Buradasınız
Nebatiler İçin Emekçiler Değersizdir
Kocaeli/Gebze’den bir işçi

“Sen maaş alıyorsun. En fazla neyini kaybedersin? Enflasyonun altında ezilirsin” diyor Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati. Şu an yaşadığımız enflasyonun altında ezilmek değil mi zaten? Onlara inanmamız, politikalarını koşulsuz şartsız desteklememiz gerekiyormuş! Onlara göre bize düşen buymuş zaten. Kaybedeceğimiz şeyler onların kaybedecekleri yanında önemsizmiş. Onlar kaybederlerse boynu bükük eve döneceklermiş. Oysa biz zaten matah bir şeye sahip değiliz. Boynumuz bükülmüş ne gam! Öyle ya, mühim olan onların ailelerine alnı açık, yüzü pak dönmeleri!
Politikaları onlar belirlediler, bize bir şey soran olmadı. Ama olsun biz faniler siyasetten ne anlarız! İşler iyi gittiğinde pek hatırlanmayız ama biraz zora düştüklerinde nasıl olsa “aynı gemide” olduğumuz hatırlatılır. Makine dairesinde olan biz, kaptan köşkünde sefa süren onlar olsa da ses etmemek gerekirmiş. Şükretmemiz gerektiğini söyleyip şöyle devam ederler: “Göçüp gideceğimiz diğer gemide mutluluk sizi bekler.” Yalnız kafamızı karıştıran başka bir mesele var. Ekonominin kötüye gitmesinin nedeninin hep anlatılageldiği gibi, “dış güçler” olduğunu iddia ederlerdi. Ne oldu “dış güçlere”? Bakan “çok net söylüyorum, dışarıdan herhangi bir saldırı yok” diyor ve içeride sadece birkaç oyunbozan varmış diye de ekliyor. Daha da önemlisi, Bakan, bu politikalar tutmadığı takdirde üzüleceğini söylüyor. Vah vah, Bakanımız üzülürse çok üzülürüz! Yahu el insaf, milyonlarca insan için bu politikaların tutmadığını, zulüm olduğunu görmek için daha ne olacaktı ki!
Makina başındaki işçi, köydeki çiftçi, okuldaki öğretmen, hastanedeki emekçi ve daha nicesinin evine nasıl döndüğünün onlar için önemi yok. Eve dönememesinin de bir önemi yok! Bir rakam olarak eklenir istatistiklere; hayatını kaybedenlerin arasına. Onca yaşanmışlıklar soğuk bir rakam olarak yansır sadece. Çocuklarına gönlünce bakamadığı, en temel ihtiyaçlarını yerine getiremediği için kendisini değersiz, çıkışsız hisseden insanların bir önemi yoktur Nebatiler için. Biz emekçiler, biz gemiyi yürütenler; bize yaşatılanların hesabını sormak, yaşamlarımızı değiştirmek için birbirimize güç vermenin dışında başka bir seçeneğimiz yok.
“Evi Az Isıttık”
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- 11 Temmuzda Brezilya’nın birçok kentinde on binler, emek karşıtı politikaları ve saldırgan uygulamalarıyla tanınan eski başkan Bolsonaro’nun yargılanma sürecine müdahale ettiği gerekçesiyle Trump’ı protesto etti. Kenya’da geçtiğimiz yıl vergi...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Temmuzda Ankara’da bulunan Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi taleplerini ve mücadele programını açıkladı. Basın...
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...