Dört Bir Yanda Metal Dalgası!

ford-IMG-20150520-WA0002.jpg

Bursa’da metal işçilerinin yaktığı mücadele ateşi Kocaeli, Gebze, Ankara, Eskişehir ve diğer kentlerdeki metal fabrikalarına sıçradı. Ford Otosan işçileri bugün Kocaeli Sabri Yalım Parkı’nda bir araya gelerek coşkulu bir yürüyüş gerçekleştirdiler. “Türk Metal İstifa” ve “Satılmış Sendika İstemiyoruz” sloganları atan işçiler, toplu halde istifalara başladılar.

Dün gece ise Ankara’da bulunan Türk Traktör’de çalışan işçiler direniş seline katılarak eyleme geçtiler. İşçiler hem gece vardiyasında hem de sabah vardiyasında işbaşı yapmadan önce Türk Metal çetesini lanetleyen sloganlar attılar.

Mücadele rüzgârı, metal fabrikalarının yoğun olduğu Gebze’ye de ulaşmış durumda. Gebze’de bulunan ZF Sachs işçileri, sabah 10.00’da bir kahvede bir araya gelerek toplu halde istifalara başladılar. Bir taraftan Bursa’daki işçilerin mücadele videolarını izleyen işçiler, öte taraftan da istifalarını verdiler.

zf-sachs iscileri.jpg

Metal işçilerinin mücadelesi, Türk Metal’in örgütlü olduğu tüm fabrikaları etkisi altına almış durumda. Birçok fabrika üretimi durduğunu açıkladı. Bunların arasına, Ford Otosan’a çalışan Magna Otomotiv de katıldı. Bunun ikili bir anlamı var: Birincisi, ana fabrikalarda üretim durduğu için buralara çalışan fabrikalar da durmuş oluyor. İkincisi, patronlar işçilerin bu fabrikaları işgal etmesinin önüne geçmek için üretime ara verdiklerini açıklıyorlar. Bu şekilde işçilerin birliğinin önüne geçmeye ve mücadeleyi kırmaya çalışıyorlar.

Renault, Tofaş, Mako ve Ototrim’de ise işçilerin başlattığı fabrika işgalleri devam ediyor. İşçilerin fabrika işgallerini arttırması ve mücadelenin giderek yayılması sermayeyi, devleti ve onun medyasını dehşete düşürmüş durumda. Hiç kuşku yok ki patronlar, MESS, Türk Metal çetesi ve hükümet böylesine bir ayağa kalkış beklemiyordu. Paçaları tutuşan sermaye, işçilerin mücadelesini kırmak için metal direnişini dört bir koldan kuşatma altına almak üzere harekete geçmiş bulunuyor.

ford-iscileri.jpg

AKP hükümetinin Başbakan Yardımcısı Ali Babacan “eylemin zamanlaması manidar” diyerek metal işçilerinin eylemine şüphe düşürmek isterken; polis, “aranızda teröristler var” diyerek işçilerin arasına nifak sokmak, akıllara şüphe düşürmek, işçileri korkutmak ve eylemi kırmak istiyor. Dün Renault işçilerini tehdit eden polis, fabrikanın boşaltılmasını ve aksi halde müdahale edileceğini açıklamıştı. Ancak işçiler bunu reddettiler. Başarılı olamayan polis, bu kez fabrikaya sivil polisleri sokarak grev kırıcılığına soyundu. Bunlar sanki Renault işçisi imişler gibi tüm işçileri “hadi fabrika dışına çıkalım” diyerek dışarıya çıkarmaya çalışıp direnişi kırmak istediler ama başarılı olamadılar. İşçiler derhal bu provokasyonu ve grev kırıcılığını fark ederek boşa çıkardılar.

ford-istifa_2.jpg

MESS ve devlet, işçilerin mücadelesini kriminalize etmek istiyor. İşçilerin eylemini suç kapsamında göstererek meşruiyetini ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Oysa işçilerin mücadelesi haklıdır ve meşruiyetini de buradan almaktadır. Renault işçileri, 30 öncü işçinin çıkışlarının verildiğini açıkladılar. Savcılık ise Tofaş ve Renault’daki öncü işçilere tebligat göndererek soruşturma açmış ve işçilerin gözünü bu şekilde korkutmaya girişmiştir. Gerekirse savcıya ifade vereceklerini belirten işçiler, direnişlerinin haklı olduğunu ve yollarından dönmeyeceklerini açıkladılar.

Sermaye ve polis, AKP hükümeti ve medya (özellikle AKP’nin denetimindeki Anadolu Ajansı), işçilerin mücadelesini karalamak için eylemin dışarıdan kışkırtıldığını söylüyor. İşçilerin sosyalistlerle, işçi basınıyla ve işçi örgütleriyle buluşmasının önüne geçmeye çalışıyorlar ve böylece mücadeleyi yalıtmak istiyorlar. Dün Metal İşçileri Birliği çalışanlarını ve Kızıl Bayrak yazı işleri müdürünü gözaltına alan polis, medya üzerinden metal işçilerinin mücadelesine operasyon yapmaya girişmiştir. Sosyalistleri ve işçi basınını suçlu ilan ederek onları metal işçileriyle ayrıştırmak ve kamuoyunda “dışarıdan” algısı yaratmak amacındalar. Ancak şu ana kadar MESS, polis, hükümet ve medya işçilerin mücadelesini kırma yolunda başarı gösterememişlerdir. Yılların biriken öfkesi derinlerden gelerek açığa çıkıyor ve işçiler, Türk Metal üzerinden sermayeye karşı tepkilerini dile getiriyorlar.

Tüm sınıf kardeşlerimize: Bursa’da başlayan ve diğer kentlere yayılan mücadele yalnızca Türk Metal çetesinden kurtulma mücadelesi değildir. Bu mücadele, yıllarca işçilere sefalet ücretini ve kölece çalışma koşullarını dayatan, işçilerin sömürüsüyle muazzam kârlar elde eden MESS’e karşı da bir mücadeledir. Bu mücadele aynı zamanda işçi sınıfının sermayeye karşı mücadelesine dönüşmüştür. Metal işçileri kazanırsa bu tüm işçilere örnek teşkil edecek. Düşük ücretlerden, uzun iş saatlerinden, taşeron belâsından, iş kazalarından ve iş cinayetlerinden canı yanan işçiler daha cesur bir şekilde “artık yeter” diyebilecektir. Bu nedenle başta Birleşik Metal-İş ve Çelik-İş üyesi işçiler olmak üzere tüm metal işçileri ve diğer sektörlerden işçiler bu mücadeleyi desteklemelidirler.