Buradasınız
Mega Mücadele
Gebze’den bir işçi

Vaktinizi çok almadan hemen konuya gireyim. Geçenlerde sabahın erken saatlerinde işe gitmek için bindiğim minibüste kulak misafiri olduğum bir sohbetten bahsedeceğim sizlere. Yeni tanışmış bir grup insan aralarında sohbet ediyorlardı. Biri diğerlerine kendini tanıtıyor; servis şoförlüğü yaptığını aracı sabah Dilovası’na bıraktığını ve şimdi tekrar İstanbul’a ek iş yaptığı yere yetişmeye çalıştığını söylüyordu. Akşam tekrar Dilovası’na gidip servisi alıp işçileri evine bırakması gerekiyormuş. Tabi diğerleri şaşkınlıkla “bunu her gün mü yapıyorsun?” diye sordu. O da “ne yaparsın hayat mücadelesi” diye cevap verdi. “Bu tempoya kim dayanır? Seninki daha çok mega mücadele arkadaşım” diyerek gülüştüler.
Doğalgazdan elektriğe, ekmekten sebzeye, her şeye zam geldi. Yani alım gücümüz düştü, kazandığımız paranın bir değeri kalmadı. Bu durum mutfakta kendini daha çok hissettirmiş durumda. Önceden haftada üç dört kez birkaç çeşit yemek yaparken, bu sayı giderek azalıyor. İşte bu nedenle böyle sohbetler artıyor. “Ne yaparsın hayat mücadelesi, iğneden ipliğe her şeye zam geldi. Ek iş yapmayıp da ne yapacaksın?” Son zamanlarda bu cümleler kulağımı aşındırıp duruyor. Otobüste, durakta, serviste, işyerinde, molada… Sınıfımızın sorunları günden güne büyüyor ve bu sorunlar karşısında da bazen doğalında ortaya çıkan bazı kavramlar var. Kimimiz ekmek mücadelesi, kimimiz hayat mücadelesi deriz. Ama geçinmenin zorluğu arttıkça bu kavramlara yenileri ekleniyor. “Mega mücadele” gibi…
Sorunları tekil olarak sadece kendimiz yaşıyoruz gibi görünebilir. Ama bu sorunlar sınıfımızın ortak sorunlarıdır. Ve gitgide büyümeye de devam etmektedir. Bu sorunları aşmak için “mega mücadele”yi değil, sınıfımızın mücadelesini yükseltmemiz gerekiyor. “Gücümüz Birliğimizden Gelir.” 15 -16 Haziran Büyük İşçi Direnişinde bir pankartta yazıyordu bu cümle. Pankartta yazdığı gibi birliğimizi kurmalı, gücümüzü göstermeliyiz. Ancak bu şekilde sorunlarımızın üstesinden gelebiliriz.
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi grevinde yaşananlar hakkında Marksist Tutum’da bir makale okudum. Tam da içimden geçenleri, cümlelere dökemediklerimi noktasına virgülüne kadar yansıtan bir yazıydı. Konuyu derinlemesine ele alan bu yazı her mücadelede...
- Zeytinlik alanları maden ve enerji işletmeciliğine açacak yasa teklifine karşı tepkiler sürüyor. Çeşitli illerden Ankara’ya gelen köylüler, talan yasasına karşı TBMM yakınında bulunan Cemal Süreya Parkı’nda direniş nöbetindeler.
- Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli mücadeleler, dönemeç noktaları vardır. 1970 Haziran’ı bu tarihte önemli bir yere sahiptir. Bugün halen aşılamamış bir zirve olan 15-16 Haziran direnişi sürecinde, işçi sınıfı yapay kutuplaştırma...