketlerin satışını yapardı. Uğruna tüm yaşamını adadığı DİSK/Maden-İş ve metal işçisinin mücadelesi için bu şekilde ek gelir elde ederdi. Günümüzde bir sendikacının pazarda gömlek yahut ceket satması sıra dışı gelebilir fakat O’nun ve yol arkadaşlarının en belirgin özelliklerinin başında sendikayı geçim kapısı olarak değil, işçi sınıfının mücadele örgütü olarak görmeleri geliyordu. Büyük başarılar ve zaferlerle dolu olan sınıfımızın tarihinde bilinen veya bilinmeyen nice fedakârlık yatıyor. Sınıfımızın mücadelesinin başarıya ulaşabilmesinin yolu da yaratılan bu değerlere sıkı sıkıya bağlanmaktan geçiyor.
- Netaş Grevi İlham Vermeye Devam Ediyor
- Derby’den Özak’a Sendikalı Olma, Sendika Seçme Hakkı
- Dünya İşçilerinin Jones Ana’sı
- Kemal Türkler’in Mücadelesi ve Bugüne Mirası
- Kemal Türkler ve Mücadeleci Sınıf Sendikacılığı
- MESS Grevlerinin 45. Yılında Metal İşçilerinin Mücadelesini Hatırlamak
- 30. Yıldönümünde Zonguldak Madencilerinin Uzun Yürüyüşü
- Tütüne Emek Veren Kadın İşçiler Anlatıyor
- Netaş: Yasaklara Rağmen Başarıya Ulaşan Grev!
- Eylül 1976: İşçilerin DGM Direnişi
- Bir Devir ve Bir İşçi Lideri: Kemal Türkler
- İki Farklı Dönem, İki Sözleşme ve İki Bildiri
- Maden-İş MESS’in Oyunlarını Nasıl Boşa Çıkarttı?
- Kavel’den Bir Anı, Geçmişten Bir Miras
- Maden-İş’teki Gömleğin Sırrı Neydi?
- “Bölge’ye Gidince Annemle Barıştım”
- “Baba İşveren” İmajı İle Mücadele
- “Kadın İşçiler Zampik-İş’e Aldanmadı”
- Maden-İş Karşısında MESS’in İzlediği Yol
- Maden-İş İşçilerle Bağını Nasıl Geliştirip Güçlendirdi?
Son Eklenenler
- Yaşanan her türlü baskı ve zorbalığa karşı, işçi sınıfı kendi saflarında gücünü birleştirmeli ve öfkesini doğru adrese yönlendirmelidir. 1 Mayıs bu birliğin ortaya çıktığı uluslararası bir mücadele günü olarak önemli bir yere sahiptir.
- 1980 darbesinin üzerinden 45 yıl geçti ama bıraktığı karanlık hâlâ silinmedi. O darbe devrimci hareketi ve örgütlü işçi sınıfını ezmek için yapıldı. Bugün hâlâ baskılarla karşı karşıyayız. Ama nasıl ki o karanlık günlerde Hasanlar, Haticeler...
- Her sene olduğu gibi bu 1 Mayıs’a da büyük bir titizlik ve ciddiyetle hazırlandık. UİD-DER ailesi olarak çocuklarımızla, gençlerimizle kadın erkek hep birlikte kapitalizmi teşhir ettik. Ekonomik, sendikal ve siyasal taleplerimizi dosta düşmana...
- İstanbul Sultangazi’de bulunan Bezmialem Validesultan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinin Okul Müdürü Refik Albayrak’a, İBB’nin dağıttığı ücretsiz yemeğin öğrencilere ulaştırılmasını sağladığı için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kınama cezası...
- Gebze Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Alman sermayeli ERLAU Metal fabrikasında işçilerin direnişi sürüyor. Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubede örgütlenen işçiler kod 46 ile işten atıldı. Direnişin 26. gününde UİD-DER’li işçiler...
- Bazı kayıplar vardır ki ifadesi mümkün olmaz, sanki bir parçamızı alıp götürür. Pazar günü emekçi bir abimizi, bir değerimizi, bir rengimizi, “bu ülkede barışı savunan bir kişi bile kalsa umut vardır” diyen, savunduğu değerlerin bedelini...
- Bu yıl 1 Mayıs’ta Kadıköy’de yan yanaydık! Yağmur da yağdı, çamur da vardı ama biz çocuk, yaşlı, genç, engelli, üniversiteli, liseli, emekli, kadın, işçi, emekçi oradaydık. Omuz omuza, yürek yüreğeydik…
- İzmir’de belediye işçileri birbiri ardına greve çıkıyor. Narlıdere Belediyesi işçileri 6 Mayısta grev başlattı, bir gün sonra talepleri kabul edildi. Konak Belediyesi işçileri ise 7 Mayısta greve çıktı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan...
- Bu 1 Mayıs’a kızım, torunum ve oğlumla katıldım. 1 Mayıs alanında çocuklarımın da yanımda olmasının heyecanımı ve mutluluğumu arttırdığını belirtmek isterim. Ben her yıl 1 Mayıs’a UİD-DER’le katılıyorum ve her zaman çok heyecanlanıyorum.
- TÜPRAŞ Rafineri'de kendilerine haber verilmeden taleplerinin çok altında zam oranlarına ve 3 yıllık sözleşmeye imza atılmasına tepki gösteren işçiler üretimi durdurarak, yürüyüş yaparak sözleşmeyi protesto etti.
- Hiçbir şey siyaset üstü değildir. Ekmekten suya, yediğimiz peynirin kalitesinden oturduğumuz evin sağlamlığına kadar her şey siyasetin içindedir. İş cinayetlerini “kader” diye yutturanlar, depremleri de “fıtrat” diye anlatıyorlar.
- Toplu İş Sözleşmesi (TİS) sürecinde olan belediyeler ile petrokimya sektöründeki fabrikalarda birer birer grev kararları alınıyor. İzmir’de Narlıdere Belediyesi işçileri grevin ilk gününde kazanım elde ederken Konak Belediyesinde 7 Mayısta grev...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü mücadelesi 1889’dan önce başlamıştı. Ancak 1 Mayıs 1889’da, 8 saat çalışma, 8 saat dinlenme ve 8 saat canımızın istediğini yapma talebiyle kitlesel olarak alanlara çıkıldı. 1 Mayıs bu başkaldırının ve daha adil bir...