Buradasınız
Sınıfını Bil, Sınıfına Güven!
Kaynarca’dan bir kadın işçi

Ben Kaynarca’da metal sektöründe çalışan bir kadın işçiyim. Küçük bir işyerinde çalışıyorum ve patron sürekli bize “biz bir aileyiz, aramızda bir ayrım yok, kimseyi ayırmıyorum” diyor. Ama biz işçiyiz; o ise patron. Sonuçta biz sürekli çalışıp ona kâr ettiriyoruz. Yani bizim sırtımızdan kazanıyor. İşyerimiz küçük bir yer olduğu için patronun “biz bir aileyiz” lafına inanıp patronu samimi bulan işçi arkadaşlarımız var. Bir kadın arkadaşımız ev alabilmek için kredi çekti. On yıl boyunca kredi taksiti ödeyecek ve bu borcu ödeyebilmek için çalışmak zorunda. Bu arkadaş samimiyetine güvenerek patrona “benim borcum var, bu işyerinden çıkamam, çalışmak zorundayım” dedi. Patron ise bunu öğrendikten sonra arkadaşımızın durumunu koz olarak kullanmaya başladı. Arkadaşımıza karşı konuşmaları, tavırları değişmeye başladı. “Sen benim her dediğimi yapacaksın” demeye başladı. Çünkü kadın arkadaşımızın işi bırakıp gidemeyeceğini, ne kadar çok iş verirse versin yapmak zorunda kalacağını biliyordu. Arkadaşımızdan daha fazla iş istemeye, ona daha fazla baskı yapmaya başladı.
Bu arkadaşımız patronun iyi niyetli olduğuna inanarak onunla durumunu paylaştı ama farkında olmadan kendine zarar verdi. Aslında onu bunu yapmaya zorlayan örgütsüzlüğüydü. Sorununa patronunun duyarlı davranacağını düşünmüştü. Oysaki birçok işçi arkadaşımız aynı sorunu yaşıyor. Krediler ellerini kollarını bağlıyor. Kredi çekenler işten atılma korkusuyla her şeye boyun eğmek zorunda kalıyorlar. Bu sorunlarımızı birbirimize güvenerek, birlikte durarak çözebiliriz. Karşımızdaki bizimle her gün aynı koşullarda yaşayan, aynı sıkıntıları çeken bir işçi arkadaşımız değil, bunun farkında olmalıyız. Ben bunca yıllık işçilik hayatım boyunca gördüm ki patronlar sınıfına güven olmaz. Patronlarla işçilerin dünyaları ayrıdır. Sorunları da ayrıdır, çıkarları da. Hatta çıkarları zıttır. Patronlar daha fazla iş, daha az ücret vermek ister. İşçiler daha fazla ücret almak ve ailelerine ve kendilerine daha fazla vakit ayırmak isterler, yani uzun saatler çalışmamak isterler.
Bir işçi olarak arkadaşımın durumuna üzüldüm. Bu mektubu, okuyan işçilere örnek olsun diye yazdım. Kendi sınıfımızı bilelim. Patronlar sınıfına değil, işçi sınıfına güvenelim.
Schneider İşçileri Eylemde
- Çare Sınıfımızda ve Örgütlü Mücadelemizde
- “Eşim Öyle Yerlere İzin Vermiyor”
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
Son Eklenenler
- İkinci Dünya Savaşının sonuna gelinmiş, Mihver devletlerin içinde yer alan Almanya ve İtalya savaşı kaybetmiş, Almanya ordusu koşulsuz teslim olmuştu. Avrupa’da savaş sonra ermiş, savaşın galipleri SSCB, Amerika, İngiltere ve Fransa olmuştu. Savaş,...
- Türkiye’de ekonomik sorunlar büyüdükçe işçi eylemleri ve grevleri artıyor. Sadece yerli sermayeli fabrikalarda değil, yabancı sermayeli fabrikalarda da işçiler düşük ücret dayatmasına karşı sendikalaşma mücadele si veriyor ya da greve çıkıyorlar....
- Sınıf temelinde örgütlü mücadeleyle tanıştıktan sonra değişim geçirmemek mümkün değildir. Çevremizdekiler -aileniz, akrabalarınız, arkadaşlarınız- önceki ve sonraki halimizi bilir.
- Hasan, işyerinde kartını okutup paydos ederken “bugünü de bitirdik” diye seviniyordu. Koşar adımlarla kendini işyerinden dışarı attı.
- 600 bin kamu işçisini kapsayan Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci iktidar, TÜHİS, Türk-İş ve Hak-İş’in işçilerin taleplerini görmezden gelerek attığı imzayla sonuçlandı.
- İşçi Dayanışması’nın 206. sayısında “Kurt Ağladı, Biz de İnandık” başlığıyla bir yazı yayınlandı. Yazıda patronun kendini işçilere mağdur gibi gösterip işçileri nasıl kandırdığından bahsediliyordu.
- Bir gece komşumuzun evinden alevler yükseldiğini görsek ne yaparız? İlk anda aklımıza gelen ne olur? Balkona astığımız çamaşırların is kokup lekeleneceği mi? İçeriye duman dolmasın diye pencereleri kapatmamız gerektiği mi?
- Son günlerde bazı işyerlerinde, patronların yüksek ücretler nedeniyle işçi çıkarmak zorunda kaldıklarını söylediklerini duyuyoruz. Bazı arkadaşlarımız da buna inanmakta, hatta “maaşları çok yükseldi, o yüzden işçi çıkardılar” gibi cümleler kurmakta.
- Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’la görüştükten sonra yapılan son teklife dair, “teklif yüzde 100 olumlu değil ama olumluya yakın bir teklif gibi gözüküyor. 11’i aştık, 16,57’yi bulmadık” açıklamasını yaptı.
- Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN), Antep, Urfa, Mardin, Batman, Van, Malatya, Adıyaman ve Maraş’ta çalışan tekstil işçileriyle görüşerek, basında çıkan haberleri tarayarak ve resmi verilerden yararlanarak tekstil...
- Van Büyükşehir Belediyesi kayyım yönetiminin, Genel-İş Sendikasında örgütlü 7’si engelli 223 işçiyi işten atması, 30 Temmuzda kitlesel bir yürüyüşle protesto edildi. Beşiktaş Belediyesi işçileri aylardır ücretleri düzensiz ve eksik ödendiği, toplu...
- Patron örgütü MÜSİAD Başkanı Burhan Özdemir geçtiğimiz günlerde 12 yıllık kesintisiz eğitimin yanlış bir uygulama olduğunu ve gençlerin işgücüne daha erken katılması gerektiğini söyledi.
- Ev sahibi kiraya ne kadar zam yapacak, gıda fiyatlarına yine zam gelecek mi, çocuğumun eğitim masraflarını karşılayabilecek miyim, elektrik, doğalgaz, su, telefon-internet faturalarını ödeyebilecek miyim, ocağımda tencere kaynayacak mı, asgari...