Buradasınız
İnsanlarımız Neden Ölüyor?
Sarıgazi’den bir işçi
En deli dolu çağlarımızda, gencecik yaşımızda koparılıyoruz yaşamdan. Belki yeni evlendik, çocuğumuz doğdu doğacak. Yavrumuz doğmadan, onu bir kere göremeden, öpüp koklayamadan ya da doğdu da emeklediğini, yürüdüğünü, “babacığım” dediğini duyamadan, okula başladığını göremeden koparıyorlar bizi bütün bu güzelliklerden. Belki yaş olmuş 40-50, çocuklarımızın mürüvvetini göreceğiz. “Sizin görmeye hakkınız yok” der gibi alıyorlar o mutluluğu elimizden. Her gün birer birer ölüyoruz. Her an, her saniye bir can daha, bir yürek daha susuveriyor. Bir kalp daha duruyor, ölüyoruz iş kazalarında.
“Neden” diye soruyorsun? “Ben ölmek değil, yaşamak istiyorum” diyorsun, isyan ediyorsun. Ve hayatının patronlar sınıfının daha fazla kâr etme hırsına kurban edildiğini görüyorsun. Her gün yanımızdaki bir işçi arkadaşımız daha bu kâr hırsının kurbanı oluyor. İş güvenliği önlemleri alınmadığı için iş kazasında birer birer ölüyoruz. Her gün, “bir gün sıra bana gelecek mi?” diyoruz. Her sabah çıktığımızda “acaba bu akşam evime dönebilecek miyim?” diye soruyoruz kendimize.
Hayatımız, hayallerimiz, sevdiklerimiz, her şeyimiz elimizden alınıyor. Bunun adına da “kader” diyorlar. Oysa patronlar yeterli güvenlik önlemleri almadığı için ölüyoruz. Trafik kazası, iş kazası adı altında iş cinayetlerinde ölüyoruz. Doğru düzgün sağlık hizmeti verilmediği için hastalıktan ölüyoruz. Pahalı olduğu için yeterli gıda, besin alamıyoruz. İş yükünün getirdiği stresten, kalp krizinden ölüyoruz. Fabrikalarda çalışma koşullarının zorluğundan meslek hastalığına yakalanıyoruz. Tükeniyoruz…
Bu yetmedi mi? O zaman da haksız savaşlarda, emperyalist çıkarlar uğruna yok ediliyoruz. Yani artık öyle Ecelimiz kapitalizm olmuş. İş kazalarında ölen insan sayısının savaşlarda ölenlerden daha fazla olduğunu biliyor muydunuz? Savaş için ayırdıkları bütçeyi işçi ve emekçilerin daha iyi yaşaması için harcasalar, iş kazalarında ve savaşlarda haksız yere ölen insanlar şimdi aramızda olurlardı.
İnsan hayatı gerçekten bu kadar ucuz olmamalı. Bu ölümleri, iş kazalarını, cinayetleri durduralım. İşçi ölümleri ancak örgütlenmemizle son bulur. İşçi kardeş, “İş Kazaları Kader Değildir! İşçi Ölümlerini Durduralım!” adlı imza kampanyamıza bir imza da sen ver. Kapitalizmin, patronların kâr düzeninin kurbanı olmayalım.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İzmir Buca’da sendikal baskıların ve işten atma saldırısının devam ettiği Telus önünde direniş başladı. Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri ve ardından Metropol İnşaat adlı taşeron şirketler bünyesinde çalışan inşaat...
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...
- Her Aralık ayında izlediğimiz asgari ücret tiyatrosu bu yıl çok daha trajik bir şekilde sonuçlandı. Resmi enflasyonun, TÜİK’in uydurma rakamlarıyla bile yüzde 47 olduğu, ENAG’a göre yüzde 87 olduğu bir süreçte asgari ücrete sadece yüzde 30 zam...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...
- İktidar ve sermaye sınıfının saldırıları böylesine ağırken işçilerin birlik olamayacağını düşünmek kime yarar sağlar? Bu düşünce doğru bir akıl yürütme yöntemi olabilir mi? Karşımızdaki yıkım tablosu, işçilerin birleşmek dışında bir çıkış yolu...
- İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez fabrikasında işçiler Tekgıda-İş Sendikası’nda örgütlendikten sonra gerekli şartları sağlamalarının ardından yetki başvurusunda bulunmuş ve hemen ardından 146 işçi işten atılmıştı. İşten çıkarmaların ardından...
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları, 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 6-10 Ocak günlerinde Türkiye genelinde iş bırakıyor. ASM çalışanları “Eziyet Yönetmeliği” olarak nitelendirdikleri...
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Rus yazar Tolstoy “acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyuyorsan insansın” der. Tolstoy’un bu ifadeleri özü itibariyle insanlaşmayı anlatır. İşçi sınıfı olarak, sömürücü efendilerden insanlık için insanlaşma...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.