Buradasınız
Birlikte Yükseltelim Umut Meşalesini
İstanbul’dan bir grup öğrenci
En güzel yaşlarımızda hep bir eksiğiz bu sistemin içinde. Hangi birinden bahsetsek? Beğendiğimiz ama pahalı diye alamadığımız bir çift ayakkabıdan mı mesela? Hayalini kurduğumuz meslek için gece gündüz demeden çalışmamızdan, yarış atı gibi sınavlara koşulmamızdan mı yoksa? Fahiş fiyatlarından dolayı barınamadığımız evlerden, yurtlardan ya da gidemediğimiz konserlerden, tiyatrolardan, sinemalardan mı? Haksızlıklar karşısında kısılmaya çalışılan sesimiz, boğulmaya çalışılan nefesimiz ve çalınan geleceğimiz… En güzel yaşlarımız hep eksik bırakılıyor bu sistemin içinde.
İşte 1 Mayıs kendimizi tam ve eksiksiz hissedeceğimiz günlerin müjdecisidir. 1 Mayıs çürümüş sömürü düzenine karşı bir başkaldırı, bir mücadele günüdür. Yıllar önce ve binlerce mil uzakta doğan, bugünlere elden ele taşınan bir gündür 1 Mayıs. Genci yaşlısı işçi sınıfımız dünyanın her yerinde ayaktadır o gün. Yaşamın tüm zenginliklerini var edip eksik bırakılanların günüdür. Egemenlere karşı, kapitalizme karşı var olma günümüz demektir bizim için. Biz varız, bizi yok sayamazsınız demektir. İnancımızı büyüttüğümüz, başımızı ve yumruklarımızı gökyüzüne kaldırarak; sömürüye karşı haykırdığımız bir gündür 1 Mayıs. Kapitalizme boyun eğmediğimizi, eğmeyeceğimizi haykırdığımız günümüzdür. Patronlar sınıfının yarattığı kara günlere inat umutlarımızla bir dağ gibi sömürü düzeninin karşısında dururuz o gün. O gün dünyanın dört bucağında milyonlarla birlikte haykırırız, milyonlarca yürek yeni bir dünya için yan yana gelir ve eksikken tam oluruz!
Biz gençler, her şeyden önce emekçi anaların, babaların evlatlarıyız. Neşesiyiz sınıfımızın, enerjisiyiz. Unutmayalım! Biz UİD-DER’in, mücadelenin ve emeğin çocuklarıyız. Geçen seneye göre daha güçlüyüz, daha kararlıyız, daha kalabalığız. Bu sene daha coşkulu söyleyeceğiz özgürlük türkülerini! Haklı mücadelemize, bir ananın evladına sahip çıktığı gibi sahip çıkacağız. Daima ileriye ve güzele, en güzele taşıyacağız UİD-DER’imizi. Ellerimizi birleştirip havaya kaldıracağız mücadelemizin meşalesini, tam olacağımız günlere kadar daima yakacağız içimizdeki 1 Mayıs ateşini.
Yaşasın Mücadele Günümüz 1 Mayıs!
- Okyanusun Ötesinden 1 Mayıs
- Aynı Duygularda Ortaklaştığımız UİD-DER’li Emekçi Kadınlara Selam!
- Benim Yerim UİD-DER
- Toronto 1 Mayıs’ında Yüreğimiz UİD-DER’le Birlikteydi
- Güçlüyüz, Çünkü Birlikteyiz
- Bütün Dillerde Yankılanan Slogan
- UİD-DER Yüreklere Umut Ekiyor!
- O Gün Esen Rüzgâr Bile Farklıydı
- 1 Mayıs 2022: Hayatımın En Güzel Günlerinden Biri!
- Ne Kadar Özlemişim Kol Kola Halaya Durmayı, Ağız Dolusu Slogan Atmayı
- Yüreği Özgürlük İçin Çarpan Tüm Sınıf Kardeşlerimize Bin Selam
- Biz Beraberken Güçlüyüz!
- Yine Umudumuz Tazelendi Hep Birlikte!
- Biz de Oradaydık!
- En Güzel 1 Mayıs’ımdı
- Çoluk Çocuk Genç Yaşlı, İşte 1 Mayıs!
- Gökyüzü İlk Kez Bizimdi Bugün
- Dublin’de 1 Mayıs
- Mersin’den Maltepe’ye 1 Mayıs Coşkusunu Yaşadık
- Kocaeli’den Emekçi Kadınlar: 1 Mayıs’ta Kalabalığın Değil Birliğin İçindeydik
Son Eklenenler
- Siyasi iktidarın sahte enflasyon verilerine dayanarak 2025 yılı için kamu emekçilerine yaptığı yüzde 11,54 oranındaki zam, kamu emekçileri tarafından ülke genelinde protesto edildi. 13 Ocakta iş durduran KESK, Birleşik Kamu-İş, Hür-Sen, ASİM-Sen...
- Aylardır uzmanların, siyasetçilerin, patronların hatta uluslararası finans kuruluşlarının yaptığı tartışma, analiz ve hesaplamaların sonunda 2025 yılı için asgari ücret 22 bin 104 lira olarak açıklandı. Bu açıklamayı, Türkiye İşveren Sendikaları...
- Günümüzde fabrikalarda, işyerlerinde “kolay yoldan para kazanma” hayaliyle şans ve bahis oyunları oynamak gitgide yaygınlaştı. Teknolojiyle birlikte kumarhane herkesin cebine girdi. Her molada, her köşede tüm başlar cep telefonlarına eğiliyor,...
- Balıkesir Gönen’de bulunan Arıtaş Kriyojenik’te 19 Aralıkta başlayan grev 10 Ocakta anlaşmayla sonuçlandı. DİSK/Emekli-Sen 11 Ocakta Türkiye genelinde İzmir’den Trabzon’a, İstanbul’dan Denizli’ye pek çok ilde “TÜİK Verileri Kirli ve Yalan; Açlık,...
- Aralık ayında Birleşik Metal-İş sendikasının örgütlü olduğu Hitachi Energy, GE Grid Solutions, Schneider Elekrik, Arıtaş Kriyojenik ve Green Transfo fabrikalarında peşi sıra grevler başladı. Çok geçmeden de sermaye sınıfının tatlı kârlarını düşünen...
- İzmir Buca’da sendikal baskıların ve işten atma saldırısının devam ettiği Telus önünde direniş başladı. Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri ve ardından Metropol İnşaat adlı taşeron şirketler bünyesinde çalışan inşaat...
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...
- Her Aralık ayında izlediğimiz asgari ücret tiyatrosu bu yıl çok daha trajik bir şekilde sonuçlandı. Resmi enflasyonun, TÜİK’in uydurma rakamlarıyla bile yüzde 47 olduğu, ENAG’a göre yüzde 87 olduğu bir süreçte asgari ücrete sadece yüzde 30 zam...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...
- İktidar ve sermaye sınıfının saldırıları böylesine ağırken işçilerin birlik olamayacağını düşünmek kime yarar sağlar? Bu düşünce doğru bir akıl yürütme yöntemi olabilir mi? Karşımızdaki yıkım tablosu, işçilerin birleşmek dışında bir çıkış yolu...