Buradasınız
Filler ve Karıncalar
İstanbul/Avcılar’dan bir işçi

Zalimler saltanatlarını her daim sürdüreceklerini düşünürler. Akla gelmeyecek her zalimliği yaparlar. Yoksulun sırtından doyarlar, çalarlar, çırparlar ama namusluyu oynarlar, haktan adaletten konuşurlar. İkiyüzlü davranıp insanın aklıyla dalga geçerler. Bugün de egemenler zenginliğin içinde yaşayıp biz işçilere porsiyonlarınızı küçültün, az yiyin diyorlar. Emekçinin yaşam sıkıntısını bilmiyormuş gibi davranıyorlar. Tabi ki biz olmayan porsiyonları küçültürüz, olmayan altınları ve hiç görmediğimiz dolarlarımızı da bozdururuz, ne de olsa “ekonomi büyüyor ve şahlanıyoruz” diyorlar. Bu ne çelişkidir ki onlar şahlanıyoruz dedikçe biz işçiler fakirleşiyoruz! İşsizlik almış başını gidiyor. İşi olanın da iş yoğunluğundan başını kaşıyacak hali kalmıyor. Nerden tutarsan tut tutarsızlık var bu işte. Dünyadaki zenginlik herkese yetecekken daha ekmeğe, suya ulaşamayanlar var. Bugün çöplerden ekmek toplayan insanlar var. Teknoloji çağındayız, uzaya çıkabiliyorken bu sefalet ve acı dolu yaşam niye? Birileri koltuğa öyle sağlam oturmuş ki sanıyorlar bu düzen böyle gidecek.
Bütün bu olanlar bana bundan birkaç yıl önce okuduğum, Yaşar Kemal’in Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca romanını hatırlattı. Filler bütün güçlerini karıncalar üzerinde kullanıyordu. Onları kendilerine köle edip, isteklerini yapmaları karşısında özgür olacaklarını vaat ediyorlardı. Filler, karıncalara kendilerinden farklı olmadıklarını söyleyip onların da aslında fil olduğunu söylüyordu. Bu sayede karıncalara kendileri için saraylar yaptırıyor, ağır işlere koşuyorlardı. Fakat bir karınca bütün bu söylenenlere inanmıyordu, Kırmızı Sakallı Topal Karınca. Kırmızı Sakallı Topal Karınca ısrarla arkadaşlarına “biz karıncayız, bizi kullanıyorlar, yapmayın” diyordu. Ama bu dedikleri, diğerlerinin kendisine düşman olmasına sebep oluyordu. Zamanla karıncaların hepsi gerçeği fark etti, karınca olduklarını kabul ettiler, bir araya gelip örgütlendiler ve kazdıkları toprakların altına filleri gömerek onların saltanatına son verdiler.
O zaman okuduklarımı aklımda bir yere oturtamamıştım. Yani karıncalar nasıl kendilerini fil zannederlerdi ki? Ya da nasıl kölece kullanıldıklarını fark etmemişlerdi? Ama şimdi daha iyi anlıyorum. Bugün Yaşar Kemal’in romanındaki karıncalardan ne farkımız var ki! Bugün de işçileri sömürerek keyfini süren iktidar ve patronlar var. Biz işçiler de karıncalar kadar çalışkan, becerikliyiz. Bu gidişata dur demek bizlerin elinde. Kulak verelim Kırmızı Sakallı Topal Karınca’ya! O, “bütün işçiler bir olalım” diyor.
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/