Buradasınız
Çalışanlar İçin Mağazalar Hapishaneden Farksız
Gazi Mahallesi’nden genç bir işçi
Merhabalar dostlar, sizlere çalıştığım mağazadaki gençlerin sorunlarını anlatmak istedim. Bildiğiniz gibi mağaza çalışanlarının yüzde 90’ını gençler oluşturuyor. Ağırlıkla geçinemeyen üniversite öğrencileri mağazada part time ya da kısmi zamanlı olarak işe başlıyorlar. Yaz tatillerinde ise tam zamanlı çalışarak maddi durumlarını biraz daha iyileştirmeye çalışıyorlar. Bu süreç bir kısır döngüye girerek devam ediyor. Gençler farkına bile varmadan mağazada yıllarca çalışıyorlar. Öğrencilik yıllarında geçinebilmek için girdikleri bu işyerlerinde 3 yıl, 5 yıl düzenli olarak çalışıyorlar. Birçok arkadaşım okulunu bitirip kendi bölümünde iş bulamadığı için kalıcı olarak bu sektörde çalışıyor. İş arkadaşlarımla mola saatlerimizde bu konuyu konuşup şakalaşırız. Ben “vay be işe başlayalı kaç ay oldu” dediğimde, onlar; “Daha dur kaç yılın geçecek” derler.
Mağazalar gençler için hapishaneden farksız! Çünkü zamanın çoğu 4 duvarın arasında geçiyor. Part time saatleri 15.30-22.30 şeklinde ayarlanıyor ve haftanın 5 günü orada oluyorsun. Tam zamanlı çalışsan haftanın 6 günü yine 22.30’da çıkıyorsun. Araya birkaç gün, en fazla 3 gün sabah vardiyası serpiştiriyorlar ki kimse istifasını vermeye kalkışmasın. Gün boyu ayakta havasız bir ortamda oradan oraya koşuşturuyoruz. Peki, biz gençler hangi ara sosyalleşeceğiz? Daha gençliğimizin başlarındayız. Çeşitli kültürel aktivitelere, sosyalleşmeye, eğlenmeye zamanımızın kalması gerekmez mi?
Gün boyu çalıştığımız yetmezmiş gibi işyerinde özel hayatlarımıza kadar karışıyorlar. İş arkadaşlarımızla iş çıkışlarında (şayet yapabilirsek) buluşmalar düzenliyorduk. Yöneticiler bunu fark ettikleri an “hayır yapamazsınız yarın iş var! Hasta olup gelmiyorsunuz sonra ya da geç kalıyorsunuz” diye uyarıyorlar. Bu süreç de çalışma programımıza yansıtılıyor. Örneğin yakın arkadaşların vardiyası birbirine zıt saatlere ayarlanıyor ve böylece görüşmemize engel oluyorlar. Tabii biz bir şekilde bir araya gelmeyi başarıyoruz. Bize ne yaparlarsa yapsınlar bir arada olmamızı engelleyemiyorlar.
Bu genç arkadaşlarımın hayalleri var. Hepsi okullarında farklı farklı bölümler okuyorlar. Bir kız arkadaşım özel bir üniversitede bölümünü bitirebilmek için çalışıyor mesela. Sağlık bölümünü tercih etmiş rahatça iş bulabilme umuduyla. Ama ne yazık ki artık sağlık okusak da ne iş bulabiliyoruz ne de istediğimiz maaşı alabiliyoruz. Hatta çalıştığımız hastanelerde şiddete maruz kalabiliyoruz.
Diğer bir arkadaşım İspanyol Dili ve Edebiyatı bölümünde okuyor. Yolun başındayken fark ediyor ki bölümü her ne kadar güzel olsa da verilen eğitimin içi bomboş. Bu yüzden okulunu dondurarak umutsuzca mağazada çalışmaya başlıyor.
Başka bir iş arkadaşım ise hostesliği bitirmiş. Kendi bölümünden iş bulabilmeyi o kadar çok istiyordu ki! Ama o da farkında bu iş torpil gerektiriyor ve biz işçi çocukları torpilin yanından bile geçemiyoruz. O yine de bir umutla mağazadaki işten çıktı. Hem çalışırken boyun fıtığı olduğu için hem de daha rahat iş arayabilmek için. Soracak olursanız eğer, hâlâ iş aramaya devam ediyor.
Böyle yığınla örnek sayabilirim size. Çünkü bu adaletsiz çarklar döndükçe bizi iyi bir eğitim, iyi bir hayat, iyi bir gelecek beklemiyor. Dünya giderek bir karanlığa itiliyor. Kapitalist sistem tıkanmış durumda. Fakat biz UİD-DER’li gençler umutsuz değiliz. Bir araya gelerek bu sorunları daha fazla konuştukça, gerçeklerin farkına vardıkça bu düzeni değiştirebiliriz. İşte o zaman istediğimiz hayata kavuşabiliriz. Hayallerimiz ancak bu düzeni yıkarsak gerçekleşir. Hapishanelerimizden işte o zaman kurtulabiliriz. Kurtulacağız da, ama önce örgütlenmemiz gerekiyor. İşçi sınıfı saflarında yerimizi almamız, işçi olduğumuzu bilerek mücadeleye katılmamız gerekiyor. Ziya Egeli’nin sevdiğim bir şiiriyle bitirmek istiyorum:
Birken iki olmalıyız.
İkiyken üç...
Binken on bin...
Milyon milyon çoğalmalıyız kardeşim,
Milyon milyon çoğalmalıyız.
“İki birden, Üç ikiden, Dört üçten yeğdir.
BİRLEŞİNİZ!” denmemiş mi?
Birleşelim kardeşim!
Birleşelim!
Ülke ülke
Kıta kıta
Dünyanın bütün işçileri, kardeşleşelim!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- İyi ki UİD-DER’liyim…
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- Bizi “Biz” Yapan Şarkılarımız…
- Nasırlı Ellerin Yumruğu Bugün!
- Kariyer Gelişim Masallarıyla Geleceği Çalınan Gençler
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- “Yarın Ölmek Dün Ölmekten Daha Saçma”
- Okuyan Bir İşçi Soruyor
- Uyanmak İstiyoruz Güzel Bir Sabaha
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
Son Eklenenler
- Sendikalı, sendikasız, hatta sigortasız çalıştırılan işçi kardeşlerim, her yılın son ayında hepimizin kulak kesildiği asgari ücret tiyatrosu başlar. Bu sene de aynı şekilde adeta bir tiyatro izledik. Sınıf temelinde örgütlü mücadelenin bir parçası...
- Yıllar önce fabrika önlerine gidip işçi kardeşlerimize vardiya çıkışlarında İşçi Dayanışması’nı ulaştırıyorduk. Bu fabrikalar arasında sendikalı olan da vardı olmayan da. Amacımız sendikalı ya da sendikasız olsun fabrikalardaki işçi kardeşlerimize...
- Kocaeli’de Gebze Organize Sanayi Bölgesinde üretim yapan Betek Boya (Filli Boya) işçileri Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinde örgütlendiler. Çoğunluğu sağlayarak yetki belgesini alan sendika, toplu sözleşme görüşmeleri için haftalardır patrona çağrı...
- 24 Aralıkta Balıkesir’de ZSR A.Ş’de meydana gelen patlamada 11 işçi hayatını kaybetti. Katledilen işçilerin kimi henüz hayatının baharında fidan, kimi ana, kimi babaydı. Hepsi bir ananın evladıydı. Patlamanın ardından şirket internet sitesinde...
- Birleşik Metal-İş’in Aralık ayında grev kararı aldığı işletmelerden beşincisi olan Green Transfo Energy’de 25 Aralıkta grev başladı. Kocaeli Çayırova’da bulunan fabrikada çalışan 263 işçi, “sefalet ücreti dayatmasına boyun eğmiyoruz” diyerek şalteri...
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı temsilcileri, 2025 yılı için belirledikleri asgari ücreti düzenledikleri ortak toplantıyla açıkladılar. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol ve Çalışma ve Sosyal...
- 11 fabrikada 2 bin işçiyi kapsayan toplu sözleşme görüşmelerinde metal işçilerinin MESS’e cevabı grev olmuş, Birleşik Metal-İş Sendikası, 4 Aralıkta Hitachi Energy’nin 4 fabrikasında, 13 Aralıkta Grid Solutions ve Schneider Elektrik fabrikalarında...
- Balıkesir’in Karesi ilçesinde bulunan ZSR A.Ş. mühimmat fabrikasında 24 Aralıkta sabah saatlerinde meydana gelen patlama sonucu 11 işçi hayatını kaybederken 3 işçi yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Mühimmat, av, spor ve ses fişeği gibi patlayıcılar...
- Merhabalar dostlar. Yaklaşık 9 yıldır iş güvenliği uzmanı olarak çalışıyorum. Aslında yapmamız gereken çok daha fazla şey varken yasalar, yönetmelikler, patronların baskıları ve işçilerin canını umursamamaları nedeniyle temel olarak yapabildiğimiz...
- Birleşik Metal-İş üyesi 500 işçinin Hitachi Energy’nin Kartal, Tuzla, Dudullu ve Dilovası fabrikalarında 4 Aralıktan bu yana sürdürdüğü grev 20. gününde anlaşmayla sonuçlandı. 14 Aralıkta Cumhurbaşkanlığı kararıyla metal işçilerinin grevi “erteleme...
- Grev ya da direnişe çıkan işçilerin pek çoğu, daha önce yaşanmış grev ve direnişlerden, bu mücadeleleri yaşayan işçilerin deneyimlerinden haberdar olmadıklarını dile getirirler. Greve ya da direnişe çıktıktan sonra bazı şeyleri öğrendiklerini,...
- Sendikal hakları için 150 günden uzun süredir kararlılıkla mücadele eden Polonez işçileri Dayanışma TV’nin hazırladığı “146+Bir: Polonez” belgeselinin galasında buluştu. 22 Aralıkta Çatalca Belediyesi Nazım Özbay Kültür Merkezinde gerçekleşen,...
- İşçi Dayanışması biz genç işçilerin adeta başucu kaynağı. Her konuda, hayatın her alanında fikirlerimizi besleyen, zihnimizi açan bir eğitim kaynağı niteliğinde.