Buradasınız
Vakit Nakittir!
Gebze’den bir grup genç işçi

“Terazi tartıyla, her şey vaktiyle ölçülür” atasözünde dediği gibi “Zamana Karşı” filminde de her şey zamanla ölçülüyor. Filmde paranın yerini “zaman” alıyor. Tüm insanların kollarında sahip oldukları zamanı gösteren saatler var. Saatler 25 yaşından sonra çalışmaya başlıyor. Zenginlerin kollarındaki zaman sayacı aktif olduğu anda yüzlerce yıl zamana sahip oluyor ama yoksulların saatleriyse ancak günü çıkaracak kadar. İşçiler fabrikalarda çalışarak, patronlarsa işçilerden sömürdükleri zamanlarla saatlerini dolduruyor. Tüm yoksullar yaşamak için çalışmak zorunda çünkü kollarındaki saat sıfırlandığında yaşamları son buluyor.
Filmde işçilerin istediği, bir kerelik de olsa ellerinde bir günden daha uzun süre olması. Ne tuhaf değil mi? Bugün bizim de cebimizde, ancak günü çıkaracak kadar para var. Emeğimize karşılık hakkımız olanı alamadığımız için daha çok çalışmak, mesailere kalmak zorundayız. Filmdeki işçilerin de çalıştığı sekiz saate karşılık, zaman sayacına da sekiz saat eklenmesi gerekirken patronlar bahanelerle bu zamanın bir kısmına el koyuyorlar. İşçilerden çaldıkları bu zamanlarla milyonlarca yıla sahip oluyorlar. Bu zamanları “zaman bankalarında” biriktiriyor, işçilere yaşamaları için “zaman kredisi” veriyorlar. Tüm ihtiyaçlarını fabrikalarda kazandıkları zamanlarla ödüyorlar. Hem yaşamak için, hem de yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamak için “zamana” ihtiyaçları var. Her şeyin bedeli saatlerle, dakikalarla ödeniyor. Örneğin; bir otobüse binmek için karşılığında iki saat ödemek zorundalar. Hayatta kalabilmek için koşmak, hızlı olmak, daha az uyumak ve çok çalışmak zorundalar. Ve bu düzenin kurucuları onlar için en iyi olanın böyle yaşamak olduğunu söylüyorlar. Çok zamanları olursa bu onlar için felaket olur diyorlar. Ama milyonlarca yılı olanlar için bu durum hiç de öyle değil.
Filmde zamanla, bugün parayla ölçülüyor işgücümüzün karşılığı. Bugün de %11 büyüdük diyenlerin işçilere reva gördüğü 1600 lira maaş, o da işçilerin ihtiyaçlarını karşılamaya yetmiyor. Filmde geçen bir diyalogda; “İşin aslı herkese yetecek kadar çok zaman var. Bazıları bir günün hesabını yaparken, elinde milyonlarca yılı olanlar var. Birilerinin ölümsüz olması için, birçoğunun ölmesi gerekiyor” diyor. Bugün de içinde yaşadığımız kapitalist sistemde zenginlik patronların elinde çoğalırken bu zenginliği yaratan işçilere de açlık, yoksulluk ve iş kazalarında ölmek düşüyor. Elbette böyle gelmiş böyle gidecek değildir. Başroldeki iki genç “bizden çalınanı geri almak hırsızlık değildir” diyerek patronların işçilerden sömürdükleri zamanı geri alarak işçilere geri veriyor. Filmde kitlelerin yapması gerekeni film kahramanları yapıyor. Oysa bu sömürü düzenini yıkıp, sınıfsız ve sömürüsüz dünyayı kuracak olan yine işçi sınıfının kendisi olacaktır.
Direnen Haliç’in Ateş’i
- Çare Sınıfımızda ve Örgütlü Mücadelemizde
- “Eşim Öyle Yerlere İzin Vermiyor”
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
Son Eklenenler
- Eskişehir Seyitgazi’de 23 Temmuz sabah saatlerinde çıkan orman yangınına müdahale etmeye çalışırken 5 orman işçisi ve 5 AKUT gönüllüsü alevlerin içinde kalarak hayatını kaybetti, 14 kişi de yaralandı. Türkiye haftalardır orman yangınlarıyla...
- Gün geçtikçe artan enflasyon, hayat pahalılığı, işsizlik çocukları da işçiliğe zorluyor. İSİG Meclisi verilerine göre 2025 yılının başından beri 24 çocuk işçi, iş cinayetleri sonucunda hayatını kaybetti.
- Akkuyu Nükleer Güç Santralinde taşeron şirkette çalışan Türk ve Rus işçiler son üç aydır ödenmeyen ücretlerinin ödenmesi için 23 Temmuzda iş bıraktı.
- Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), 23 Temmuzda üniversite hastaneleri önünde basın açıklamaları yaparak TİS taleplerini açıkladı.
- Biz bir grup genç olarak UİD-DER’li abilerimizle birlikte, mücadeleye yıllarca katkı sunan, tecrübe sahibi bir büyüğümüzü Çatalca’daki evinde ziyaret ettik.
- İşçi sınıfının uluslararası marşı Enternasyonal 137 yıldır her dilde söyleniyor, işçi sınıfının sömürüden kurtuluşu mücadelesinin en güzel sembollerinden biri olmaya devam ediyor. Sınıfımızın mücadele geleneğinden doğan bu marşın nasıl ortaya...
- Sağlık Bakanlığı’nın son düzenlemeleriyle birlikte Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) büyük bir çöküşe sürükleniyor. Halk sağlığını korumakla görevli ASM’ler, sağlık hizmeti sunulan yerler olmaktan çıkarılıp, sağlık emekçilerini cezalandıran, halkı...
- Türkiye işçi sınıfının unutulmaz önderi, DİSK’in kurucusu ve Maden-İş Genel Başkanı Kemal Türkler, katledilişinin 45. yılında Topkapı Mezarlığı’nda düzenlenen törenle anıldı.
- Katledilişinin 45’inci yılında Kemal Türkler’i ve lideri olduğu Maden-İş Sendikasının mücadeleci sınıf sendikacılığı anlayışını hatırlamak, belki de her zamankinden daha büyük önem taşıyor.
- Sınıf temelinde örgütlü olmak, işçi sınıfının gücüne inanmak demektir. “Bu işçiler değişmez” diyenlerin yanıldığını, İzmir’deki grev ve direnişlerde bir kez daha gördük.
- Geçtiğimiz günlerde evde bazı tadilat işleri yapmaya başladık. Eşim de ben de emekli olduğumuz için bu masraflar bütçemizin biraz üzerine çıktı. Ben de düşük limitli kredi kartımın limitini yükseltip, taksitlendirmeyle bu sorunu çözmeyi düşündüm.
- İngiltere’de işçi, emekçi ve öğrenciler, yaklaşık 22 aydır devam eden İsrail’in Gazze’deki saldırılarına karşı durmak, Filistin halkıyla uluslararası dayanışmayı büyütmek ve suç ortağı İngiltere hükümetinin barış eylemlerine yönelik baskılarını...
- Eşimiz, kardeşimiz ya da başka bir yakınımız dayanışmanın öneminin farkında olmayabilir. Eğer biz biliyorsak, bilmeyenlere sabırla öğretelim ve yol gösterelim! Unutmayalım ki işçinin işçiden başka dostu yoktur.