Buradasınız
Karanlığa Mahkûm Değiliz!
Gebze’den bir grup işçi-öğrenci

Bizler işçi sınıfının gençleriyiz. En güzel zamanlarımız, dolu dolu yaşamamız gereken yıllarımız ne yazık ki sistemin çarkları arasında çürüyor. Kimimiz yeni başladı üniversiteye, kimimiz yeni mezun; iş arıyor. Çocukluğunu yaşayamadan fabrikalara gidenler de var aramızda, ev geçindirmeye çalışanlar da… Farklı görünse de her birimizin hikâyesi, aslında aynı paydada birleşiyor yaşamlarımız. İşsizlik, geçim derdi, gelecek kaygısı… Her geçen gün daha yakıcı hale gelen hayat pahalılığı karşısında en temel ihtiyaçlarımızı dahi karşılamakta zorlanıyoruz. Bir grup işçi-öğrenci olarak, bize dayatılan bu koşulları ve yarınlarımızı konuştuğumuz bir sohbetimizi sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Artan hayat pahalılığı karşısında asgari ücretin açlık sınırının dahi altında kaldığını konuşurken, üniversiteyi bu sene kazanan bir arkadaşımız, öğrenci kredisinin aylık 650 lira olduğunu hatırlatarak, o halde bunun “hayatta kalma sınırı”nın dahi altında kaldığını söyledi. “Böylesine ağır koşullar altında üniversiteyi kazandığına bile sevinemiyor insan” diyerek birkaç haftada tanık olduklarını paylaştı bizimle. Devlet yurdunda yer çıkmadığı için öğrencilerin mecburen özel yurtlara başvurduğunu, özelde ise fiyatların yıllık 20 bin lirayı aştığını, bu yüzden birçok öğrencinin kaydını dondurmak zorunda kaldığını anlattı. “Üniversite hakkında kurduğum tüm hayaller sistemin kaskatı duvarlarına çarparak tuzla buz oldu” diye ifade etti duygularını, kendisi gibi milyonlarca öğrencinin duygularına tercüman olarak.
Sonra başka bir arkadaşımız aldı sözü ve bunca zahmetin sonrasında bizi neyin beklediğini kendi deneyimlerinden anlattı: “Mezun olalı 6 aydan fazla oluyor ama hâlâ alanımda iş bulabilmiş değilim. Genç işsizlik akıl almaz boyutlara ulaşmış durumda. Stajyer pozisyonuna bile binlerce kişi başvuru yapıyor…” Biraz duraksadıktan sonra şöyle devam etti sözlerine: “Başlarda bu kadar başvuran insan görünce onlara karşı içten içe öfkeleniyordum açıkçası. Onlardan farklı olduğumu göstermek için sürekli öne çıkmaya çalışıyor, kendimi de psikolojik olarak yıpratıyordum. Sonra mücadeleyle tanıştım ve düşüncelerim de değişmeye başladı. Oradaki insanlarla benim hikâyem aynıymış aslında, birbirimizi rakip olarak değil kardeş olarak görebilirsek sorunu çözmek için de ilk adımı atmış oluruz…”
Tam da arkadaşımızın işaret ettiği gibi kapitalist sistem rekabeti körükleyerek bizi ayrıştırmak, yalnızlaştırmak istiyor. Bu sistemin ürünü olan eğitim anlayışı ufak yaşlardan itibaren zihinlerimizi körelterek sıra arkadaşımızı bile rakip olarak görmemizi istiyor. Dayanışma, güven gibi insani değerler sermaye sahiplerinin medyası tarafından her gün ayaklar altına alınırken, bireysellik ve rekabet her alanda ön plana çıkartılıyor. Üstelik tüm bunlar bir avuç asalağın saltanatı ne pahasına olursa olsun sürsün diye yapılıyor. Bizler UİD-DER’li gençler olarak; insan ilişkilerini çürüten, milyonları açlığa ve yoksulluğa mahkûm eden, doğayı acımasızca tahrip edip geleceğimizi yok eden bu rezil sistemin bir parçası olmayı reddediyoruz! Başka bir dünya mümkün, biliyoruz! Umudun, yarınların öznesi olan kardeşlerimize sınıfımızın saflarından sesleniyoruz: Gelin, birlikte kuralım geleceği!
Avrupa’yı Kıskandım
- Özgürlük İstiyorsak…
- Geleceğimiz İçin UİD-DER’deyiz!
- Gençlerimizi Öldüren Kapitalist Düzendir
- Gençler Olarak UİD-DER’de Buluşalım
- Umudumuzu Hep Birlikte Yeşertelim
- Gençliğe Sınıfımızın Gerçeklerini Anlatalım
- Depresyon ve Anksiyetenin İlacı Dayanışma
- Gelecekten Korkma! Korkunun Üzerine Birlikte Gidelim!
- Gençlik ve Kapitalizm Lodosu: Şikâyet Etmek Yetmez!
- Adalet Orada mısın?
- Gücümüzün Farkındayız!
- Sen Nerede Duracaksın?
- Biz de Umutluyuz, Çünkü UİD-DER’liyiz!
- UİD-DER Hayatıma Bir Güneş Gibi Doğdu!
- Barınamayan Gençlerin Ruh Hali!
- Çoğaldıkça Umudumuz Büyüyor
- UİD-DER’in Bana Öğrettiklerini Yaşayarak Deneyimledim
- Yağmur Olup Yağacağız Bu Kurak Topraklara
- Umut Bizim Ellerimizdedir!
- Genç İşsizliği “Ulusal Genç İstihdam Stratejisi” ile Çözülebilir mi?
Son Eklenenler
- 1 Mayıs 1977’de hayatını kaybeden emekçiler, DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin çağrısıyla Taksim Kazancı Yokuşunda bir araya gelinerek anıldı. “Yaşasın 1 Mayıs” pankartının açıldığı anmaya sendikalar, emekten yana kurumlar, siyasi partiler ve UİD-DER...
- İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi ve İstanbul Tabip Odası (İTO) 28 Nisan İş Cinayetlerinde Ölenleri Anma ve Yas Günü dolayısıyla Kadıköy’de Süreyya Operası önünde “Çocuk İşçiliğiyle Mücadeleye” şiarıyla basın açıklaması gerçekleştirdi.
- İşçi sınıfının Uluslararası Birlik Dayanışma ve Mücadele Günü 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı. Tüm dünyada ekonomik yıkımın emekçileri, emekçi gençliği çıkışsız bıraktığı bir dönemde, Türkiye’de de baskıları, yasakları arttıran, korku iklimi yaratarak...
- Merhaba kardeşler. Biz İstanbul Avrupa Yakasında yaşayan kadınlarız. Kimimiz çeşitli sektörlerde çalışan işçileriz, kimimiz emekliyiz, kimimiz de ev emekçisiyiz. Ankara’dan, Gebze’den UİD-DER’li kadınların 1 Mayıs’ta haykıracakları taleplerini...
- Bizler genç işçi ve öğrencileriz. Kendimizi bildik bileli, “böyle gelmiş böyle gider” denildi bize hep. “Bu insanlardan bir şey olmaz, sen sesini çıkarırsan yalnız kalırsın”… Fakat geçtiğimiz günlerde neredeyse bütün kentlerde işçi ve emekçiler, ön...
- Bugün dünyanın pek çok ülkesinde büyük kitleler, sömürüye, baskılara, emperyalist savaşa karşı meydanlara çıkıyor, isyan ediyor, genel grevler örgütlüyor. Tarih gösteriyor ki sömürüye ve faşizme son verebilecek, kitlelerin isyanını başarıya...
- 1 Mayıs işçilerin çalışma koşullarını düzeltmek için bir araya geldiği tarihsel bir günün adıdır. Bizler de her yaştan, her meslekten işçiler olarak çalışma koşullarımızı düzeltmek için 1 Mayıs’ta bir araya gelmeli, taleplerimizi hep bir ağızdan...
- UİD-DER’li gençler 1 Mayıs’a hazırlanıyor. İstanbul Anadolu Yakasından genç kardeşlerimiz neden 1 Mayıs alanında olacaklarını anlatıyorlar.
- Zenginlerin milyonlarca dolar ödeyerek kendilerine “kıyamet sığınakları” inşa ettirdiklerini biliyor muydunuz? Sığınak deyince aklınıza öyle soğuk ve karanlık, daracık mahzenler gelmesin. Bu sığınaklarda yok yok! Yapay zekâ destekli tıbbi bakımdan...
- Sırrı Süreyya Önder, Türkiye’de önemli bir siyasi figür. Ama biz UİD-DER’li işçiler, onu, önce temsilciliklerimizde, ev buluşmalarımızda izlediğimiz Beynelmilel filmiyle tanıdık ve sevdik. Sonra “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!”...
- Mersin’de “1 Mayıs: Umut Örgütlü Mücadelede” adlı etkinliğimizin ardından biz emekçi kadınlar olarak 1 Mayıs’ta alanlarda haykıracağımız taleplerimizi dile getirdik. 1 Mayıs coşkumuzla tüm emekçi kadınları 1 Mayıs’ta birlik olmaya, dayanışmaya...
- Hizmet-İş Sendikasında örgütlü Ankara Altındağ Belediyesi işçilerinin 21 Nisanda başlayan grevi devam ediyor. İstanbul Şişli Belediyesi işçileri alacakları ödenmediği için 24 Nisanda belediye önünde eylem yaptı. 31 Mart yerel seçimleri sonrası İzmir...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs, 1886’dan günümüze inatçı bir gelenek olarak yaşamaya devam ediyor. Türkiye’de 1 Mayıs’ın sembolü haline gelen 1 Mayıs Marşı, “Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır...