Buradasınız
Patronların Hedefleri İçin Değil, Kendi Hedeflerimiz İçin Çalışalım!
Merhaba dostlar. Ben otomotiv yan sanayi için üretim yapan bir plastik fabrikasında işçiyim. Bulunduğum işyerinde bir buçuk senedir çalışıyorum. Araba parçaları ve ev eşyaları üretiyoruz. Bant usulü çalışıyoruz. İşe ilk girdiğimde günlük üretim hedefimiz 810 adet üründü. Aradan sadece bir buçuk sene geçti ve şimdi üretim hedefimiz günlük 2008 adet oldu. Araba parçasının etrafına kumaş geriyoruz. Tüm işi elle yapıyoruz. Yani hani yeni makineler geldi de üretim öyle arttı diye düşünmeyin. Buna rağmen adetler iki buçuk kat arttı neredeyse. Dediğim gibi bizler aynı insanlarız, ellerimiz, kollarımız değişmedi ama çok daha büyük hedeflere ulaşmaya çalışıyoruz. Tüm işçi arkadaşlarımın ve benim her yanımız ağrılar içinde. Yine de sayılar düştü mü şefler ve müdürler kızıyor hatta surat yapıyorlar.
İşçi arkadaşlarım beraberce tepki vermek yerine, susup çalışıyor, hedeflere ulaşmak için kendini parçalıyor. İşte bu yüzden hedefler de durmadan artıyor.
Ben arkadaşlarımı bir şekilde uyarmaya çalışıyorum ama henüz beni anlamıyorlar. Üretim için gerekli hammadde ve malzemeler azaldığında işçi arkadaşlarım panik yapabiliyor. Sonuçta iki buçuk katına çıkan hedeflere ulaşmaya çalışıyoruz ama bize kimsenin madalya taktığı, aferin dediği yok. Biz kendi kendimizi yedikçe patronların işine geliyor bu durum. Üretimin stresinden kavgalar yaşayabiliyoruz.
Patronların cebi doldukça bizimki boşalıyor. Biz bu arada sağlığımızı kaybediyoruz. Az işçiyle çok sayıda ürün üretiyoruz. Hâlbuki biz istesek işyerimizde kuralları ve nasıl çalışacağımızı kendimiz belirleyebiliriz. Haksızlıklara tepki vermekten ve bir araya gelmekten korkmamalıyız. Patronlar bir avuç, oysa biz milyarlarcayız. Nasıl oluyor da onlarla baş edemiyoruz? Bunun tek sebebi kendi içimizde birliğimizi sağlayamamamızdır.
Patronların hedefi kâr için bize üretim yaptırmak. Bizim de bir hedefimiz olmalı. Bu hedef insanca bir yaşam için çalışma koşullarımızı düzeltmek olmalıdır. Haydi, kendi hedeflerimiz için çalışmaya!
Özen Pres’te Çalışma Koşulları
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....