Buradasınız
Günaydın, Sabah Maratonu Başlıyor!
Bir grup kadın metal işçisi

İşe giderken kaç araç değiştiriyorsunuz? Ya da kaç ulaşım türünü kullanıyorsunuz? Aslında olması gereken; işe gidip gelirken servisimizin olması ve bizi evimize çok yakın bir yerden alıp yine evimize çok yakın bir yere bırakmasıdır. Eminim “bu herkese nasip olmaz” diyeceksiniz. Haklısınız, çünkü bu şekilde işe gelen giden çok az. Doğal olarak bazılarımız bu ihtimali düşünemiyoruz bile.
Bizim bildiğimiz, daha doğrusu bize ezberletilen, alıştırılan şey şu oldu hep; servisin bir güzergâhı vardır. İşçiler o güzergâha yakın yerlerde oturuyorlarsa işe alınırlar. Ya da kabul ediyorlarsa servisin geçtiği yere bir araç ile gelirler ve oradan servise binip işe giderler. Elbette ev ve servis arasında kullanılan minibüs ya da otobüsün parası işçiye çoğu zaman verilmez! Servis bekletilmez, beklenir! Bunun gibi hep patron lehine birçok şey…
Bizim işe gidiş gelişimiz ise tam bir facia. Her sabah 5.15’te kalkıyoruz. Servisten önce, kimimiz otobüse, kimimiz minibüse koşuyoruz. Hepimiz kadın işçi olmamıza rağmen sabahın o zifiri karanlığında yollara düşüyoruz! Kimi kadın arkadaşlarımız çantasında biber gazı, cebinde çakı ile yola çıkıyor. Kimileri ise eşi ya da babası ile durağa kadar yürüyor. Korktuklarını ama işe gelmek zorunda olduklarını anlatıyorlar!
Maltepe’den sonra artık servisteki arkadaşlarımızın hepsi tamamlanmış oluyor. Herkes uykusuna devam ediyor tabii. Uykudayken servisin sağa döndüğünü anlayıp, açıyor herkes gözlerini. Poşet sesleri, akbiller çantadan çıkıyor, şapkalar takılıyor, herkes birbirine bakıyor, maraton başlıyor! Hava ayaz mı ayaz, gerçi servisin de bir farkı yok. Servisten sırayla iniyoruz. Kimi akbil kuyruğunda, kimi poğaça arabasının önünde. 18 dıt sesinden sonra koşmaya başlıyoruz. Feribot kalkmak üzere. Herkes sesleniyor birbirine: “Koş, koş, koş!” Geride kalan olmasın. Feribot dolmuş. Her masada bir iki kişilik yer var. Herkes dağılıyor masalara. Kimse ne şapkasını ne eldivenini çıkarıyor. İlk feribot olduğu için ısınmamış içerisi, buz gibi. Biraz el ovma işlemlerinden sonra, kahvaltımızı etmeye başlıyoruz. Ardından hemen kafalar masaya yaslanıyor ve uykuya devam. Sirkeci’ye yaklaşıyoruz. Yaklaştığımıza dair bir konuşma sesi ve hemen bir irkilme, herkes hızlıca alıyor eşyalarını ve aşağı inmek için koşuyor merdivenlere. Denizden inanılmaz bir soğuk hava geliyor. Feribotun yaklaşmasına daha 2-3 dakika var. Ama bir sonraki servisi kaçırmamak için en öne geçmek ve kapak açılır açılmaz koşmak zorundayız. Evet, yaklaştı feribot. Kapak açılıyor. Koş, koş, koş! Herkes sesleniyor birbirine kimse arkada kalmasın diye. “Hadi kızlar hadi, koşun”, “lanet olsun”, “hava çok soğuk”, “servis buz gibidir şimdi”, “bıktım artık ya”, “koşmayalım artık, beklesin servis ya”, “bu nasıl soğuk?”, “ne zaman bitecek bu çile?” vs vs…
Servise biniyoruz. Servis buz gibi! Ayakta kalanlar, “gel gel, sıkışırız” diyerek ayakta kalan işçi arkadaşını yanına çağıranlar... Herkes uykuya kaldığı yerden devam ediyor. Araba yokuşu çıkıyor. Yavaşlamadan birden hoop herkes bir hopluyor. Açıyor herkes gözlerini. Geldik fabrikaya. Toparlanmalar, çanta, poşet sesleri. Fabrikaya gelişimiz saat 7.50.
Akşam yine aynı tempo, aynı maraton. Akşamları bu işe eklenen tek şey; trafik! Eğer günlerden Cuma ise eve gelmek daha da zorlaşıyor. Sabah 5.45, akşam 21.30. Günün çoğu yolda geçiyor. Geriye bir tek uyumak için zaman kalıyor. Çocuğu olanlar, eve gidip yemek yapanlar, temizlik yapanlar. Yani uyumaya bile vakit kalmıyor. Hepimiz ortalama 5 saat uyuyabiliyoruz. Hem iş yorgunluğu, hem yol yorgunluğu.
Asgari ücret aldığımız bir iş için bunları yaşıyoruz. Hepimizin ev kirası, faturası, mutfak masrafları vs. var. Kış ortasında yeni bir iş bulamayacağımıza göre, hepimiz katlanıyoruz bu çileye. Herkes grip, nezle, herkes hasta. Herkesin neredeyse birkaç gün raporu var. Hatta bir arkadaşımız bronşit oldu. Bir haftadan fazla bir süre işe gelemedi. Başka bir arkadaşımız ise feribottan inip, diğer servise yetişmeye çalışırken ayağını burktu.
Eğer biz işçiler sadece asgari ücretli bir iş için bile tüm bu anlattıklarımızı göze alıyorsak, bunu değiştirmek için de elimizi taşın altına koymalıyız. İşçi isterse biter bu zulüm! Yeter ki işçi istesin. Bulur yolunu yordamını. Çözüm bizde.
- Çare Sınıfımızda ve Örgütlü Mücadelemizde
- “Eşim Öyle Yerlere İzin Vermiyor”
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
Son Eklenenler
- Sakarya Hendek’te bulunan, Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu Koç Holding’in şirketlerinden Türk Traktör’ün tedarikçisi olan SAG Hidrolik fabrikasında bir işçinin işten çıkarılması sonrası 12 Ağustosta direniş başladı. TEKSİF Sendikasına...
- İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırıları ve açlık politikası tarifsiz acılar yaşatmaya devam ediyor. Siyonist rejim, iki milyon Filistinlinin bölgeden sürülmesi anlamına gelecek olan Gazze’yi tam işgal planıyla saldırılarını tırmandırıyor....
- Pakistan’da binlerce tekstil işçisi, hakları için haftalardır mücadele ediyor. Arjantin’de emekliler her Çarşamba günü düzenledikleri protestolar devam ediyor. Tunus’un en büyük işçi sendikası Tunus Genel İşçi Birliği (UGTT) üyesi toplu taşıma...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu KESK, 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerine dair, Kamu İşveren Heyeti teklifinin açıklanmasının ardından, 13 Ağustos Çarşamba günü Türkiye’nin pek çok kentinde ortak basın...
- Artık ben de anlıyorum ki; bir işçi hayata bu pencereden bakmaya başlar, işçi sınıfının bir ferdi olduğunu kavrar, hayatını buna göre dizayn etmeye çalışır, örgütlü davranır, mücadelenin ve dayanışmanın gücünden beslenirse gözleri hakikati görmeye...
- Egemenler zenginlik, güç ve iktidar uğruna kavga ederken bunun bedelini hep işçilere ödettikleri için oyunlarında, şiirlerinde işçileri emperyalist savaşa karşı çıkmaya çağırıyordu Brecht. Kendisi 1898’de doğmuştu ve çocukluğu dünyanın da Almanya’...
- 12 Ağustos gece saatlerinde Evrensel Gazetesinin İzmir/Alsancak’ta bulunan bürosuna silahlı saldırı gerçekleştirildi. Gazetenin tabelası hedef alınarak 7 kurşun sıkıldı. Saldırının ortaya çıkmasının ardından bir kişi gözaltına alındı.
- Trendyol Go işçileri, artan iş yükü, düşen kazançlar ve şirketin aldığı tek taraflı kararlar nedeniyle 11 Ağustos’ta Bursa’da eylem gerçekleştirdi. HepsiJet işçileri işyerindeki ağır çalışma koşulları, sendikal örgütlenmeye yönelik baskılar, ücret...
- Kamu İşveren Heyeti 4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde ilk zam teklifini 12 Ağustosta açıkladı. İktidar 2026 yılının ilk altı ayı için yüzde 10, ikinci altı ayı için yüzde 6, 2027...
- 7 Ekim 2023’ten bu yana 61 binin üzerinde Filistinlinin hayatını kaybettiği Gazze Şeridi’nde İsrail’in soykırımı ve işgali ilerliyor. Hastaneleri, okulları, ibadethaneleri, insani yardım dağıtım bölgelerini hedef alan İsrail, öldüremediklerini aç...
- Türkiye’de rejim ekonomik krizin bütün yükünü işçi ve emekçilerin sırtına yıkmaya odaklanmış durumda. Her alanda darboğazı yaşayan emekçiler bir de vergi yükü altında ezildikçe eziliyor.
- DİSK/Sosyal-İş Sendikası 8 Ağustosta Kadıköy Süreyya Operası önünde gerçekleştirdiği basın açıklamasında mağaza ve market çalışanlarının sorunlarını ve taleplerini dile getirdi. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Edremit Şubeler...
- İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, Temmuz ayında en az 204 işçinin çalışırken hayatını kaybettiğini açıkladı. Yılın ilk 7 ayında yaşamını iş cinayetlerinde yitiren işçi sayısı en az 1165 oldu. Temmuzda 7’si orman işçisi, 5’i AKUT gönüllüsü...