Buradasınız
Nebatiler İçin Emekçiler Değersizdir
Kocaeli/Gebze’den bir işçi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
“Sen maaş alıyorsun. En fazla neyini kaybedersin? Enflasyonun altında ezilirsin” diyor Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati. Şu an yaşadığımız enflasyonun altında ezilmek değil mi zaten? Onlara inanmamız, politikalarını koşulsuz şartsız desteklememiz gerekiyormuş! Onlara göre bize düşen buymuş zaten. Kaybedeceğimiz şeyler onların kaybedecekleri yanında önemsizmiş. Onlar kaybederlerse boynu bükük eve döneceklermiş. Oysa biz zaten matah bir şeye sahip değiliz. Boynumuz bükülmüş ne gam! Öyle ya, mühim olan onların ailelerine alnı açık, yüzü pak dönmeleri!
Politikaları onlar belirlediler, bize bir şey soran olmadı. Ama olsun biz faniler siyasetten ne anlarız! İşler iyi gittiğinde pek hatırlanmayız ama biraz zora düştüklerinde nasıl olsa “aynı gemide” olduğumuz hatırlatılır. Makine dairesinde olan biz, kaptan köşkünde sefa süren onlar olsa da ses etmemek gerekirmiş. Şükretmemiz gerektiğini söyleyip şöyle devam ederler: “Göçüp gideceğimiz diğer gemide mutluluk sizi bekler.” Yalnız kafamızı karıştıran başka bir mesele var. Ekonominin kötüye gitmesinin nedeninin hep anlatılageldiği gibi, “dış güçler” olduğunu iddia ederlerdi. Ne oldu “dış güçlere”? Bakan “çok net söylüyorum, dışarıdan herhangi bir saldırı yok” diyor ve içeride sadece birkaç oyunbozan varmış diye de ekliyor. Daha da önemlisi, Bakan, bu politikalar tutmadığı takdirde üzüleceğini söylüyor. Vah vah, Bakanımız üzülürse çok üzülürüz! Yahu el insaf, milyonlarca insan için bu politikaların tutmadığını, zulüm olduğunu görmek için daha ne olacaktı ki!
Makina başındaki işçi, köydeki çiftçi, okuldaki öğretmen, hastanedeki emekçi ve daha nicesinin evine nasıl döndüğünün onlar için önemi yok. Eve dönememesinin de bir önemi yok! Bir rakam olarak eklenir istatistiklere; hayatını kaybedenlerin arasına. Onca yaşanmışlıklar soğuk bir rakam olarak yansır sadece. Çocuklarına gönlünce bakamadığı, en temel ihtiyaçlarını yerine getiremediği için kendisini değersiz, çıkışsız hisseden insanların bir önemi yoktur Nebatiler için. Biz emekçiler, biz gemiyi yürütenler; bize yaşatılanların hesabını sormak, yaşamlarımızı değiştirmek için birbirimize güç vermenin dışında başka bir seçeneğimiz yok.
“Evi Az Isıttık”
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
- “Nehir, Nehir, Çocuğumu Geri Verin!”
Son Eklenenler
- İzmir Kınık’ta domates üretimi yapan çiftçiler domatesi alan firmaların düşük fiyat dayatmasına karşı 31 Temmuzda traktörlerle eylem yaptılar. Daha önce 5 lira olarak belirlenen domatesin kilo fiyatının 1,8 liraya indirilmesi üzerine eylem kararı...
- Hatay İskenderun Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Befesa Silvermet fabrikasında Birleşik Metal-İş Sendikasında örgütlü işçiler, Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 26 Temmuzda greve çıktı. UİD-DER’li işçiler...
- Biz işçiler için hayat günden güne zorlaşıyor. Artan hayat pahalılığı her alanda kendini can yakıcı şekilde hissettiriyor. Düşük ücretler, iş bulma ya da işini kaybetme kaygısı işçileri strese sokuyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi hukuki olarak suç...
- Bugün ben 12 saat çalışmak zorundayım ama fabrikalarda en az 8 saat çalışan abilerim ve ablalarım da çoğunlukla kalan 4 saati isteseler de istemeseler de fazla mesai adı altında çalışarak geçiriyor. Yani çocuğuyla genciyle robota dönüştürülmeye...
- Patronların tek isteği işçiler hep çalışsın, çok çalışsın, hak hukuk aramasın, hatta bedavaya, ölümüne çalışsın. İşte bu açgözlü istekleri onları bir canavara dönüştürüyor. Neredeyse her gün “yok daha neler” diyeceğimiz haberler duyar olduk....
- İngiltere’de binlerce kişi ırkçı ve faşist yükselişe karşı “No Pasaran/Geçit Yok” şiarıyla 27 Temmuzda başkent Londra sokaklarına çıktı. İngiltere’de Tommy Robinson liderliğindeki faşist örgüt İngiliz Savunma Birliği’nin (EDL) düzenlediği mitinge...
- Kapitalist sistemin çelişkileri tüm dünyada derinleşmeye devam ediyor. Dev şirketler rekor kârlar açıklarken işçiler sefalet ücretlerine, gençler işsizliğe, geleceksizliğe mahkûm ediliyor. Emperyalist savaşın alevlerini daha da harlayan egemenler,...
- İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez’de işçilerin sendika hakkı için mücadelesi sürüyor. Ancak işçilerin sendikal örgütlenme hakkını yok sayan şirket yönetimi önce baskı uyguladı, sonra işçileri işten attı, son olarak da 27 Temmuzda polisi işçilerin...
- Bugün milyarlarca insan kapitalizmin yarattığı pek çok sorunla cebelleşiyor. İşsizlik, yoksulluk, iklim krizi, göç krizi, emperyalist savaşlar… Dünya üzerinde yaklaşık 300 milyon göçmen var. Türkiye’de Amerika’da, İspanya’da İngiltere’de ve daha...
- Geçtiğimiz günlerde Asya’nın en zengin ailesi olan Ambaniler’in Martta başlayan 4 aylık düğün maratonunda 250 milyon dolar harcadıklarına dair bir haber okudum. Mukesh Ambani’nin oğlu Anant’ın evlendirildiği şatafatlı düğüne dünyanın her yerinden...
- İstanbul 112 Ambulans çalışanları ve SES İstanbul Şubeleri, 26 Temmuz Cuma günü Avrupa İl Ambulans Servisi Başhekimliği binası önünde, yaşanan sorunlara çözüm bulunması talebiyle basın açıklaması gerçekleştirdi. Yapılan basın açıklamasına 112...
- Otoriter, faşist rejimlerin iktidarda olduğu dönemlerde toplumsal değerler aşındırılır, insanlar yalnızlaştırılır, bencillik ve bireycilik daha fazla öne çıkar. Zulme ve haksızlığa karşı çıkmak aptalca, kişisel çıkarları ön planda tutmak, bunun için...
- Kemal Türkler anılırken yaşadığı dönemle ve mücadele arkadaşlarıyla, sınıf mücadelesinde elde ettikleri kazanımlarla anılıyor. Bize öyle önemli bir miras bırakmış ki katledilişinin 44. senesinde bizler onu hâlâ aramızda ve kavgamızda hissediyoruz....