Buradasınız
İşçiler Vergi Adı Altında Nasıl Yolunuyor?
İşçilerin ücretleri düşük, çalışma koşulları ağır, hayat pahalılığı malûm… Temel besin maddelerine, elektrik, doğalgaz, su, meyve, sebze fiyatlarına her sene işçi ücretlerine yapılan zamdan daha fazla zam yapılıyor. İşçi ücretleri genellikle asgari ücret oranında arttırılarak düşük tutuluyor. Asgari ücret ise sefalet ücreti olarak kalmaya devam ediyor. Enflasyona bakarak ücretlerin hayat pahalılığı karşısında nasıl eridiğini net bir şekilde görebiliriz. Yani nereden bakarsak bakalım işçinin ekmeği küçülmeye devam ediyor.
Biz işçilerin yaşam koşulları böyle ama yine de patronlardan daha fazla vergi veriyoruz. Ekmeğin, suyun, sebzenin, çayın, peynirin, etin, giysinin, buzdolabı gibi beyaz eşyanın vb. fiyatına eklenen Katma Değer Vergisi (KDV) ile Özel Tüketim Vergisi (ÖTV), temel ihtiyaçların fiyatlarının artmasına neden oluyor. Bunun anlamı, temel ihtiyaçlardan bile kısmak zorunda kalmamız demektir.
KDV ve ÖTV’ye dolaylı vergi deniliyor. Bu şekilde alınan vergilerin oranları 1980’den bu yana her yıl arttı. Gelir, emlak ve kurumlar vergilerini kapsayan dolaysız vergiler ise düştü. Bu çok önemlidir. Çünkü gelir vergisinde oranların düşmesi demek patronlardan daha az vergi kesilmesi demektir. İşçileri sömürerek yüksek gelirler elde eden patronlardan düşük vergiler alınırken, dolaylı vergiler arttırılarak vergi yükü esas olarak toplumun çoğunluğunu oluşturan işçi-emekçilerin sırtına yıkılıyor.
Toplam vergi miktarı içindeki KDV gibi dolaylı vergilerin oranları son 35 yılda sürekli artarken, dolaysız vergi olan gelir vergisi oranları sürekli düştü. Örneğin toplanan vergi miktarı dikkate alındığında, 1980’de dolaylı vergi oranı yüzde 37, dolaysız vergi oranı yüzde 63’tü. 2014’te toplam vergi miktarı içinde dolaylı vergi yüzde 68’e çıkarken, dolaysız vergi yüzde 32’ye düştü. Yani paraya para demeyen patronlar daha az gelir vergisi ödemekle kalmıyor, aynı zamanda ekmeğe, suya, peynire, zeytine, yakıta asgari ücretle geçinen bir işçiyle aynı vergiyi ödüyor. Gelir vergisi adı altında işçi ücretlerinden kesilen vergilerin ne denli yüksek olduğunu da eklemek lazım. Eşitlik dedikleri de bu olsa gerek!
2015’in ikinci yarısı itibariyle, brüt 1273,5 lira olan asgari ücretin 363 lirası kesiliyor. 363 liranın 162 lirası gelir vergisi, yaklaşık 10 lirası da damga vergisi olarak kesiliyor. Asgari Geçim İndirimiyle birlikte ay sonunda işçinin eline net 1000 lira geçiyor. Sigortalı milyonlarca işçinin yüzde 41’i asgari ücretle geçinmeye çabalıyor.
Türkiye’de toplam vergi geliri içinde yüzde 70’e yaklaşan dolaylı vergi oranı, Avrupa Birliği ülkelerinde çok daha düşük. AB ülkelerindeki ortalama oran yüzde 33.
Emekçiler yüksek vergi ödüyorlar, ödedikleri vergiler üzerinden ülkenin bütçe kaynağının önemli bir bölümünü sağlıyorlar. Peki, verginin karşılığını hizmet olarak alabiliyorlar mı? Hayır! Sağlık, eğitim, ulaşım ve iletişim hizmetleri emekçilere parasız olarak sağlanıyor mu? Tabii ki hayır!
Aksine, bu hizmetlerin hepsi için ek ücretler ödemek zorundayız. Örneğin sağlık hizmeti alan bir sigortalı işçinin hastanenin türüne göre “muayene katkı payı”, ilaç için de yüzde 20 oranında katkı parası ödemesi gerekiyor. İşçiden sağlık sigortası primi kesen devlet, bunun karşılığında işçiye ücretsiz ve nitelikli sağlık hizmeti sunmayı vaat ediyor. Ancak işçi prim ödemekle kalmıyor, bir de “katkı payı” adı altında yolunuyor.
“Parasız” denilen eğitim hizmeti için de, okul yönetimleri okulun yakıt, temizlik vb. masraflarını ailelerden tahsil ediyor. Gerekçe ise devlet bütçesinden okullara yeterli kaynak ayrılmaması. Tümüyle parasız olması gereken ulaşım hizmeti de hem paralı hem çok pahalı.
İşçi sınıfı inşaatlarda, fabrikalarda, maden ocaklarında döktüğü alın teriyle dünyadaki bütün zenginlikleri üretiyor. Sefalet koşulları altında yaşamaya mahkûm edilen işçilerin, yaşam koşullarının iyileşmesi, çalışma koşullarının düzeltilmesi patronların insafa gelmesiyle gerçekleşmeyecek. Bugüne kadar en ufak kazanımını bile mücadeleyle elde eden işçilerin haklarını genişletmek için mücadele etmekten başka şansları yoktur.
İran’da Maden İşçileri Grevi
Hükümetin “Taşeronu Kaldırıyoruz” Yalanı
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- İşçi Dayanışması 200. Sayı Çıktı!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- İşçi Dayanışması 199. Sayı Çıktı!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Olur Kardeşim Olur!
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
Son Eklenenler
- Kasım ayı boyunca İstanbul ve İzmir’in ilçe belediyelerinde TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması nedeniyle grevler yaşandı. İstanbul’da Hizmet-İş’in örgütlü olduğu Bayrampaşa ile Genel-İş’in örgütlü olduğu Ataşehir, Kadıköy ve Maltepe...
- Güney Kore’de sıkıyönetim ilan etme girişiminin ardından devlet başkanının azledilmesine yönelik önerge 14 Aralıkta mecliste kabul edildi. Devlet başkanı Yoon Suk Yeol görevinden uzaklaştırıldı. Başkent Seul ve diğer şehirlerde önergenin görüşüldüğü...
- Çalıştığım işyerinde bazı işçi arkadaşlarım aldıkları düşük ücretin sebebinin yaptıkları işten kaynaklandığını, daha iyi maaş alabilecekleri bölümlere, görevlere veya mesleklere gelerek maddi sorunlarının çözüleceğini düşünüyorlar. Bu yolla hem iş...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), 19 Aralıkta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde, DİSK’in 2025 yılı için belirlenecek asgari ücrete dair görüş ve önerilerini içeren bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasına DİSK...
- Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine Birleşik Metal-İş Sendikası kademeli grev kararı almıştı. 4 Aralıkta Hitachi Energy’nin...
- Son zamanlarda her şey pahalanırken işçi ve emekçilerin hayatının ne kadar ucuzladığını hep birlikte görüyoruz. İzmir’de bir anne 5 çocuğunun üzerine kapıyı kilitleyip işe çıktığında, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında 1 ilâ 5 yaşındaki...
- Filistin’de bir yıldır süren savaşta 43 binden fazla insan katledildi. Sokaklarda çocukların sesleri yankılanırken şimdi bombaların gürültüsü ve sessiz çığlıklar yankılanıyor. Peki, Filistin’de bu kahredici savaşın tek sorumlusu Siyonist İsrail...
- Merhaba arkadaşlar. Geçtiğimiz günlerde gerek kamuda gerekse de özel sektörde çalışan, farklı sendikalara üye doktor, hemşire, tıbbi sekreter, temizlik işçisi, paramedik, ATT gibi sağlık emekçileri olarak bir araya geldik. UİD-DER’de daha önce...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine 4 Aralıkta Hitachi Energy’nin 4 fabrikasında, 13 Aralıkta GE Grid...
- 17 Temmuzdan bu yana direnişte olan Polonez işçileri, taleplerinin karşılanmaması üzerine Ankara’ya yürüme kararı aldılar. 7 Aralıkta “Anayasal Hak Yürüyüşü” başlattılar. İstanbul’da Çatalca ve Kartal’da, Kocaeli’de Gebze’de önlerine dikilen polis...
- Sendikalı oldukları için işten atılan ve 5 aydır işlerine sendikalı olarak dönmek için mücadele eden Polonez işçileri, tüm yasaklara, baskılara, karalamalara rağmen mücadeleden vazgeçmiyor. İşçiler direnişlerinin 146. gününde Çatalca’dan Ankara’ya “...
- Sermaye sınıfının tatlı kârları uğruna işçileri sefalete, kölelik koşullarına mahkûm etmek isteyen siyasi iktidarsa MESS’e bağlı fabrikalarda bir kez daha “erteleme” adı altında grev yasağı ilan etti.
- Bartın’ın Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) bağlı maden işletmesinde 14 Ekim 2022’de patlama meydana gelmiş, 43 maden işçisi yaşamını yitirmiş, 9 işçi de yaralanmıştı. Patlamaya ilişkin 4’ü tutuklu 23 sanığın yargılandığı davanın 10...