Buradasınız
Serviste İşçiler Sohbet Ediyor
Gebze’den bir petrokimya işçisi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Merhaba işçi kardeşlerim, ben petrokimya sektöründe çalışan bir işçiyim. 16-24 vardiyası çıkışında serviste işçi arkadaşlarımla aramızda geçen sohbeti sizlerle de paylaşmak istiyorum. Birkaç işçiyle başlayan sohbetimizin konusu iş kazalarıydı.
Bir işyerinde neden iş kazaları olur? Bu soruyu ortaya atan arkadaşımız bir tartışmayı da başlatmış oldu. Bir işçi arkadaşım şöyle cevap verdi: “Aslında iş kazalarının çoğu dikkatsizlikten oluyor. Kendimizi işe veremiyoruz.” Başka bir arkadaşım; “Olur mu ya? Dikkatsizliktenmiş, üç kuruş para alıyoruz geçim derdinden adamda kafa mı kalıyor? Çocuk okul harçlığı istiyor utanıyorum ya! Ay sonunu getiremiyoruz.” Son zamanlarda bizim işyerinde de iş kazalarında hızlı bir artış var. Parmak kopmaları, yanıklar ve kesikler yaşanıyor. Servisin ön taraflarından bir işçi ablamız, “bence iş kazaları işçiden kaynaklı değildir. Patrondan kaynaklıdır. Kaliteden dem vuran patronlar biz işçileri antika makinelerde son sürat çalıştırıyorlar ve kaliteli üretim istiyorlar. Bu tempoya kendini kaptıran biz işçiler de robot değiliz ya! Bir zaman sonra, tempomuz düşer düşmez başımızda bir ses: ‘Hadi hadi biraz daha hızlı.’ Al işte, iş kazasına davet çağrısı da geldi.” Bu işçi ablam aslında ne kadar güzel özetledi iş kazalarını. Ağzına sağlık işçi ablam ne güzel konuştun demek geldi içimden.
Genç işçilerden biri, “ben anlamıyorum bu düzeni, her türlü elverişsiz ortamda çalışmaya zorlanan biz işçileriz, bir iş kazası olduğunda işten atılmaktan korkan yine biziz. Bu korku nedendir bilemiyorum.” Eskilerden bir işçi abimiz de yaşadığı deneyimlerden süzerek, genç işçi kardeşime döndü. Bak genç, aslında hiçbir işçi bundan korkmaz ama kendisini bir yere koyamadığı için meselâ örgütlü olamadığı için korkuyor olabilir’’.
İneceğim durağa geldim. Benden sonra işçi arkadaşlarım sohbete devam ettiler mi bilmem ama şu bir gerçek ki iş kazaları biz işçilerden kaynaklanmıyor. İş kazaları patronların dayattığı aşırı üretim temposundan ve gerekli güvenlik önlemlerini almamalarından kaynaklanır. İş kazalarına dur demek de biz işçilerin elindedir. Biz işçiyiz, biz üreteniz, biz olmasak patronlar bir hiçtir. Bunu bilelim; önce kendimize sonra örgütlü gücümüze güvenelim.
Böylesi Yaşamak Değil!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Patronların tek isteği işçiler hep çalışsın, çok çalışsın, hak hukuk aramasın, hatta bedavaya, ölümüne çalışsın. İşte bu açgözlü istekleri onları bir canavara dönüştürüyor. Neredeyse her gün “yok daha neler” diyeceğimiz haberler duyar olduk....
- İngiltere’de binlerce kişi ırkçı ve faşist yükselişe karşı “No Pasaran/Geçit Yok” şiarıyla 27 Haziranda başkent Londra sokaklarına çıktı. İngiltere’de Tommy Robinson liderliğindeki faşist örgüt İngiliz Savunma Birliği’nin (EDL) düzenlediği mitinge...
- Kapitalist sistemin çelişkileri tüm dünyada derinleşmeye devam ediyor. Dev şirketler rekor kârlar açıklarken işçiler sefalet ücretlerine, gençler işsizliğe, geleceksizliğe mahkûm ediliyor. Emperyalist savaşın alevlerini daha da harlayan egemenler,...
- İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez’de işçilerin sendika hakkı için mücadelesi sürüyor. Ancak işçilerin sendikal örgütlenme hakkını yok sayan şirket yönetimi önce baskı uyguladı, sonra işçileri işten attı, son olarak da 27 Temmuzda polisi işçilerin...
- Bugün milyarlarca insan kapitalizmin yarattığı pek çok sorunla cebelleşiyor. İşsizlik, yoksulluk, iklim krizi, göç krizi, emperyalist savaşlar… Dünya üzerinde yaklaşık 300 milyon göçmen var. Türkiye’de Amerika’da, İspanya’da İngiltere’de ve daha...
- Geçtiğimiz günlerde Asya’nın en zengin ailesi olan Ambaniler’in Martta başlayan 4 aylık düğün maratonunda 250 milyon dolar harcadıklarına dair bir haber okudum. Mukesh Ambani’nin oğlu Anant’ın evlendirildiği şatafatlı düğüne dünyanın her yerinden...
- İstanbul 112 Ambulans çalışanları ve SES İstanbul Şubeleri, 26 Temmuz Cuma günü Avrupa İl Ambulans Servisi Başhekimliği binası önünde, yaşanan sorunlara çözüm bulunması talebiyle basın açıklaması gerçekleştirdi. Yapılan basın açıklamasına 112...
- Otoriter, faşist rejimlerin iktidarda olduğu dönemlerde toplumsal değerler aşındırılır, insanlar yalnızlaştırılır, bencillik ve bireycilik daha fazla öne çıkar. Zulme ve haksızlığa karşı çıkmak aptalca, kişisel çıkarları ön planda tutmak, bunun için...
- Kemal Türkler anılırken yaşadığı dönemle ve mücadele arkadaşlarıyla, sınıf mücadelesinde elde ettikleri kazanımlarla anılıyor. Bize öyle önemli bir miras bırakmış ki katledilişinin 44. senesinde bizler onu hâlâ aramızda ve kavgamızda hissediyoruz....
- İstanbul Çatalca’da bulunan, sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş et ürünleri üretimi yapılan Polonez’de baskılar ve hukuksuzluklar artıyor, işçiler de sendikal haklarına sahip çıkmaya devam ediyor. Tekgıda-İş Sendikasının yeterli çoğunluğu sağlayarak...
- Siyasi iktidar Türkiye’nin dört bir yanını maden şirketlerine peşkeş çekmeye devam ediyor. Son olarak Emsa Enerji ve Madencilik şirketi Tokat’ta 30’dan fazla köyün yaylası ve su havzası olan Sorhun Obasında altın aramak için sondaj çalışmalarına...
- Sermaye sınıfının sendika düşmanlığına ve ücret gasplarına karşı işçilerin ve emekçilerin mücadeleleri sürüyor. İstanbul Çatalca’da Polonez işçileri patronun sendika düşmanlığına karşı direnişe geçti. Şişli Belediyesi işçileri ücretlerinin eksiksiz...
- “Fabrikadaki çoğu kadın 600-700 işçiye haklarının ellerinden gideceğini anlattığımızda protestoya katılmayı tereddütsüz kabul ettiler. Fabrikada sendikasız işçi yoktu. Kadınlar erkeklerden daha bilinçliydi. Sınıfsal olarak da meseleyi biliyorlardı....