Buradasınız
Van’da Kanayan Yaralar!
Küçükçekmece’den bir inşaat işçisi

23 Ekim 2011 bir Pazar günüydü. O kara gün yüzlerce insanın canını aldı. Yüzlercesini soğukta yaşamaya mahkûm etti. Yeşil Erciş bir anda toz bulutu oldu ve betona dönüştü. Evet kardeşler, Van’da yaşanan deprem insanların ölümüne sebep oldu. İnsanlar evsiz barksız kaldıkları için çadırlarda, konteyner kentlerde yaşamak zorunda bırakıldılar. Birçok insan da göç etmek zorunda kaldı. Türkiye genelinde depremzedeler için toplanan yardımlar mağdurlara ulaştırılmadığı gibi, gönderilen para yardımı AKP hükümeti tarafından çalındı, el konuldu. Daha sonra bu paralar acılı insanlara ev verileceği yalanlarıyla inşaat patronlarına akıtıldı. Ben Van’da depremi yaşamış bir inşaat işçisiyim. Gelin hep beraber bu alçakların bizlere reva görmüş olduğu konutlardaki yaşam koşullarına tanık olalım.
Ben ve ailem depremden sonra evsiz kaldık. Mecburen konteyner kente taşındık. Karda, soğukta, konteyner kentlerde yaşam mücadelesi bizim için bir sınav haline gelmişti. Üstüne üstlük kaldığımız iki yıl boyunca elektrik, su verilmiyor, gıda yardımı yapılmıyordu. Etrafımızda her gün birileri çadırlarda yanarak ya da soğuktan donarak ölüyordu. Hepimizde yarına çıkacak mıyız korkusu vardı. Durum bu kadar vahim olduğu halde AKP hükümeti bizleri yok sayıp yalanlar söylemeye devam ediyordu. Depremzedelerin yaraları her geçen gün biraz daha derinleşiyordu. İki yılın sonunda nihayet yalanlarla dolu reklâmlarla bahsettikleri konutları kura ile dağıtacaklarını bildirdiler. Kuranın sonunda benim aileme de TOKİ’de bir daire verdiler. Büyük umutlarla dairemize taşındık. Fakat bir bedeli vardı elbet. Devlet bizlerin hayatını 20 yıllık bir ipotek altına almıştı. 20 yıl boyunca borç ödemek zorunda bırakılacaktık. Diğer bütün depremzedeler gibi. Bunu kabullenmek zorunda bırakıldık. Başımıza açılan dert sadece bu değildi. Onca borç altına sokup almak zorunda bırakıldığımız şehirden uzak bu binalarda her geçen gün yeni sıkıntılar ortaya çıkıyordu. TOKİ’ye taşındıktan dört ay sonra her aileye ikişer bin liralık elektrik ve su faturası dayatıldı. Bununla yetinmeyip dört bin lira aidat parası isteniyor. Biz depremzedelere yardım ettiğini iddia eden AKP hükümeti, bizleri bankaların kölesi haline getirdi. Hiçbir geliri olmayan, evini barkını kaybeden bu insanlara dayatılan bu borçlar çok ciddi sorunlar yaratıyor. İnsanlar aç, insanlar işsiz. İşte yardım, işte hükümet!
Şimdi size soruyorum kardeşler, sizce Van’da bu acıları yaşayan depremzedelerin yaraları sarıldı mı? AKP hükümeti ve yandaş inşaat patronları depremden sonra kârlarını kaça katladılar?
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İngiltere hükümeti işçi haklarına yönelik saldırılarını arttırdı. 7 Haziranda başkent Londra’da bir araya gelen işçiler, öğrenciler, sendikalar ve kampanya grupları, hükümetin kemer sıkma ve savaş politikalarını protesto etti. “Savaşa Değil Emekçiye...
- Bir sabah uyandığımızda tekerleğin icadı sonrası hayatımıza giren tüm icatlar ortadan kalkmış, unutulmuş olsa ne olurdu? Şöyle bir düşünelim; tekerlek icat edilmeseydi çark olmazdı, çark olmasaydı değirmen olmazdı. Ne üretim ne ulaşım gelişirdi....
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...
- Toplumda gelecekle ilgili düşünceler ve planlar genellikle maddiyat üzerinden oluşuyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir kariyer… Bunları yerine getirince ekonomik ve sosyal açıdan rahat yaşamak mümkünmüş gibi düşünülüyor. Ama sömürü düzeni olan...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...