Buradasınız
MESS Dayatmalarına Karşı İzlenmesi Gereken Yol!

Metal Sanayicileri Sendikası MESS ile metal işçilerinin örgütlü olduğu Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş arasında süren toplu iş sözleşmesi tıkandı, süreç grev aşamasına geldi. Patron örgütü MESS’in tutumu, işçi ücretlerinin nasıl baskılanıp aşağıya çekilmek istendiğini bir kez daha ortaya koydu. TÜİK’in kat be kat düşük açıkladığı enflasyon oranının bile yüzde 20’yi aştığı, gerçek enflasyonunsa yüzde 60-70’lerden yukarı tırmanmaya devam ettiği bir dönemde MESS, zam teklifini yüzde 12 olarak açıkladı. Sendikaların bastırması üzerine bu teklifini yüzde 17’ye yükseltti. MESS patronları, sendikalı işyerlerindeki işçi ücretlerini de asgari ücret düzeyine çekip orada tutmak, işgücü maliyetlerini daha da düşürerek kârlarına kâr katmak istiyorlar. Pandeminin, ekonomik krizin faturasını işçilerin sırtına yıkan MESS patronları, 2020’de yüzde 500-1000 gibi uçuk kârlar açıkladılar. 2021 boyunca ve liranın büyük değer kaybettiği, dolar kurunun iyice dalgalı olduğu Aralık ayında bile büyük kârlar elde etmeye devam ettiler. Buna rağmen işçilere sefalet zammı dayatmaktan geri durmuyorlar. Elbette işçiler bu pervasızlığa tepkisiz kalmıyor. Tüm işyerlerinde haftalardır eylemler yapan metal işçileri, greve hazırlanıyor.
Patronların ve işçi düşmanı siyasi iktidarın saldırılarına cevap verebilmenin tek yolu işçilerin örgütlü mücadelesidir. MESS, bir kez daha işçi sınıfının güçlü bir örgütlü yapıya sahip olmamasına ve siyasi iktidarın grev yasaklarına güveniyor. Tarihsel ve güncel deneyimler de gösteriyor ki sermaye sahipleri işçiler grev kartını kullanmasın diye ellerinden geleni yaparlar. Grevleri yasaklayarak, yasadışı göstererek, kargaşa olarak lanse ederek işçilerin üretimden gelen gücünü kırmak ve ellerinden almak isterler. İşçilerin ait oldukları sınıfın kimliğiyle düşünüp hareket etmesini engellemek isterler. Sınıf kimliğiyle hareket eden bir işçi, grevin kendisinin demokratik hakkı olduğunu bilir ve yalanlara kanmaz. Tıpkı 1970’lerde patronları dize getiren Maden-İş üyesi mücadeleci işçiler gibi.
MESS’in amacı işçilerin birliğini kırmak, sefalete mahkûm etmektir!
Metal patronları, MESS üzerinden birliklerini güçlendirerek işçilerin taleplerini olabildiğince aşağı çekmeye çalışıyorlar. Rekabet içinde birbirlerinin ümüğünü sıkan patronlar, işçi sınıfı karşısında domuz topu gibi birleşiyorlar. Kapitalist düzenin mantığı gereği hep kârlarını düşünen patronlar, durup dururken “artık birbirimizle uğraşmayalım, gelin birlik olalım” demezler. Birleşen işçilerin onlarda yarattığı korkudur, onları birleşmeye sevk eden. MESS’in kuruluş amacı da işçilerin birliğini kırmaktır.
MESS, internet sayfasında kuruluşunu şöyle tarif ediyor: “14 Ekim 1959 tarihinde İstanbul’da çağdaş, ileri görüşlü sanayileşmeye kendilerini adamış ve ilkeli 11 girişimci tarafından kurulmuştur.” Oysa gerçek şuydu: Bu dönemde haklarını arayan işçilerin sayısı artıyor, işçi sınıfının mücadelesi yükselişe geçiyordu. Patronlar, bu yükseliş karşısında ancak birlikte hareket edebilirlerse örgütlü işçilerin gücünü bastırabileceklerine inanıyorlardı. Patronlar, ilerleyen yıllarda işçi sınıfına karşı ortak hareket etmeye çok daha fazla ihtiyaç duyacaklardı.
1963 senesinde 61 işyerinden oluşan MESS, işçi sendikalarıyla müzakereye oturmuş fakat yekpare davranamayarak çözülmüştü. Saatte 25 kuruş zammı fazla gören patronlar, bu çözülmeden sonra saatte 50 kuruş, 60 kuruş, 80 kuruş, 100 kuruş zam verdiklerini hayıflanarak belirtiyorlardı. Fakat artık böyle bir hata yapmayacaklardı! Rekabet etmeye devam edeceklerdi ama işçi sınıfı karşısında da birleşeceklerdi.
Maden-İş’in mücadele tarihini anlatan “Derinden Gelen Kökler” kitabında da dikkat çekildiği üzere, metal sanayi patronlarını bir araya getiren en önemli neden örgütlü işçilerin varlığıydı. DİSK/Maden-İş’te örgütlü işçilerin örgütlülüklerine güvenerek ve inanarak kavgaya girişmeleriydi. Metal patronlarını korkuya sürükleyen asıl mesele buydu; işçiler birleşmişti! MESS, kuruluşundan 12 Eylül 1980 faşist askeri darbesine kadar işçilerin birliğini parçalamaya ve Maden-İş’i durdurmaya çalıştı. Ama başaramadı. Zaten sermaye sınıfının orduyu devreye sokup işçi sınıfına karşı darbe yaptırmasının nedeni de buydu.
O yıllarda MESS, işçilerin mücadelesini durdurmak için pek çok karar almıştı. Meselâ bu kararların bir kaçı şöyleydi: İşten çıkarmayı zorlaştıracak herhangi bir sendikal öneri ve önlem kabul edilmeyecek. İkramiyeler, kıdem ve ihbar tazminatı miktarı arttırılmayacak. Çalışma süreleri asla kısaltılmayacak. Yıllık izinlerin yasal süreleri arttırılmayacak. Sosyal yardımlar arttırılmayacak!
Birlik, dayanışma ve mücadelesini yükselten metal işçisi MESS’in dayatmalarını püskürtmeyi başarır!
MESS’in dayatmalarını geri püskürtmenin ve yeni kazanımlar elde etmenin yolu, metal işçilerinin birliğini daha fazla güçlendirmekten geçiyordu. Maden-İş de öyle yaptı. Maden-İş’in öncü ve mücadeleci üyeleri bu süreçte daha fazla öne çıkarken, sendikanın işyerindeki taban örgütlülüğü daha fazla güçlendi. Maden-İş’e üye işyerlerinde, sendika işyeri temsilcilerinin yanı sıra, fabrika içindeki tüm atölye, bölüm ve servislerden ünite temsilcileri de seçiliyordu. Maden-İş, işyeri sendika temsilcileri ile ünite temsilcilerinin oluşturduğu kurulu, sendikanın işyeri örgütü olarak kabul ediyordu. Sendikanın en temel yapıtaşı, işyerindeki bu örgütlenmeydi. Ünite temsilcilerinin de katılımıyla “Genişletilmiş Temsilciler Meclisi” toplantıları yapılıyordu. Böylece kurulan örgütsel yapılanma sayesinde işçiler karar alma süreçlerine aktif olarak katılıyor, tartışıyor ve sorunların çözümü için birlikte öneri oluşturuyorlardı.
Maden-İş’in öncülüğünde girişilen 1977’deki Büyük Grev, bizlere gösteriyor ki en yenilmez görünenler bile yaratılan örgütlü güç sayesinde yenilgiye uğratılabiliyor. Sendika ile işçiler arasında organik ve güçlü bir bağ olduğunu bilen MESS yöneticileri, türlü yalan ve iftiralara başvurmaktan çekinmiyorlardı. Meselâ yöneticilerinden biri, MESS genel kurulunda diğer patronlara şöyle bir öneride bulunuyordu: “İşçilere yaklaşma politikası izleyelim. Adreslerine yayın ve mektup yollayalım. «Verdiğimiz bütün haklara rağmen sendikanız sizi greve itmiştir» diyelim. İşçileri sendikaya karşı çıkaralım.” Ancak işçilerin sendikalarına olan inanç ve bağlılıkları, birliktelikleri MESS’in türlü hile ve yalanlarını boşa düşürüyordu.
MESS dün güçsüz, bugün ise daha güçlü değil. MESS dün de güçlüydü ama karşısında örgütlü işçiler ve Maden-İş vardı. Unutmayalım kardeşler, işçiler ile patronlar arasındaki mücadele bir güç mücadelesidir. Kim daha güçlüyse o kazanır. Biz dün daha örgütlüydük ve daha güçlüydük. Bu sayede MESS’e kafa tutabiliyor ve burnundan kıl aldırmayan patronlara taleplerimizi kabul ettirebiliyorduk. Öyleyse bugün eksiğin nerede olduğu belli değil mi? Yapmamız gereken bellidir: MESS karşısında işyerlerinden başlayarak birliğimizi, kardeşliğimizi, dayanışma ve mücadelemizi büyütmeliyiz!
- Ek Zam Talebini Üretimden Gelen Gücümüzle Kazandık
- Schneider Enerji’de de Grev Kazanımla Sonuçlandı
- Schneider Enerji’de Grev Yasağı: İktidar İşçi Düşmanlığında İstikrarlı!
- MESS’le Süren Toplu Sözleşme Görüşmelerinde Anlaşma Sağlandı
- Metal İşçilerinin Ek Zam Mücadelesi Kazanımla Sonuçlandı
- Metal İşçileri Mücadeleyi Büyütüyor!
- Birleşik Metal-İş Üyesi İşçiler MESS’i Eylemlerle Uyarıyor
- Çimsataş’ta 12 Direnişçi İşçi İşten Atıldı
- Üretimi Durduran Çimsataş İşçilerine Polis Müdahalesi
- Mahalle Dayanışması, Emekçi Kadınlar ve MESS Sözleşmesi
- MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi İmzalandı
- Greve Çıkacak Bir Metal İşçisinin Eşi: Birleştirelim Ellerimizi!
- Kurtuluş Yok Tek Başına
- Sendikalar MESS’in Yüzde 21 Zam Dayatmasını da Reddetti
- Türk Metal Üyesi Metal İşçileri Kocaeli’de Buluştu
- MESS Dayatmalarına Karşı İzlenmesi Gereken Yol!
- Metal İşçileri 14 Ocakta Greve Çıkıyor
- Türk Metal Üyesi Metal İşçilerinden Gebze’de Grev Sesleri Yükseldi
- Metal İşçisi Grev Sürecinde!
- MESS’in Pervasızlığı Nereden Geliyor?
Son Eklenenler
- Avrupa’nın pek çok ülkesinde yoksullaştırma politikalarına hız veriliyor, hayat pahalılığı artıyor. Grev hakkı başta olmak üzere hak ve özgürlüklere saldırılar artıyor. Ancak Avrupa işçi sınıfı büyüyen sorunlara grevlerle, kitlesel eylemlerle...
- İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, 26 Mayıs’ta, Söğütlüçeşme Marmaray istasyonunda bir basın açıklaması düzenledi. Bir işçinin tren camını temizlerken elektrik akımına kapılarak ağır yaralanması nedeniyle düzenlenen eylemde taşeron...
- 23 Mayısta gece yarısı sularında İstanbul Maltepe D-100 karayolunda makas atarak ilerleyen bir sürücü, bariyer yapmakta olan yol bakım işçilerinin arasına dalarak dört işçinin ölümüne, bir işçinin de yaralanmasına yol açtı. Aynı hafta içinde Kadıköy...
- Kuş sütü eksik bir sofra fotoğrafı. Sofrada çeşit çeşit yemekler, iştah açıcı mezeler… Yemekler gibi tabaklar da çeşit çeşit, renk renk. Sofradaki tek gariplik bazı tabakların uçlarının kırık olması ya da boyayla kırık süsü verilmiş olması. Sofrayı...
- Çıkışsızlık sarmalından kurtulmak isteyen insanlara kapitalist düzenin kurumları, düzen medyası ve burjuva ideologlar bir “çıkış kapısı” gösteriyorlar. Ama bu çıkış kapısının üzerinde şöyle yazıyor: “Sorunların kaynağında kişilerin eksiklikleri ve...
- Almanya, ABD, İngiltere, İtalya, Fransa, Japonya ve Kanada’nın oluşturduğu G7 zirvesi bu yıl 19-21 Mayıs tarihlerinde Japonya’da yapıldı. Zirve, İkinci Dünya Savaşında nükleer bombalarla yerle bir edilen, yüzbinlerce insanın öldüğü ve tarifsiz...
- Güney Amerika ülkesi Arjantin’de artan hayat pahalılığına, işsizliğe, düşük ücretlere ve güvencesizliğe karşı on binlerce işçi bir araya geldi. 18 Mayısta düzenlenen kitlesel gösteride yüzde 109’u aşan enflasyon, IMF’nin dayattığı kemer sıkma...
- 14 Mayıs seçimlerini geride bıraktık. Henüz kesin olmayan sonuçlara göre iktidarda bulunan Cumhur İttifakı Mecliste çoğunluğu elde etti, cumhurbaşkanının belirlenmesiyse 28 Mayıstaki ikinci tura kaldı. Fakat kesin olan bir şey var: 14 Mayısta hangi...
- İşçi Dayanışması’nda, yaşadığımız dünyayı ve kapitalist sistemi anlatan pek çok yazı yayımlandı bugüne kadar. Kapitalizm denilen ekonomik düzenin dünyamıza, işçi sınıfına ve insanlığın geleceğine ne kadar büyük bedeller ödettiğini her vesileyle...
- Türkiye’den Uluslararası İşçi Dayanışması Derneğinden işçi kardeşleriniz olarak emperyalist yüzsüzlerin Hiroşima’da düzenledikleri zirve vesilesiyle yükselttiğiniz anti-kapitalist mücadeleyi coşkuyla selamlıyoruz. Savaş alevlerini daha da...
- Türkiye’de çeşitli sektörlerden işçiler grev ve direnişlerle, eylemlerle mücadeleye devam ediyorlar. AFP Türkiye Ofisi çalışanlarının grevi kazanımla sonuçlanırken, Yonga Mobilya işçilerinin grevi sürüyor.
- 13 Mayıs 2014’te Soma’da 301 madenci kardeşimiz katledildi. Yaşadığımız acının, dinmeyen öfkemizin, Türkiye işçi sınıfı tarihindeki en büyük işçi katliamı Soma’nın üzerinden 9 yıl geçti. Ne yazık ki bu 9 yılda binlerce işçi kardeşimizi daha iş...
- Bursa Demirtaş Sanayi Sitesinde bulunan Barutçu Tekstil’de çalışan 8 kadın işçi, Öz İplik-İş Sendikasında örgütlendikleri için işten atılmış, daha sonra direnişe geçmişlerdi. Patronun her türlü yıldırma çabalarına rağmen, kar kış demeden fabrika...