Buradasınız
Meslek Hastalıkları Kaderimiz Değil!

Fabrikalarda ve işyerlerinde iş güvenliği tedbirleri alınmadığı için, her yıl binlerce işçi meslek hastalığına yakalanıyor. Pek çok işçi kardeşimiz ise meslek hastalığından dolayı erkenden göçüp gidiyor dünyadan. Çok sayıda işkolu kanser gibi amansız meslek hastalıklarına yol açıyor. Meslek hastalıklarına yakalananlar kayıtlara olduğundan daha az yansıyor. Örneğin Türkiye’de her yıl yaklaşık 80 bin kişi meslek hastalığına yakalanıyor, ama bu sayı istatistiklerde görünmüyor. Yani ne önlem alınıyor ne de denetim yapılıyor. Meslek hastalığından dolayı ölenlerin sayısı da ne yazık ki kayıtlara yansımıyor. Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesi yetkilileri her yıl 2 bin kişinin meslek hastalığından dolayı öldüğünü söylüyor, ama kayıtlara geçen ölüm sayısı bir ya da iki kişiyi geçmiyor.
Patronlar ve devlet yetkilileri meslek hastalıklarına gereken önemi vermiyor. Çalışma koşullarının ağırlaşması, sendikasızlaştırma, taşeronlaştırmanın yaygınlaşması, iş güvenliğinden yoksunluk meslek hastalıklarının artmasına zemin sağlıyor. Meslek hastalıkları, işin niteliğine ya da çalışma koşullarına bağlı olarak ortaya çıkan hastalıklardır. Tekstil sektöründe çalışan birçok işçi tozdan kaynaklı olarak akciğer hastalıklarına yakalanıyor. Kimyasal üretim yapan fabrikalarda çalışan işçiler kanser hastalıklarına ya da cilt hastalıklarına maruz kalıyor. Banka ya da çağrı merkezi gibi yerlerde çalışan işçiler depresyon hastalıklarıyla karşı karşıya. Gürültülü işyerlerinde çalışan işçiler duyma yetilerini kaybediyorlar. Ayakta iş yapan işçiler varis gibi hastalıklarla boğuşuyorlar. Uçucu madde gibi malzemelerle üretim yapan, deri ya da plastik fabrikalarında çalışan işçilerin ciğerleri gün gün eriyor. Madenlerde ve metal fabrikalarında çalışan işçiler metal tozunun bir sonucu olarak çeşitli kanser hastalıklarına yakalanıyorlar. Kot taşlama işçilerinin silikozis hastalığıyla nasıl boğuştuklarını ve birçoğunun öldüğünü biliyoruz. Ayrıca vardiyalı çalışma biçimi de uyku ve sindirim bozukluğuna, unutkanlık ve sinir sisteminde hasarlara yol açıyor.
Ne yapmalıyız?
Patronlar işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında gerekli tedbirleri almakla yükümlüdürler. Oysa havalandırma sistemi, eldiven, kulak tıkacı, baret ya da maske gibi basit malzemeler işyerlerinde göstermelik olarak bulunmaktadır. Yetersiz ve göstermelik olan bu malzemeler kalitesiz olduğu için de kullanılamıyor. Oturarak iş yapabileceğimiz halde birçok işyerinde oturmak yasaktır. Oysa teknolojinin bunca geliştiği bir dönemde üretim sürecine uygun donanımların işyerlerinde kullanıma sokulması mümkündür.
Öncelikle meslek hastalıklarının gerekli önlemler alındığında önlenebilir olduğunu bilmeliyiz. İşyerlerimizde rutin sağlık kontrollerinden geçmeyi, her 6 ayda bir tam teşekküllü bir hastaneye gönderilerek muayene olmayı ve işyerimizde işyeri hekimi bulunmasını talep etmeliyiz. Böylece hastalıkların erken teşhis edilmesi mümkün hale gelir. Ayrıca meslek hastalığına yakalanma durumunda Meslek Hastalıkları Hastanesine başvurarak hastalığımızı tespit ettirmek hakkımızdır. Türkiye’de İstanbul, Ankara ve Zonguldak’ta olmak üzere üç tane meslek hastalıkları hastanesi var. Muayene için doktora gittiğimizde bu hastanelerden birisine sevk edilmemizi isteyebilir ya da doğrudan bu hastanelere gidebiliriz. Sosyal Güvenlik Kurumu meslek hastalığına yakalanmış işçiye, sağlık yardımı yapmak, geçici iş göremezlik süresince günlük ödenek vermek, sürekli iş göremezlik halinde ise gelir bağlamak zorundadır.
Ancak bu yasal haklarımız bile mücadele etmeden hayata geçirilmemektedir. Meslek hastalıklarının önüne geçmek mümkünken, patronların kâr hırsından dolayı her sene yüzlerce işçi hayatını kaybediyor, binlercesi ise yaşamını bu hastalıklarla boğuşarak sürdürüyor. Eğer örgütlenip mücadele etmezsek bu ölümler ve hastalıklar devam edecek. Meslek hastalıklarını ortaya çıkartan koşulları ortadan kaldırmak, gerekli önlemlerin alınmasını sağlamak, insan ömrünü yıpratarak hastalıklara davetiye çıkartan uzun çalışma saatlerine dur demek ve ücretlerimizi yükseltmek için mücadele etmemiz şart!
İş Saatleri Düşürülsün!
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurulları Kurulsun ve İşçilerin Denetimine Verilsin!
Her Hastaneye Meslek Hastalıkları Bölümü Kurulsun!
Herkese Parasız Sağlık Hakkı!
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- İşçi Dayanışması 206. Sayı Çıktı!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
Son Eklenenler
- ABD’nin her yıl “özgürlük ve bağımsızlık günü” olarak kutladığı 4 Temmuz, bu yıl resmi törenlerin ve barbekü partilerinin ötesine geçerek işçi ve emekçilerin öfkesine sahne oldu. “Amerika’ya Özgürlük” sloganıyla onlarca şehirde gerçekleşen...
- Şüphesiz ki koşullar insanın ruh halini belirlemede çok etkili olur. Aynı şekilde tersine, bilinçlenen, ruh halleri değişen insanlar koşulları belirlemekte ve değiştirmekte çok etkili olur. Örneğin yoğun bir kış mevsimin yarattığı ruh hali, öyle bir...
- “Kamu imkânlarını amacı dışında kullanmak, kamuya ait işleri yavaşlatmak ya da aksatmak, verilen görevleri layıkıyla yerine getirmemek hem vebal hem de günahtır. Kamu hizmetlerini sunarken insanlar arasında ayrım yapmak, tanıdığı kişilere öncelik...
- Petrol-İş Sendikasında örgütlü grevci TPI Kompozit ve Temel Conta işçileri ile grevlerini kazanımla sonuçlandıran DYO Boya işçileri ve sendika düşmanlığına, işten atma saldırılarına karşı direnen TEKSİF üyesi Digel Tekstil işçileri, İzmir Menemen...
- Yıllar önce çalışıp ayrıldığım işyerinden bir işçi arkadaşım anlattı. Patron ekonomik krizden dolayı iflas ettiğini, işyerini kapatacağını söylemiş işçilere. Sonra patronla birlikte oturup ağlaşmışlar; “ne güzel bir işyerimiz vardı, ne güzel bir...
- Başlıkta yer alan ifadeler, Hakkı Özkan’ın “Grevden Sonra” romanındaki öncü işçi Nuri’nin eşinin sözleridir. Nuri, grevde öncüdür; mayası sağlam, kararlı bir işçidir. Yazar Hakkı Özkan matbaa işçiliği yapmıştır, yaşadıklarını romana aktarmıştır. “...
- Gebze Sendikalar Birliği, İsrail devletinin Gazze’de yürüttüğü katliamı, emperyalist savaşı lanetlemek, Filistin halkının sesi olmak, işçilerin dayanışmasını büyütmek için Filistinli sendikacılarla birlikte Gebze Kent Meydanında bir eylem düzenledi...
- Kenya’da, geçtiğimiz sene Haziran ayında, IMF’nin dayattığı kemer sıkma politikaları doğrultusunda yeni vergi yasası hazırlanmıştı. Bu yasa tasarısı, işsizlik, yoksulluk ve artan hayat pahalılığıyla boğuşan işçilerin ve emekçi gençliğin öfkesini...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu, Kocaeli Dilovası ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında, düşük zam dayatmasına karşı greve çıkan işçilerin mücadelesi 44. gününde kazanımla sonuçlandı. İlk yıl için yüzde 73...
- İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek için çalışan UİD-DER, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yılı vesilesiyle 29 Haziranda, “Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!”...
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kocaeli’nin Körfez ilçesinde faaliyet gösteren Gübretaş fabrikasında yüzde 30 sefalet dayatmasına karşı işçiler, 3 Temmuzda greve başladı. Devrimci Sağlık-İş Sendikasının, kamu işçilerine dayatılan sefalet...
- Geçtiğimiz hafta sonu, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55, UİD-DER’in kuruluşunun 19. yılı vesilesiyle Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde yüzlerce işçi arkadaşımızla yan yanaydık. Grevleri devam eden Petrol-İş üyesi DYO işçileri, DİSK’in kurucusu...
- Sivas katliamının 32. yılında Türkiye’nin birçok kentinde anma etkinlikleri ve eylemler düzenlendi. Katledilen 33 aydın ve sanatçı anıldı, katliam bir kez daha lanetlendi. Sivas katliamının unutulmadığının, tüm katliamların er ya da geç hesabının...