Buradasınız
Osmanlı Ecdadımızsa Saraylarımız Nerede?
Küçükçekmece’den bir işçi
AKP hükümeti kendi kirli emperyalist emellerini gerçekleştirmek için Osmanlı’ya dönüş nağmeleri okuyor. İşçi ve emekçileri de bu oyununa “Osmanlı’nın torunlarıyız” yalanlarıyla alet etmek istiyor. Yaklaşık 600 yıl boyunca farklı birçok ırktan, dinden, mezhepten insanları sömürerek büyüyen Osmanlı İmparatorluğu’nu bizlere adalet ve huzurun sembolü diye yutturmaya çalışıyorlar. Savaş ve kan heveslerine toplumu ikna etmek için, milliyetçi söylemlere bürünmüş kurtarıcı bir Osmanlı miti uyduruluyor. Biz işçi ve emekçilerin, bu tabloda resmedilen Osmanlı’nın torunları olmakla övünmemizi istiyorlar.
Neredeyse her gün bu konuyla ilgili sohbetlere şahit oluyorum. Özellikle Muhteşem Yüzyıl dizisiyle Osmanlı herkesin gündemine bir şekilde girmişti. Hatırlarsanız Muhteşem Yüzyıl dizisinde hükümdar ve ailesi ihtişam içinde yaşıyorlardı, emir verip istediklerini yaptırma hakkına sahiplerdi. Padişahın kendisi için seçtiği güzel cariyelerden oluşan harem; istediğinin ölümüne ya da yaşamasına karar verilen kullar… Dizi izlenme rekorları kırarken Recep Tayyip Erdoğan’ın isteklerine pek cevap vermemiş olacak ki, uzun bir zaman eleştirilere maruz kaldı. Dönemin başbakanı Erdoğan bir açılışta şu konuşmayı yapmıştı: “Ne diyor muhalefet? ‘Sizin Gazze’de ne işiniz var?’ diyor. ‘Suriye ile neden ilgileniyorsunuz?’ diyor. ‘Lübnan’dan, Kosova’dan, Myanmar’dan size ne?’ diyor. Hiç kusura bakmasınlar, biz 7 milyarlık bu dünyanın içinde yaşıyoruz. Bizim görevimiz nedir bunu çok iyi biliriz. Ecdadımızın at sırtında gittiği her yere biz de gideriz. Her yerle biz de ilgileniriz. Ama bunlar TV ekranındaki ecdadımızı zannediyorum o Muhteşem Yüzyıl belgeselindeki gibi tanıyorlar. Bizim öyle bir ecdadımız yok. Biz öyle bir Kanuni, öyle bir Sultan Süleyman tanımadık. Onun ömrünün 30 yılı at sırtında geçti. Sarayda o gördüğünüz dizilerdeki gibi geçmedi. Bunu çok iyi görmemiz, anlamamız lazım.” Başbakan Erdoğan’ın “ecdadımız” diye bahsettiği padişahlar savaşlarla, zorbalıkla fakir fukara halklara kan kusturuyor, mallarına el koyuyor ve halkları açlıkla terbiye ediyordu. Bu despotik yönetim şekli tam da Erdoğan’la bütünleşen bir özellik olduğu için hamiliğini de yapmak ona düşüyor. Türkiye’deki sermaye sahiplerinin kârları artsın diye halklar üzerinde kanlı oyunlar tezgâhlıyor. Ve bu savaş oyunlarını meşrulaştırmak için de Osmanlı’ya yaslanmaya çalışıyor. Bize de “onlar sizin atalarınız, onların torunusunuz” masalı anlatılıyor.
Kardeşler, egemenlerin yalanlarına kanmayalım. Bizler kanlı, despot Osmanlı’nın torunları değiliz. Ancak ve ancak sarayda yaşayanların hizmetine bakan ya da her ay devlet erkânını doyurmak için iliğine kadar vergi veren halkların torunlarıyız. Bugün halkları inim inim inleten zalim Osmanlı’nın torunları hâlâ hayattadırlar. Erdoğan da bunlardan biridir. Ben Türkiye’de yaşayan bir işçi olarak soruyorum, bizim neremiz Osmanlı’nın torunu? Biz saraylarda mı yaşıyoruz? “Torunlar” zevkusefa içinde yaşarken, çoğumuz ayın sonunu getiremiyoruz. Osmanlı’nın torunu olmakla değil, işçi sınıfının evladı olmakla, sömürüye ve zulme son verecek olmakla övünürüz ancak!
Bu Düzen İşçi Kanıyla Besleniyor
Ankara’da Kadınlar Savaşa Karşı Yürüdü
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...
- İşçi Dayanışması’nın ilk sayısı 2008 Nisan ayında yayın hayatına başlamıştı. Elbette çıkarken kardelenler gibi toprağında kök saldıktan sonra filiz vermişti. İşte o günden beridir 1 Mayıs meydanlarında kırmızı şapka ve önlüklerle gelincik tarlası...
- 24 Ocak 1980’de, sermaye sınıfının ortak talepleri doğrultusunda bir dizi ekonomik karar alınmıştı. Adına “yapısal dönüşüm programı” denilen bu kararların alınmasında IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist güçler, bu süre zarfında kurulan hükümetler,...
- Sonradan görme bir burjuva olan Turkuaz Tekstilin sahibi Nihat Zeybekçi, asgari ücreti vatan-millet-Sakarya’ya bağlamak için cambazlık yapıyor. Asgari ücret 660 dolara karşılık geliyormuş. 2003’te asgari ücret 100 dolar ediyormuş. Bunlar yanıltıcı...
- Teksif Sendikasında örgütlenen İzmir/Gaziemir’de Digel Tekstil, İstanbul/Tuzla’da TKİS Blinds ve Kayseri’de Almer Tekstil işçileri, patronların sendika düşmanlığına ve işten atma saldırısına karşı mücadele ediyor. İBB’ye bağlı Beltur işçileri, 20...
- Bolu’da Kartalkaya Kayak Merkezinde bulunan Grand Kartal Otel’de 21 Ocakta gece saatlerinde meydana gelen yangında 79 kişi hayatını kaybederken onlarca kişi yaralandı. Yapılan açıklamalara göre yangın sırasında otelde kayıtlı 238 kişi bulunmaktaydı...