Buradasınız
Vergi Soygununa Hayır Demek İçin 1 Mayıs’a!
Ankara’dan genç bir işçi
Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş vergi vermiyor! Sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş biz işçiler ise vergi rekortmeniyiz. Bu gerçeği UİD-DER’in “Yağmalanan Emek: Vergi Soygunu” başlıklı videosunda duyduğumda şaşırmıştım. Videoda konuşan uzmanların vurguladığı üzere mevcut vergi sistemi bizi yolmak, patronları korumak üzerine kurulu. Zira vergi gelirinin %76,4’ü dolaylı vergilerden oluşuyor. Dolaylı vergilerin esas olarak biz işçi ve emekçilerin cebinden çıktığını düşündüğümüzde nasıl vergi rekortmeni olduğumuz anlaşılır.
Buna karşılık patronların ödediği kurumlar ya da diğer adıyla kazanç vergisi toplam vergi gelirlerinin çok azını oluşturuyor. 2014-2023 yılları arasında kurumlar vergisinin toplam vergi geliri içindeki payı yüzde 15,7 olmuş. Bu 10 yılda kişilerin sahip olduğu varlıklar üzerinden alınan servet vergisinin payı ise yalnızca yüzde 2,7! Yani servetine servet kârına kâr katanlar bunun çok azını vergi olarak öderken sefalet ücretine mahkûm edilmiş biz işçiler, emekçiler kaz gibi yolunuyoruz. Üstelik patronlara teşvik adı altında vergi afları getiriliyor, İşsizlik Sigortası Fonu peşkeş çekiliyor.
Ortaya çıkan sonuç, sermaye sınıfının tek kuruş vergi ödemediği gerçeğidir. Onların ödemediğini dolaylı vergilerle, ücretlerimizden yapılan fahiş gelir vergisi kesintileriyle bizler ödüyoruz. Ünlü patronların fotoğraflarıyla süsledikleri vergi rekortmenleri listelerinin bir aldatmacadan ibaret olduğu da böylece ortaya çıkmış oluyor. Gerçekte tek bir vergi rekortmeni var, o da işçi sınıfı.
Bizler Cumhuriyet tarihinin en büyük yoksullaşmasını yaşarken; patronlar servetlerine servet katmayı sürdürüyorlar. İktidar sermaye ile el ele vererek emeğimizi yağmalamaya tam gaz devam ediyor. Adaletsiz vergi sistemiyle, sermayeyi kollayan enflasyon politikasıyla, sefalet ücreti dayatmasıyla ve her türlü baskı ve zorbalıkla ülkeyi işçiler için cehenneme çeviren iktidar, sermaye için ise dikensiz gül bahçesi yaratmış durumda. Vergi meselesindeki vahim tablo bunu gösteriyor. Ancak vergi soygununa, emeğimizin yağmalanmasına, haklarımızın gasp edilmesine karşı çaresiz ve yalnız değiliz. Önümüzde 1 Mayıs var. Vergi soygunu başta olmak üzere iktidarın ve sermayenin tüm saldırılarına karşı işçiler olarak UİD-DER saflarında buluşmanın, taleplerimizi gür bir sesle haykırmanın tam zamanı!
Haydi 1 Mayıs’ta Sesimizi Duyuralım!
Haydi, UİD-DER’le 1 Mayıs’a!
- Uludağ’ın Eteğinde Umudumuz Yeşerdi
- Dünden Bugüne, Bugünden Yarınlara 1 Mayıslar
- Yapılan Hiç Bir Şey Boşa Gitmez!
- Elbet Bir Gün…
- Yumruğumuzu Büyütmeye Devam Edelim!
- 1 Mayıs’ta Kendimi Özgür Hissettim
- Olmak İstediğim Fotoğraf Karesi!
- UİD-DER ile Nice 1 Mayıslara
- Yüreklerimiz Meydanlarda Buluştu
- 1 Mayıs Alanlarında UİD-DER Saflarında
- İşyerlerinden 1 Mayıs Alanlarına UİD-DER
- Geleceği Ellerinde Taşıyan Mücadeleci İşçilerin Korteji
- 1 Mayıs’ta Çocuklarımla El Ele
- Her Şeye Rağmen Yaşasın 1 Mayıs
- İyi ki 1 Mayıs’a Gitmişim
- 1 Mayıs Meydanında Kırmızı Önlük ve Şapkanın Güzelliği
- 1 Mayıs’ta Umudumuz Yeşerdi
- 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleyi Büyütmeye Biz de Varız!
- İlk 1 Mayıs’ımın Gururunu Yaşadım
- 1 Mayıs’ta Dünyanın Dört Bir Yanında Meydanlar İşçi ve Emekçilerin Talepleriyle Yankılandı!
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...