Buradasınız
Akıllı Karınca, Bilinçli İşçi
Bir karınca ortalama 45-60 gün yaşarmış. İnsan ömrü karıncaya göre ne de uzun, öyle değil mi? Diyeceksiniz ki nereden çıktı bu kıyaslama… Meydanı hayal gücümüze bırakalım ve başlayalım anlatmaya. Karıncalar insanlar gibi düşünebilseydi ve karşılıklı konuşabilseydik herhalde onlara göre çok görmüş geçirmiş sayardık kendimizi. Hayal bu ya, diyelim ki bir karıncaya rastladık ve yuvası metroya yakın olduğu için dünyanın çok gürültülü bir yer olduğunu zannettiğini anladık. Ona “şimdiki trenler yerin altından gidiyor ama eskiden bunların hiç biri yoktu, orada sadece sizin, köstebeklerin falan yuvaları vardı, ağaç kökleri vardı. Yuvalarınız sessiz ve huzur doluydu” dememiz ve karıncayı şaşırtmamız işten bile olmazdı. Ama gelin görün ki bizden birkaç yüz yıl evvel yaşamış bir insan, ne kadar görmüş geçirmiş olursa olsun, karınca dostumuzun iyi bildiği bu yer altı trenlerini hayal bile edemezdi. Onun ufku at sırtında seyahat ile sınırlı olurdu. Kıssadan hissemizi söyleyelim ve hayallerden gerçeklere dönelim: İnsanın bilincini belirleyen şey içine doğduğu dünyadır, o dünyanın koşullarıdır.
Mesela günümüzün dünyasına sermaye sahiplerinin işçileri sömürdüğü kapitalizm denilen düzen hâkim. Kapitalist egemenler, kendi düzenlerini insanlık için en iyi düzen olarak pazarlıyorlar. İnsanın bencil, rekabet olmadan çalışmayacak kadar tembel, açgözlü bir tabiatı olduğunu söylüyorlar. Kaynaklar kıt ve insanların ihtiyaç ve istekleri de sınırsız olduğu için zayıf olanlarla güçlü olanların o kaynaklar için savaştığını iddia ediyorlar. Sanki insanlık uygarlıklar kurmamış, yeryüzü cennetini yaratabilecek üretim aletlerini geliştirmemiş, sanki ormanda yaşayan hayvanlarmışız gibi doğa yasasından söz ediyor, güçlülerin galip geldiği mavalını okuyorlar. Böylece en tepede olmalarını ve bizi sömürmelerini meşrulaştırmak istiyorlar. Ve ne yazık ki bu düzenin mağduru olan işçiler de başka bir dünya bilmedikleri için bu fikirleri benimseyebiliyorlar. Oysa tüm bunlar aşağılık yalanlardan başka bir şey değildir.
Mesela hiç düşündünüz mü? En yaşamsal ihtiyacımız hava iken hiç birimiz hava için kavga etmiyoruz. Neden? Çünkü hava tüm insanlara ve hatta tüm canlılara yetecek kadar bol. Kimse havasız kalmaktan korkmuyor ve hava için kavga etmeyi aklından bile geçirmiyor. Şimdi bir de işçilerin ürettiği zenginlikleri düşünelim. Egemenler üretim araçlarına ve işçilerin ürettiği zenginliklere el koymasa, üretim araçlarının sahibi tüm toplum olsa, kâr için değil, toplumun ihtiyaçları için üretim yapılsa, doğayı tahrip etmeden herkese yetecek kadar bol besin, barınak, giyecek, oyuncak vesaire üretsek gerçekten birbirimizle savaşır mıydık?
Köle sahipleri köleliğin gayet normal ve ebedi olduğu düşüncesini aşılarlardı kölelerine. Bugünün sermayedarları da aynısını yapıyorlar. Toplumun işçiler ve patronlar olarak sınıflara bölünmesinin, sömürülmemizin, yoksul bırakılmamızın, günümüzün çok büyük bir bölümünü çalışarak geçirmemizin ya da işsiz kalmamızın son derece normal olduğunu düşünmemizi istiyorlar. Oysa kölelik düzeni yıkılıp tarihe karıştı. Efendiliği baki sanan zalim köle sahipleri lanetle anılır oldu. Tıpkı kölelik düzeni gibi ücretli kölelik düzeni kapitalizm de yıkılıp gidecek, tarihe karışacak. Üstelik bunu dünya işçileri el birliği ile yapacaklar. Pek çok işçi böyle bir şeyin mümkün olamayacağını düşünse de gerçek budur. Egemenler istedikleri kadar zihnimizi şekillendirmeye çalışsınlar, değişim mümkün değil diye bas bas bağırsınlar gerçek budur!
Karınca örneğimize geri dönelim… Amerikalı bilim insanı Isaac Asimov’a sormuşlar: Evrenin ötesinde ne var? “Ben de bilmiyorum” demiş Asimov ve başlamış anlatmaya: “Amerika kıtasının tam ortasında akıllı bir karınca olduğunu varsayalım. Elinde çok nitelikli bir dürbün olsun. Bu dürbünle etrafına bakınca, sonu gelmeyen toprak ve arazi görecektir. Görebildiği sınırın ötesinde de bu arazinin devam edeceğini anlayacaktır. ‘Bu arazi nereye kadar gidiyor?’ diye merak edecektir. Okyanusun varlığını bilmediği için şöyle bir tahminde bulunacaktır: ‘Eğer bu arazinin sonunda başka bir şey varsa doğal olarak araziden başka bir şeydir.”
Asimov’un bu örneği sınırlara takılmadan düşünmemiz içindir. Akıllı karınca okyanusu bilmese de sonsuza uzanır gözüken arazinin ötesinde başka bir şey olduğunu bilir. Sermaye sınıfı “kapitalizmden ötesi yok” diyerek zihnimizi esir almak ister. Hâlbuki var. Zihnine, bilincine gem vurulmasına izin vermeyen bilinçli bir işçi kapitalizmin, patron ile işçinin olmadığı bir dünyayı hayal edebilir. Bugün bizler nasıl köleci toplumlara bakıp şaşkınlık ve öfke duyuyorsak, gelecekteki insanlar da kapitalist sömürü düzenine bakıp aynı duyguları hissedecekler. Zihnini özgürleştiren bir işçi; sınıfların, sömürünün olmadığı, bolluk, bereket, mutluluk ve özgürlük dolu bir dünyanın hiç de imkânsız olmadığını görür. Egemenlerin yalanlarına kanmak yerine o dünyayı kurmak için çalışır. Zaten egemenlerin zihnimize gem vurmak için çabalaması bundan değil mi?
Suriyeli Bir Emekçinin Düşünceleri
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Sınır Tanımayan Irmaklar Gibi
- İşçinin Değeri Yok mu?
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- Sınıf Olarak Birleşelim, Yoksulluğa ve Sömürüye Hayır Diyelim!
- İşçi Dayanışması 197. Sayı Çıktı!
- Esirler Dünyasına Özgürlük Çağrısı: Enternasyonal!
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Hangi Milliyetten Değil Hangi Sınıftan Olduğundur Önemli Olan
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- Senin Memleket Nere?
- Sokak Köpeklerinin Katledilmesi Çözüm mü?
- Düşmanlığı ve Savaşları Nasıl Meşrulaştırıyorlar?
- İşçi Sınıfının Sömürüye Karşı Mücadelesi Durdurulamaz!
- İşçi Dayanışması 196. Sayı Çıktı!
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Umut Şarkılarını Birlikte Söyleyelim!
- Bahis Oyunu Aslında Kimin Oyunu?
- Depremin Yaraları Kanamaya Devam Ediyor
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Sınır Tanımayan Irmaklar Gibi
- İşçinin Değeri Yok mu?
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- Esirler Dünyasına Özgürlük Çağrısı: Enternasyonal!
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- Senin Memleket Nere?
- Düşmanlığı ve Savaşları Nasıl Meşrulaştırıyorlar?
- İşçi Sınıfının Sömürüye Karşı Mücadelesi Durdurulamaz!
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Bahis Oyunu Aslında Kimin Oyunu?
- Depremin Yaraları Kanamaya Devam Ediyor
- Ne Kadar Vergi Veriyoruz, Karşılığında Ne Alıyoruz?
- Dert Bizde Derman Ellerimizde, Birliğimizdedir!
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Sendikal Örgütlülük Kâğıt Üstünde Kalmasın
- Tarihin Bir Yankısı: Sınıfına İnan, Gücüne Güven!
- Bu Fikirleri Kimler Üretiyor?
Son Eklenenler
- Farklı sektörlerde çalışan bir grup genç UİD-DER’li işçi “İşçi Sınıfının Yönetmeni Ken Loach: HANGİ TARAFTASINIZ?” adıyla bir mini belgesel hazırlamış, belgesel UİD-DER Web TV’de yayınlamıştı. UİD-DER, filmleri belgesele konu olan işçi sınıfının...
- DİSK’in “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet!” şiarıyla düzenlediği eylemler devam ediyor. 25 Eylülde İstanbul Saraçhane Parkında gerçekleşen işçi buluşmasına DİSK’e bağlı sendikalarda örgütlü işçiler, DİSK yönetim kurulu...
- Türkiye’de işçi mücadelelerine yenileri eklenirken kazanımla sonuçlanan grev ve direnişler de oluyor. Bursa Kemalpaşa’da Eker Süt Ürünleri fabrikasında Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan 3 işçi 23 Eylülde fabrika önünde direnişe...
- Hayat pahalılığı, yüksek enflasyon, reel ücretlerin düşmesi neticesinde yoksulluğun pençesindeki işçi ve emekçilerin öfkesi büyüyor. Sermaye sınıfı ve siyasi iktidar Orta Vadeli Programlarla işçi ve emekçilerin üzerindeki sömürüyü arttırıyor....
- DİSK Uluslararası İlişkiler Dairesi Müdürü Kıvanç Eliaçık tarafından kaleme alınan “Orta Doğu’da İşçiler ve Sendikal Hareket” kitabı geçtiğimiz aylarda NotaBene yayınlarından çıkmıştı. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki Arap ülkelerine odaklanan, işçi...
- İran’ın Tabas kentinde bulunan bir kömür madeninde 21 Eylülde gaz sıkışması sonucu patlama gerçekleşti. Patlamada en az 51 işçi yaşamını yitirdi, 20’den fazla işçi yaralandı. Göçük altından henüz çıkarılamayan işçiler var. Başkent Tahran’ın 540...
- Son haftalarda ekranlarda ve sosyal medyada 21 Ağustosta kaybolan ve cansız bedeni çuvalla bir dereye atılmış halde bulunan Narin’le ilgili pek çok haber görüyoruz. Özellikle ilk günlerde Narin’in ağlayan annesine dair görüntüler durmaksızın...
- Gençlik yılları insanın kimlik edindiği, ayakları üzerinde durmaya başladığı yıllardır. Genç insan heyecan, enerji, coşku, duyarlılık ve değişim arzusuyla, geleceğe dair umutlarla doludur. Yaşanan her bir olay, edinilen her bir deneyim en canlı ve...
- Çelikler Holding’e ait Afşin-Elbistan Termik Santralinde çalışan 8 işçi ücretlerine zam yapılmasını istedikleri için 18 Ağustosta işten çıkarıldı. Arkadaşlarının işten atılmasına karşı iş bırakarak direniş başlatan işçiler de işten atma saldırısıyla...
- Rüzgârlar, bulutlar, ırmaklar, göklerde süzülen kuşlar, çiçekten çiçeğe konan arılar… sınır tanımazlar. Mesela Dicle ve Fırat ırmaklarını düşünelim. Mezopotamya’nın bu en büyük iki ırmağı Türkiye’de doğar, sınırları aşarak önce Suriye’ye uğrar,...
- İstanbul Hadımköy’de bulunan, Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu As Plastik’te grev başladı. Eker Süt’te sendikal baskılar devam ediyor. Tekgıda-İş Sendikası Bursa Kemalpaşa’da bulunan fabrika önünde gerçekleştirdiği eylemle işvereni sendika...
- Ruhi Su, 20 Eylül 1985’te hayatını kaybetti. Çünkü kanser tedavisi görmek için yurtdışına çıkması gerekiyordu ama 12 Eylül faşist darbecileri yurtdışına çıkmasını ve tedavi olmasını engellediler. Onun bıraktığı izler ne bu topraklardan ne de...
- Petrol-İş Gebze Şubesi tarafından yeni örgütlenen Tarkett Turkey Zemin Kaplama’da toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine grev baladı. Dev-Sağlık İş Sendikasının toplu sözleşme hakkının gasp edilmesine karşı Çalışma Bakanlığı...