Buradasınız
Set İşçilerinin Sorunları
Sefaköy’den bir set işçisi
Merhaba. Ben radyo-televizyon bölümü mezunu işsiz bir işçiyim. Staj döneminde sinema setlerinde, reklam, klip, dizi setlerinde stajyer ve asistan olarak bulundum ya da çalıştım. 2009’da okul bittikten sonra bir sinema akademisinin özel yetenek sınavlarına girdim ve eğitim almaya hak kazanmış oldum. Burada kısa filmler çektik, fakat birtakım ekonomik zorluklar nedeniyle filmlerin eksik yönlerini tamamlayamadık. Şu an da sinema setlerinde iş arıyorum fakat buralarda bir tanıdık olmayınca istediğin bölümde çalışabilmek neredeyse imkânsız gibi.
Sizlere setlerde çalışan işçi arkadaşların örgütsüz olmalarından kaynaklı yaşadıkları sorunlardan bahsetmek istiyorum. Her sektörde olduğu için bu sektörde de sorunlar bitmiyor. Zaten set işçiliğinin madencilikten sonra en zor iş olduğunu söylerler.
Bu sektörün en büyük sorunlarından biri, uzun çalışma saatleri ve bunun sonucunda doğan iş kazaları, ölümler, psikolojik sorunlar… Özellikle dizi sektöründe çalışan işçiler için durum daha da vahim. Uzun çalışma şartlarından kaynaklı olarak yorgunluk, dalgınlık, uyku halleri… Kimi zaman neredeyse 24 saate varan çekimler olmaktadır. Yakın bir geçmişte set kamyonu şoförünün uykusuzluğundan dolayı bir kaza gerçekleşmişti ve içindeki iki sinema emekçisi hayatını kaybetmişti. Patronun bu olaya, kendisine yakışır bir söylemi olmuştu: “Abuk sabuk bir kaza!” Evet haklıydı, çünkü abuk sabuk çalışma saatleri ve düzeni vardı. Ama o abuk sabukluğun yaratıcısı da bizzat kendisiydi. İşçilerin bir sete geliş saati belli ama çıkış saati çoğu zaman hiç belli olmuyor. Belirli olsa dahi bu en az 12 saat ama buna bile sadık kalınmıyor. 15, 16, 17 saat diye gidebiliyor.
Televizyonlar işçilerin işten artan saatlerinde onları 90 dakika boyunca ekran başına kilitliyor, set patronları ise set işçilerini bu 90 dakikalık dizinin hazırlanması için haftanın 6 günü, belirsiz ve uzun saatler boyunca setlere kilitleyip sömürüyor.
Kimileri “90 dakika 45 dakikaya inse bile patronlar bu sefer haftada iki bölüm çektirmeye çalışırlar, bu nedenle fark eden bir şey de olmayacaktır” diye düşünüyorlar. Ben UİD-DER’de örgütlü bir işçi olarak patronların pervasızlığının örgütsüz olmamızdan kaynaklandığını düşünüyorum. Çünkü biz örgütlüysek ancak, isteklerimizin ne şekilde olduğunu patronlara bildirebiliriz. Aksi takdirde tek başına sorunlarımızı dile getirmeye çalışırsak patronlar bize, nerede olduğunu bildiğimiz o meşhur kapıyı gösterirler.
Yaşasın örgütlü mücadelemiz! Yaşasın işçilerin uluslararası birliği!
Okumuş Bir İşçi Soruyor
Direnişçi İşçilerden Ortak Ziyaretler
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...
- Sorunlarımız her geçen gün katmerlenerek büyüyor. Mutfak masrafları, faturalar, barınma sorunu, düşük ücretler… Ama yalnızca sorunları sıralamakla bir yere varamayız. Yaşadığımız sorunları çözüme kavuşturmak için öncelikle sorunun kaynağını...
- Mersin Çevre Platformu, MIP AŞ’nin limanı genişletmek amacıyla Atatürk Parkını kapatmasını Özgür Çocuk Parkında basın açıklaması ile protesto etti. Mersin halkı, şehir merkezinde bulunan Atatürk Parkının MIP A.Ş tarafından liman genişletme...