Buradasınız
Onlara Cennet, Bize Cehennem: Savaş!
Esenler’den bir kadın tekstil işçisi
İzlediğim bir filmi ve film hakkındaki düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Filmin adı: Kaplumbağalar da Uçar! Film Irak Kürdistanı’nda bir mülteci köyünde yaşananları anlatıyor. Saddam Hüseyin döneminde Halepçe katliamı sonrası katliamdan kurtulan Kürt halkının nasıl kendi topraklarında mülteci durumuna düştüğünü ve kamplardaki zorlu yaşam koşullarını gerçekçi bir şekilde anlatıyor. Tüm dünyadan soyutlanan Kürt köylerinde dayanılmaz bir sefalet, acı ve çaresizlik yaşanıyor. Film savaşlar ve katliam sonrası ailelerini yitiren Halepçeli çocukların ve bu zor koşullarda yaşam mücadelesi veren köydeki diğer Kürt çocuklarının günlük hayatları üzerinden ilerliyor.
Filmde öne çıkan karakterlerden “Uydu” isimli çocuk, kamptaki çocukları toplayarak onların mayın toplamasını ve bu mayınların satılarak paraya dönüştürülmesini organize ediyor. Sabah erkenden toplanan çocuklar gruplara bölünerek mayın tarlalarına mayın toplamaya gönderiliyor. Sırtlarında sepetleriyle mayın toplayan bu çocuklar canlarını ortaya koyarak hayatlarını devam ettirebilmek için para kazanıyorlar ve hangi mayının hangi emperyalist ülkeye ait olduğunu biliyorlar. Çünkü kollarının, bacaklarının kopması pahasına topraktan çıkardıkları mayınlara hangi ülkeden geldiğine bakılarak fiyat biçiliyor. Silahların, mayınların ve ölüm korkusunun günlük hayatın bir parçası haline geldiği bu yaşam savaşının insanları nasıl bir çaresizliğe, bir çıkmaza soktuğu sergileniyor.
Film gerçekten de izlenmesi gereken önemli bir yapıt ve Irak Kürdistanı’nda Kürt halkına yapılan haksızlıkları ve onlara reva görülen zulmü çok gerçekçi bir anlatımla yansıtıyor. Dünyadan haberdarsanız, Ortadoğu’da yaşananları takip ediyorsanız onu film gibi görmekten çıkıp öfke kusmaya başlıyorsunuz. Filmi izlerken hem çok gerildim, hem de ciddi bir duygu yoğunluğu yaşadım. O insanların filmde gördüklerimin daha fazlasını yaşadıklarını, koşullarının daha kötü olduğunu, her gün onlarca insanın birilerinin çıkarı uğruna katledildiğini biliyorum. Ölenlerin, sakat kalanların hiçbir suçu ve günahı olmamasına rağmen en ağır bedelin onlara, bizlere, halklara ödetildiğini biliyorum. Gözü dönmüş canavarlar kendi sermayelerini biraz daha büyütmek için dünyamızı yaşanırlıktan çıkartıp cehenneme çeviriyorlar. Bizleri de bu cehennemde yaşamaya zorluyorlar. Hayır istemiyoruz! Eğer cehennemin yanında cennet de varsa biz onu istiyoruz. Onun için de mücadele etmeliyiz ve geri almalıyız bize ait olan dünyamızı o canilerden, gözü dönmüş burjuvalardan geri almalıyız.
Dünyamızı yaşanası bir hale getirmek bizlerin elinde. Savaşların olmadığı, çocukların, insanların öldürülmediği, aç kalmadığı, işsiz kalmadığı, onurlu, insanca bir yaşam için, tüm kötülüklerin kaynağı olan kapitalist sisteme karşı mücadele bayrağını yükseltelim!
Yaşasın Halkların Kardeşliği!
Yaşasın Dünya İşçilerinin Mücadele Birliği!
- “Yüzücüler” Filmi: İnsanlığın Göç Yollarındaki Yaşam Mücadelesi
- Üzgünüz Size Ulaşamadık!
- Umutsuzluk içinde “Umut”
- Sahte umudun umutsuzluğu
- Umutla gerçek arasındaki fark
- Cabbar’ın ümitsiz umudu
- “Umut fakirin ekmeğidir” derler
- Yılmaz Güney’in UMUT filminden
- Dövüşenler ölenlerin tutmaz yasını!
- “Gazap Üzümleri” Film Gösterimi
Son Eklenenler
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi grevinde yaşananlar hakkında Marksist Tutum’da bir makale okudum. Tam da içimden geçenleri, cümlelere dökemediklerimi noktasına virgülüne kadar yansıtan bir yazıydı. Konuyu derinlemesine ele alan bu yazı her mücadelede...
- Zeytinlik alanları maden ve enerji işletmeciliğine açacak yasa teklifine karşı tepkiler sürüyor. Çeşitli illerden Ankara’ya gelen köylüler, talan yasasına karşı TBMM yakınında bulunan Cemal Süreya Parkı’nda direniş nöbetindeler.
- Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli mücadeleler, dönemeç noktaları vardır. 1970 Haziran’ı bu tarihte önemli bir yere sahiptir. Bugün halen aşılamamış bir zirve olan 15-16 Haziran direnişi sürecinde, işçi sınıfı yapay kutuplaştırma...
- Zamanın çarkları döner, takvim yaprakları birer birer savrulur, yaşananlar birer birer unutulur. Fakat bazı değerler, deneyimler vardır ki, kuşaklar değişse de yitip gitmez, çünkü onlara sahip çıkanlar, onları geleceğe taşıyanlar vardır. İşçilerin...
- İktidar, yıllardır Türkiye’yi “şahlandırdığını”, ekonomiyi büyüttüğünü anlatıp duruyor. Televizyonlarda bol bol rakam gösteriyor, beton kulelerle övünüyor. Ama sokakta, evde, işyerinde bambaşka bir hayat yaşanıyor. Milyonlarca genç ne okulda ne işte...
- Artık eski kuşak bir işçi olarak, gençliğimde başımdan geçen bir olayı anlatacağım. Yıllar evvel “iş kazası” nedeniyle biri ağır iki ayrı ameliyat olmuştum. Sonrasında bir buçuk seneye yakın yatalak kalmıştım. Bu sürenin 7 ayını evde geçirmiştim....