Buradasınız
Patronlar Kazandıkça Ne Olur?
Gebze’den bir işçi

Patronlar kazandıkça işçiler de kazanır mı? Bu soruya işçilerin bir kısmı olumlu cevap vererek, “patron çok kazandıkça yanında çalışan işçileri de düşünür ve yılsonunda ücretlerimiz böylece artar” derler. Oysa bu düşünce son derece naiftir. Sermaye sahipleri olan patronlar çok kazandıkça işçileri düşünüp ücretlerini kendiliğinden arttırmazlar. Bu kapitalizmin fıtratına yani doğasına aykırı bir durumdur. Patronlara göre işçi kaderine yani düşük ücretine razı olmalıdır. Aza kanaat getirmeli ve ayağını da yorganına göre uzatmalıdır.
Patronlar ne kadar çok kazanırlarsa kazansınlar işçileri bu kazançlarına yani kârlarını ortak etmezler. Bütün patronlar kârlarına kâr katmanın peşindedirler. Bu kârlar yani milyar dolarlar patronların tek başına zevki sefa sürmesi için biriktirilmez. Kazancını arttıran patronlar aslında pazar paylarını arttırmak isterler. Bunun için de yeni yeni fabrikalar kurmak veya yeni sektörlere adım atmak isterler. Örneğin gıda sektöründe büyümek isteyen bir patron bisküviden şekere, sakızdan marketler zincirine kadar ne denli çok büyürse o denli kârlı bir şirket haline gelir. Çok kazanıyorum diye bir tek salça fabrikasıyla yetinmez. Yani patronlar büyümek, sermayelerini arttırmak ve tekelleşmek isterler. Çok kazanan patron ister yerli-milli isterse yabancı-ecnebi olsun, yatırımlarını işçinin daha çok kazanmasına değil makineye, reklama, Ar-Ge’ye, depolama veya bakım hizmetlerine yapar.
Patronlar kârları değil de zararlarını paylaşmaya geldiğinde işçiyi derhal hatırlarlar. Onlara göre patron yani şirket zarar ediyorsa, kârları düşmeye ve batmaya başlıyorsa işçi ve patron “aynı gemide” olmaya başlar. Patronlar zararına işçiyi ortak etmek için “bir aile olduklarını” söylemeye başlar. Ücretsiz çalışmak, fazla mesailere kalmak, ücreti parça parça almak ve nihayet işten çıkartılmayı kabullenmek… İşçi her türlü fedakârlığa hazır olmalıdır! Patronların kârlarına bel bağlamak doğru değildir. Kazanan patronun işçileri de kârına ortak edeceği fikri uzlaşmacı, bürokrat tipte sendikacıların yıllardır işçilere aşıladıkları bir yalandır. Önceliği sermayeye veren bir anlayış işçi sınıfını daima en sona atar, kırıntılarla idare etmesini ister. Böylece yıllarca kazanan patronlar ve onların çanak yalayıcısı sendikacılar, kaybedenlerse daima işçiler olur.
Patronlar, işçileri kârlarına ortak etmez, zararlarını ise işçilerini sırtına yıkmaya çalışırlar. O halde ne yapmalıyız? Aslında bu sorunun cevabını da geçmişteki işçi mücadeleleri vermiştir: Hak verilmez alınır! Patronlar daha çok kazanmak, kârlarını arttırmak için işçilerin birleşmesini istemezler. Ücret ve diğer hakları patronlardan almak için işçilerin örgütlü olmaları gerekmektedir. Bu örgütlülük ancak fabrikada sağlanan, grevler ve eylemlerle büyüyen örgütlülüktür. İşçiler kendileri gibi işçi olan arkadaşlarıyla bir araya gelmenin önemini kavramaya başladıkça örgütlenebilirler. Patronların kendilerini bölmek ve güçten düşürmek için yaptığı ayrımları bir kenara bırakırlar. Örgütlenen işçi, işyerinde hangi sorunla karşılaşırsa karşılaşsın tek başına çözmeye kalkışmaz. Diğer işçilerle bir araya gelerek, ortak talepler etrafında haklarını aramaya başlar.
Birlikte davranmayan işçiler daha çok çalışıp, daha az kazanırlar. Örgütsüz işçinin sermayeye ödeyeceği bedel çok daha fazladır. Asgari ücret başta olmak üzere işçilerin büyük çoğunluğunun düşük ücret alması örgütsüzlükten kaynaklanmaktadır. Sesini ve taleplerini duyuramayan, eylemlerle sermayeyi sarsmayan işçi sınıfı, daima en kötü koşullara iş kazalarına, meslek hastalıklarına, emeklilik hakkının kaybına mahkûm olur. Türkiye’de dolar milyarderi sayısı artarken, patronlar çok kazanırken, sermayelerini büyütmekte rekorlar kırarken, işçilerin payına işsizlik, yoksulluk ve düşük ücretlerin düşmesi de bundandır.
Gelir Eşitsizliği Artıyor
Meksika’da Zamlara Karşı İsyan Büyüyor
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Gaziantep’teki Zeugma Mozaik Müzesinde dünyaca bilinen bir mozaik yer alıyor. “Çingene Kızı” adı verilen ve 1800 yıllık geçmişe sahip bu mozaiğin göreni etkileyen, güçlü bir yanı var. Farklı renk ve dokulardaki binlerce küçük taşın birleşiminden...
- 1 Mayıs yaklaşıyor. Ankara’dan emekçi kadınlar olarak sizlerle 1 Mayıs’a hangi taleplerle katılacağımızı paylaşmak istedik. Bu vesileyle tüm emekçi kadın kardeşlerimizi kendi taleplerini, ortak taleplerimizi birlikte dile getirmek için 1 Mayıs’ta...
- Geçtiğimiz günlerde yandaş medyada tam anlamıyla “yersen” cinsinden bir haberle karşılaştım. Manşeti oldukça cafcaflıydı: “60 bin maaşla çoban bulamıyorlar!” Bu “hadi canım” dedirten cinsten haber, kandırılmaya açık olanlara “köyümüze dönelim,...
- 19 Mart’tan bu yana artan baskılara, gözaltılara, tutuklamalara ve proje okullarındaki keyfi atamalara karşı protestolar devam ediyor. Bursa Demokrasi Bileşenleri ve Anne-Baba Dayanışma Ağı öncülüğünde yüzlerce kişi 19 Nisanda “Hak, Hukuk, Özgürlük...
- Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Sunel Tütün, Oryantal Tütün ve TTL Tütün fabrikalarında TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 1700 işçi greve çıkmıştı. İşçilerin grevi 12 Nisanda kazanımla sonuçlandı. Doruk Madencilikte çalışan...
- Gebzeli işçi, emekçi kadınlar olarak bir araya geldik ve “UİD-DER ile 1 Mayıslar” videosunu izledik. Sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak, tüm emekçi kadın kardeşlerimizi ortak bir mücadele duygusuyla ayağa kalkmak için 1 Mayıs’a çağırmak...
- Uçak yolculuğu yapanlar bilir. Yolculuk esnasında uçağın kabin basıncının düşmesi, oksijen seviyesinin azalması durumunda oksijen maskeleri devreye girer. Yanımızda çocuğumuz olsa böyle bir durumda çoğumuz maskeyi önce çocuğumuza takmaya çalışırız,...
- Gelsinler yoldaşlar ben hazırım/ İki satır, bir mısra şiirle hazırım/ En karanlık dönemlerde/ Ektiğim tohumlar yeter bana/ Gelsinler yoldaşlar ben hazırım
- Milli Eğitim Bakanlığının proje okul atamalarına tepkiler devam ediyor. Eğitim Sen, proje okul uygulamaları ve atamalarına karşı 18 Nisanda Cağaloğlu Anadolu Lisesi önünde basın açıklaması yaptı.
- Vezir Muhammed Nurtani… Tanıdık gelmiştir bu isim pek çoğunuza… Yine de hikâyesinin bildiğimiz kısmını bir kez daha paylaşalım sizinle: Afganistanlı göçmen işçi Vezir Muhammed Nurtani 10 Kasım 2023’te çalıştığı kaçak maden ocağında kalp krizi...
- Artık eski kuşak işçilerden sayılırım. Mücadele örgütümüz UİD-DER saflarında yaş alıp 60’a merdiven dayadığım için kendimi bahtiyar hissediyorum. İlk 1 Mayıs’a 1979 yılında, İzmir’de, ustamla birlikte katıldım. Katılım oldukça yüksekti. Kalabalıkta...
- TTL tütün işçileri, örgütlü oldukları Tekgıda-İş Sendikası ile birlikte, 41 gün önce “Bu işyerinde grev var” pankartını fabrikanın dört bir yanına asarak greve çıktılar. Grev çadırlarını fabrika önüne kurdular. Büyük çoğunluğu kadın olan işçi...
- DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, 1 Mayıs’ı bu yıl İstanbul Kadıköy Meydanı’nda kutlama kararı aldıklarını basın açıklaması yaparak duyurdu.