Buradasınız
Yıllık İzin Hakkı Var Ama Tatil Yok
Gebze’den bir metal işçisi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Yaz bitti, fabrikadaki işçi arkadaşlarımız yıllık izinlerden dönüyorlar. Yaz deyince akla tatil de gelir. Bir süre ya güzel bir deniz kenarında ya da yeşil doğanın güzellikleri içinde olmak istersin. Eşinle, çocuklarınla, dostlarınla iyi vakit geçirmek istersin. Bütün bir yılın verdiği yorgunluğu, bir nebze de olsun üzerinden atmak istersin. Ne var ki yaz dönemini işçiler fazla mesaiye kalarak geçirmek zorunda kalıyor. Yıllık izin hakkı olan pek çok işçi arkadaşım, son yıllarda ve özellikle bu yıl tatil yüzü görmediğini söylüyor. Çalıştığım fabrikadaki işçi arkadaşlarımın geneli, bu yaz süresini ya işyerinde ya da memleketine gidip işle güçle geçirdi.
Aynı bölümde birlikte çalıştığım Mehmet abiye “abi yaz tatiline çıkıyor musun?” diye sordum. “Nasıl çıkayım tatile?” dedi. “Niye abi senin de tatil yapmak hakkın değil mi, üstelik yıllık iznin de var” dedim. “Benim üç tane evladım var, hepsini de okutuyorum. Onlara daha iyi bir gelecek bırakmak istiyorum ama hayat çok zor. Her şey giderek pahalanıyor, zeytin, peynir, yumurta, giyim hepsinde iki katına kadar zam yapıldı. Benim aldığım maaş aynı şekilde yerinde sayıyor. Şimdi ben tatile nasıl gideyim? Ayakta kalmak için benim her gün mesai yapmam gerekiyor” dedi. “Peki, sen çalışıyorsun, alın teri döküp ev geçindiriyorsun, sen de tatil yapmayı hak ediyorsun” dedim. Mehmet abi yaşanan duruma lanet okuyarak şunu söyledi: “Bize bunu reva görenler utansın, gerçi onlarda utanma olmaz ama bırak tatili hafta sonu bile ailemle dolu dolu bir gün geçiremiyorum. İş için ayırdığım zaman aileme ayırdığım zamandan 3-4 kat fazla!”
Fabrikada Mehmet abinin durumunda olan yüzlerce işçi var. Hangi arkadaşımla konuşsak benzer şeyler duyuyorum. 40 yaşında olan Kenan abi de bunlardan biri. Ömrünün 22 yılını bu fabrikada geçirmiş. “Yaz geldi geçiyor abi, sen izne, tatile çıkmıyor musun?” dedim. “Bu sene üç gün ailemle bir tatil yaptım. Daha fazlasını şimdilik yapacak durumum yok” dedi. “Nereye gittin abi? “Her şey ateş pahası, ben de yakın bir yerde çadır kurarak tatil yapabildim. Oteller ve pansiyonlar çok yüksek ücret istiyorlar. Ne yapacaksın? Ben de bu şekilde tatil yaptım. Ben yıllardır doğru düzgün bir tatil yapamadım. Yıllarım fabrikada çalışarak geçti. Yeri geldi işyeri için çok fedakârlık yaptım. İşler daralmasın diye mesaiye kaldım, hafta tatili ve yıllık izinlerimi kullanmadan çalıştım. Ama ne kadar çok çalışsam da yine ele bir şey geçmiyor!”
Genç bir işçi arkadaşım Ali de bu yıl tatil yapamadı. Ali iki yıldır bu fabrikada çalışıyor. Askerden geldiği gibi fabrikaya girip çalışmaya başladı. “Yaz nerdeyse bitti, neden güzel bir tatil yapmadın, bu günleri sonradan ararsın” dedim Ali’ye. “Abi bana tatil haram, hayırlısıyla evlenmeyi düşünüyorum. Bu yüzden dünya kadar masrafa girdim. Çalışıp para kazanmak zorundayım” dedi.
Geçtiğimiz hafta Helsinki Üniversitesi’nin çalışanlar üzerinde yaptığı bir araştırma yayınlandı. 30 yıl boyunca 1000’in üzerinde insan, belirli gruplarda araştırmaya tabi tutuldu. Bir yılda en az üç hafta tatil yapanlar ile düzenli bir tatil yapmayan işçiler arasında çok önemli bir fark ortaya çıktı. Toplanan verilere göre yılda üç haftadan az tatil yapmanın ömrü kısalttığı belirlendi. Tatil yapmayan işçilerin, tatil yapan işçilere oranla %37 daha erken ölme riski taşıdığı açıklandı. Bu durumun Türkiye gibi, ağır çalışma koşullarının olduğu, ücretlerin düşük, sosyal hakların yok ya da yetersiz olduğu bir ülkede, daha da vahim olduğu, işçilerin sağlığını olumsuz etkilediği apaçık ortada.
Dünyada haftalık çalışma saatlerinin en yüksek olduğu ülkeler sıralamasında Türkiye’nin en önlerde olması boşuna değil. İşçilerin ücretleri son derece düşük. Bu yüzden yaz da olsa kış da olsa biraz daha para kazanabilmek için, izin kullanıp tatil yapmaktan imtina etmek zorunda kalıyorlar. Tatil yapmak, çalışan, üreten işçilerin hakkıdır. Fakat bu hakkı bile kullanabilmek için, birlik olmaya, ortak hareket etmeye mecburuz.
Kim Bu Dış Mihraklar?
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- ABD merkezli Yum Brands şirketinin KFC ve Pizza Hut restoranlarının Türkiye’deki işletmecisi olan İş Gıda'nın konkordato ilan etmesinin ardından 7 bin işçi Ocak ayı maaşlarını, kıdem ve ihbar tazminatlarını, izin paralarını alamadı. İşçiler şirketin...
- Gebze Plastikçiler Organize Sanayi Bölgesinde otomotiv parçaları üreten Chinatool Otomotiv’de işçiler 10 Şubat sabahı greve çıktı.
- Aralık ayında tüketici fiyatlarının yüzde 1’in biraz üzerinde yükseldiği, yıllık enflasyonunsa azalarak yüzde 44 civarında gerçekleştiği açıklandı. Bu oranlara bakarak enflasyonun hız kestiğine, ücret zamlarının “beklenen enflasyona” göre belirlenip...
- 2025 yılı için asgari ücret zammı, TÜİK’in sahte rakamlarıyla açıklanan enflasyon oranının dahi altında kalan yüzde 30 olarak belirlendi. Patronlar da işçilere bu sefalet zammını dayatıyor. Şubat ayıyla beraber zamlı ücretlerin açıklanması sonrası...
- İş kazaları ve iş cinayetleri dur durak bilmiyor. Sermeyenin aç gözlülüğü işçileri yaşamından ediyor. Balıkesir’de bulunan ZSR Patlayıcı üretim tesisinde, 24 Aralık 2024’te gerçekleşen patlamada 11 işçi yaşamını yitirdi. Patlama sonrasında Balıkesir...
- Maraş ve Hatay başta olmak üzere 11 şehirde çok büyük yıkım yaratan, yaklaşık yüz bin insanın hayatını kaybettiği, on binlerce insanın yaralandığı, milyonlarca insanın yaşamının derinden etkilendiği 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti....
- Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının hedefi belli: Ekonomik yıkımın bedelini işçi ve emekçilere ödetmek, on milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin açlığa talim etmesi pahasına sermayeyi dizginsizce büyütmeye devam etmek. Soygunun, talanın...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen zamanda depremlerin yarattığı yıkımın, ortaya saçılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin ve boş vermişliğin hesabı sorulmadı. Siyasi gelişmelerle, yaratılan yapay gündemlerle yaşanan felaketin...
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...