Buradasınız
Patronların Korktuğu Bir Şeyler Var
Esenler’den işsiz bir işçi
UİD-DER Esenler Temsilciliğinde 22 Kasım Pazar günü “DİYET” filmini çeşitli işyerlerinden gelen arkadaşlarla izledik. 1974 yılında çekimi yapılan film metal sektöründe çalışan işçilerin yaşamış olduğu sorunları anlatıyor. Aradan yıllar geçmesine rağmen sorunlarımız da çözümü de aynıdır. İşyerinde sendikalaşma mücadelesi veren işçilerin yanı sıra sendikaya karşı olan işçiler de var, ama bunlar gerçekte neye karşı olduklarının farkında değiller. Fabrikada bozuk bir makine var, makinede sendikasız işçileri çalıştırıyorlar. Sendikalı işçilerin makinenin bozuk olduğunu her defasında patrona söylemelerine rağmen, patron makinenin çok pahalı olduğunu ve değiştiremeyeceğini söylüyor. Buna karşı sendikalı işçi soruyor: “Kaç işçi bir makine yapar?” İş kazasıyla başlayan film iş kazasıyla bitiyor. Filmin bitişindeki söz bugün bize düşen görevleri bir kere daha hatırlatıyor. “Suç kimde?"
Filmin ardından yaptığımız tartışma suçun biraz da bizde olduğunu ortaya koydu. Arkadaşlardan biri ‘80 öncesini ve bugünkü durumumuzu anlattı: “1980 öncesi birçok işyeri sendikalıyken bugün sendikadan kaçıyor, sendikalı olmaktan korkuyoruz. Suç bizde, her şeyi yaratan biz olduğumuz halde patronlar başımızda şapka gibi geziyor.” Bir başka arkadaşımız kendi çalıştığı koşulları şöyle dile getirdi: “Sendikalı olmadığımız zaman yasal haklarımızı bile alamıyoruz. Günümüzde sigortasız çalışan işçiler var. Ben çalıştığım işyerine yemeğimi kendim götürüyorum, işyerinde suya para veriyorum. Birlik olup sendikalı olmalıyız.” Başka bir arkadaş da mücadelenin neleri değiştirdiğine vurgu yaptı: “Filmde izlediğimiz yüzler tanıdık yüzler. ‘80 öncesinde yükselen sınıf mücadelesi sinema oyuncularını bile politikleştirmiş, oysa bugün saçma sapan filmler çekiliyor. Mücadelenin sınırı yoktur, önemli olan adım atmak ve sürekliliğini sağlamaktır.” Bir arkadaşımızsa kendi gücümüzün farkında olmadığımızı şu sözlerle dile getirdi: “Patronların korktuğu bir şeyler var, ondan dolayıdır işyerlerinde bizi ayırmaları, mücadele eden işçileri sorgusuz sualsiz vahşice öldürmeleri, ondan dolayıdır işinden evine giden işçiyi gerekçe bile göstermeden sorguya çekmesi, kimlik sorması. Evet, bizden bizim tarihimizden, bir araya gelmemizden öcü gibi korkuyorlar ve onları yok edecek tek güç örgütlü gücümüzdür. Bunu bilip bir an önce mücadelede yerimizi almalıyız.
Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
İşçilerin "Diyet"i Ne Olacak?
Biraz Canınız Yanabilir!
- “Yüzücüler” Filmi: İnsanlığın Göç Yollarındaki Yaşam Mücadelesi
- Üzgünüz Size Ulaşamadık!
- Umutsuzluk içinde “Umut”
- Sahte umudun umutsuzluğu
- Umutla gerçek arasındaki fark
- Cabbar’ın ümitsiz umudu
- “Umut fakirin ekmeğidir” derler
- Yılmaz Güney’in UMUT filminden
- Dövüşenler ölenlerin tutmaz yasını!
- “Gazap Üzümleri” Film Gösterimi
Son Eklenenler
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık ayı yıllık enflasyonunu yüzde 44,38, 12 aylık ortalama enflasyonu ise yüzde 58,51 olarak açıkladı. Kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyon ise yüzde 15,75...
- Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi, 3 Ocakta basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında kamu işçilerinin toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecine, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ve Harb-İş üyesi işçilerin yaşadıkları ekonomik...
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...