Buradasınız
Yılmaz Güney'in “Duvar” filmi
Gebze’den UİD-DER üyesi bir işçi
Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, düzenlemiş olduğu eğitim seminerleriyle işçi sınıfının mücadele tarihinin unutulmamasına, sınıf bilincinin ilerletilmesine ve sınıf dayanışması ruhunun diri tutulmasına katkıda bulunuyor. Ayrıca sağlık seminerleri, çeşitli kurslar (tiyatro, bağlama, gitar, spor, şiir) ve film gösterimleriyle işçilerin-emekçilerin bilgilenmeleri ve kendilerini geliştirmeleri yönünde çalışmalar, etkinlikler yapıyor. Gebze temsilciliğinde film kulübünün 25 Martta hazırladığı etkinlikte Yılmaz Güney’in Duvar filmini hep beraber izledik. Film 1980 faşist darbesinden sonra Türkiye’deki cezaevlerinde yaşananları, devrimci tutsakların ve mahkûmların nasıl da insanlık dışı koşullarda yaşamak zorunda bırakıldıklarını anlatıyor.
Filmi daha önce de izlemiştim. Ancak gördüm ki ilk izleyişimde filme çok dar olarak bakmışım. Gardiyan Cafer, hapishane müdürü ve birkaç kişi mahkûmlara insan gibi davransa bütün bunlar yaşanmazdı diye düşünüyordum ne yazık ki. Ama kendimi şanslı hissediyorum, çünkü İşçi Özeğitim Gruplarıyla tanıştıktan ve bilinçlenmeye başladıktan sonra bunun böyle olmadığını gördüm. Kapitalizm var oldukça Caferler ve faşist diktatörler hep olacak.
Filmden önce, Yılmaz Güney’i Paris’te Duvar filminin çekimleri sırasında oyuncularla gösteren kısa bir fragman izledik. Benim ve diğer genç arkadaşların Güney’i ilk defa böyle izleme fırsatı oldu. Burjuva devlet 1980 sonrasında işçi-emekçileri baskılarla, yasaklarla yıldırmaya çalıştı. Ama burjuvazi şunu çok iyi bilsin ki, yapılan baskılar, eziyetler, zulümler bizi yıldıramaz. Çünkü biz gücümüzü birliğimizden alıyoruz. BİRLEŞEN İŞÇİLER YENİLMEZLER.
Yılmaz Güney’in filmi o kadar gerçekçi ki, işte kapitalizm bu diyorsunuz. Filmde baskılardan ve dayaktan bıkan çocukların tanrıya dua ederken tek bir istekleri vardı: özgür olmak değil başka bir cezaevine gitmek. Ama başka bir cezaevine nakil edildiklerinde de ilk karşılaştıkları şey dayak oldu. Fabrikalarda çalışan işçiler de aynı hapishanedeki çocukların yaptığı gibi, sorunlarından kurtulmak için daha iyi bir fabrikaya gitmek için dua ederler. Halbuki sonları aynı çocuklar gibi olur. Çünkü kapitalizm denen kan emici düzen her yerde kendini gösterir. A fabrikasında sorun neyse B fabrikasında da aşağı yukarı aynıdır.
Sömürü üzerine kurulmuş kapitalizmi yıkmadan işçilere rahat yok. Bu yüzden örgütlenmeli ve mücadele bayrağımızı yükseltmeliyiz. Enternasyonalle Kurtulur İnsanlık!
Kahrolsun şovenizm!
- “Yüzücüler” Filmi: İnsanlığın Göç Yollarındaki Yaşam Mücadelesi
- Üzgünüz Size Ulaşamadık!
- Umutsuzluk içinde “Umut”
- Sahte umudun umutsuzluğu
- Umutla gerçek arasındaki fark
- Cabbar’ın ümitsiz umudu
- “Umut fakirin ekmeğidir” derler
- Yılmaz Güney’in UMUT filminden
- Dövüşenler ölenlerin tutmaz yasını!
- “Gazap Üzümleri” Film Gösterimi
Son Eklenenler
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...
- İktidar ve sermaye sınıfının saldırıları böylesine ağırken işçilerin birlik olamayacağını düşünmek kime yarar sağlar? Bu düşünce doğru bir akıl yürütme yöntemi olabilir mi? Karşımızdaki yıkım tablosu, işçilerin birleşmek dışında bir çıkış yolu...
- İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez fabrikasında işçiler Tekgıda-İş Sendikası’nda örgütlendikten sonra gerekli şartları sağlamalarının ardından yetki başvurusunda bulunmuş ve hemen ardından 146 işçi işten atılmıştı. İşten çıkarmaların ardından...
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları, 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 6-10 Ocak günlerinde Türkiye genelinde iş bırakıyor. ASM çalışanları “Eziyet Yönetmeliği” olarak nitelendirdikleri...
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Rus yazar Tolstoy “acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyuyorsan insansın” der. Tolstoy’un bu ifadeleri özü itibariyle insanlaşmayı anlatır. İşçi sınıfı olarak, sömürücü efendilerden insanlık için insanlaşma...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık ayı yıllık enflasyonunu yüzde 44,38, 12 aylık ortalama enflasyonu ise yüzde 58,51 olarak açıkladı. Kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyon ise yüzde 15,75...
- Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi, 3 Ocakta basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında kamu işçilerinin toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecine, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ve Harb-İş üyesi işçilerin yaşadıkları ekonomik...