Buradasınız
Rimaks İşçileriyle Okulların Açılması Üzerine Söyleşi
Okulların açılmasıyla birlikte, eğitim masrafları işçi ve emekçilerin aile bütçesini zora soktu. Düşük ücret alan, işten atılan ve fabrika önünde sendika hakkı için direnen işçiler, çocuklarının eğitim sorunlarını tartışıyorlar. Biz de iki Rimaks direnişçisiyle, okul masrafları, paralı eğitim ve yaşadıkları sorunlar konulu bir söyleşi yaptık. Konuştuğumuz direnişçi işçilerden biri 2 çocuğu öğrenci olan bir babaydı, diğeri ise 1 kızı öğrenci olan bir anne.
UİD-DER: Çocuklarınızın okul masrafları aile bütçenizi nasıl etkiliyor?
Direnişçi baba: Maddi sıkıntı çekiyoruz. Çocukların istediklerini alamıyorum. Daha okul kıyafetlerini dahi alamadım. Çocuklar okula gittiğinde harçlık veremiyorum. Nasıl öğlen yemek yiyorlar hiç bilmiyorum.
Direnişçi anne: Çok etkiliyor. Ders kitapları ücretsiz oldu ama şimdi de bir sürü yardımcı kitap, defter istiyorlar. Bir tane sözlük 17 lira, çok masrafları oluyor. Kayınvalidem maddi olarak yardım etmese bunalıma girerdik.
UİD-DER: Eğitim yılı boyunca ailelerden istenen kayıt, karne, sınav, servis paraları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Direnişçi baba: Bu paraların alınmaması gerekir. Herkesin bütçesi belli. Kimisine göre bu istenen miktar sigara parasıdır. Ama kimimiz de bulamıyoruz. Kimi insan 1 lira bile bulamıyor. Kızımdan karne parası istemişlerdi. Götüremediğinde karnesini alamadı. Çocuklar para götüremediklerinde gurur yapıyorlar. Öğretmene nasıl bakacağım diye düşünüyorlar.
Direnişçi anne: Her hafta 2 lira, 5 lira isteniyor. Aslında yıllardan beri istiyorlar. İşten atıldım. Ne yapacağımı bilmiyorum. Bazen cebimde 1 lira olmuyor. Okulda herkesin içinde istediklerinde çocuk rencide oluyor. Vermesem sonra evde sorun yaratıyor. Kendini dışlanmış hissediyor diğer çocuklardan.
UİD-DER: Çocuğunuzun iyi bir eğitim aldığını düşünüyor musunuz? Sizce işçi çocuklarıyla patron çocuklarının aldığı eğitim bir midir?
Direnişçi baba: Düşünmüyorum. Sınıflarda 50 kişi var. Öğretmenler sürekli değişiyor. Kadrolu öğretmenler yok. Tam öğretmenlerine alıştıklarında değişiyor. İşçi çocuklarıyla patron çocuklarının aldığı eğitim bir değil tabii ki. Patronların çocuklarına özel öğretmenler ders veriyor, bizimkiler farklı. Onların çocukları koleje gidiyor, piyano dersleri alıyorlar. Bizimkiler ancak flüt çalabilirler. Biz ancak kendi koşullarımızı görebiliyoruz. Onları hiç görmedik ki, ancak bu kadarını biliyoruz.
Direnişçi anne: Hiç düşünmüyorum. Sınıfta 40-42 öğrenci var. Nasıl dersi öğrenecekler? Çocukların bilmedikleri, öğrenemedikleri bir sürü şey oluyor. Çocukların çoğu öğretmenlerden yakınıyor. 40 kişiye bir öğretmen nasıl yetsin? “Sus, dur” derken zil çalıyor. Bir değil. Onlar zaten zenginler. Özel okullara gidiyorlar. Bizimkiler daha farklı.
UİD-DER: Çocuğunuzun aldığı eğitim sizce onun gelecekte mutlu bir hayat sürmesine yeterli olacak mı?
Direnişçi baba: Hayır. Kızım Anadolu Kız Meslek Lisesini kazandı. Ama servis parası olmadığı için gönderemedim. Şimdi kızım mutlu değil gittiği okuldan ve bizi suçluyor.
Direnişçi anne: Yeterli değil tabii ki. Ama hiç olmazsa liseyi bitirse daha rahat iş bulur diye düşünüyorum.
UİD-DER: Eğitim emekçilerinin verdiği mücadelelere destek oluyor musunuz?
Direnişçi baba: Öğretmenlerin atamalarının yapılmamasına karşıyız. Bazen televizyondan izliyoruz. Haklılar diyoruz. Konuşuyoruz ama yanlarında olmadıktan sonra destek olunur mu?
Direnişçi anne: Şimdi okullarda hep ücretli öğretmen tutuyorlar. Biri gidiyor, öteki geliyor. Onlara da yazık. Destekliyorum onların mücadelelerini.
UİD-DER: UİD-DER parasız eğitimi savunuyor. Sizce de eğitim parasız olmalı mıdır?
Direnişçi baba: Parasız olmalı tabii ki. Bir sürü vergi alıyorlar. Sudan, elektrikten.
Direnişçi anne: Parasız olmalı. Ama bunu nasıl yapacağız? Direnişten önce sadece evden işe, işten eve gidip geliyordum. Hiç bir şey bilmiyordum. Boş yaşıyormuşuz meğer. Hakkımız olanları almıyormuşuz. Daha çok şey var öğrenecek.
UİD-DER: Teşekkür Ederiz.
Brillant’ta İşçi Kıyımı Sürüyor
Rimaks Direnişindeki Deneyimlerim
- Grevci Tarkett İşçileri: “Birliğimizi Güç Haline Getirelim!
- Grevdeki MKB Rondo İşçileriyle Söyleşi
- Durak Tekstil İşçileriyle Söyleşi
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Malatyalı Kadın Tekstil İşçisi İle Deprem ve Kadın İşçiler Üzerine Söyleşi
- Nilgün Soydan ile Kemal Türkler Söyleşisi
- Genel-İş İzmir 8 No’lu Şube Başkanı Gümüştekin ile Söyleşi
- İş Güvenliğimiz İçin 1 Mayıs’ta Sınıfımızın Saflarındayız
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- Ekmekçioğulları İşçileri ve Anadolu Şube Başkanı Deniz Ilgan’la Direniş Üzerine
- Söz Hakları İçin Direnen Ekmekçioğulları İşçilerinde
- Trelleborg İşçileriyle Grev Üzerine Söyleşi
- Cargill İşçileriyle Sohbet
Son Eklenenler
- Bugün 18 Kasım. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yer tutan Netaş Grevinin yıldönümü… Netaş işçileri, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskı koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu...
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...
- Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ilk olarak 2001 yılında gündeme getirildi ancak AKP iktidarı 2018’de işçilerin iradelerinin dışında bu sistemi zorunlu hale getirdi. 2018 yılından beridir işçilerin maaşlarından her ay bu kandırmacaya para...
- As Plastik işçileri grevlerinin 58. gününde İstanbul Marmarapark AVM’de As Plastik ile iş ilişkileri olan Mavi Jeans önünde basın açıklaması yaptı. Toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması halinde 26 Kasımda greve çıkacak olan DİSK/Genel-İş...
- 100 küsur günü geride bırakan Polonez direnişine, kadın işçilerin kararlılığı damgasını basıyor. Sendikaları Tekgıda-İş’te örgütlenen işçiler sendika düşmanı patronları tarafından işlerinden atıldılar. Direnişe geçtiler, işlerine örgütlü bir biçimde...
- Geçtiğimiz günlerde İzmir’in Selçuk ilçesinde baraka gibi bir evde, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında en büyüğü 5 yaşında olmak üzere 5 kardeş hayatını kaybetti. Bu sırada hurda toplamaya giden anne eve döndüğünde çocuklarının cansız...
- Narin, Leyla, Sıla ve niceleri. Haberlerde duyuyoruz onların adlarını. Bir süre gündemde kalıyorlar, sonra unutuluveriyorlar. Oysa hafızayı diri tutmak gerekir mücadeleyi sürdürebilmek için. Bizler de bu mektubu, yaşananları unutmamak, unutturmamak...
- Son zamanlarda pek çok insanın aklında, dilinde aynı sorular var: Biz nasıl bir toplum olduk böyle? Nasıl olur da insanlar bu kadar kötü olabilir? Teşbihte hata olmaz derler. Toprağı düşünelim. Toprakta her zaman zehirli bitkiler yetişebilir. Ama bu...
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...
- Bugünlerde kiminle konuşsak, herkes sorunlardan bahsediyor. Tezgâh başında, sokakta, pazarda, toplu taşımada, markette, bir hastanenin ya da bir okulun bahçesinde… Eğitimden sağlığa, kira derdinden geçim sıkıntısına, işçi ve emekçilerin gündemleri...