Buradasınız
Patronların Kârı Artarken Bizim Ödediğimiz Bedel de Artıyor
Tuzla’dan bir kadın işçi
Yaşayabilmek için biz işçiler dur durak bilmeden çalışmak zorunda kalıyoruz. Ama patronların kâr hırsı nedeniyle çalıştığımız işyerlerinde hiçbir güvenlik önlemi alınmıyor. Bu nedenle de ya iş kazası geçirip yaşamlarımızdan oluyoruz ya da meslek hastalıklarına daha genç yaşta yakalanıp bir ömür boyu bizi süründürecek kalıcı hasarlarla baş başa kalıyoruz. Çalıştığım fabrikada kollarımda sürekli ağrı olması nedeniyle hastaneye birkaç defa gidip geldim. Sağlık sorunuma böyle çözüm bulamayınca bu defa da meslek hastalıkları hastanesine gittim ve boyun fıtığı olduğumu öğrendim. Hastane bana “işyerinde bölüm değişikliği” raporu verdi. İşverense, bölümümü değiştirmek yerine beni işten çıkarmayı tercih etti. Ben de işe iade davası açtım. Fabrikada ağır koşullarda çalıştırılıp kalıcı hastalıklara yakalandığımız yetmiyormuş gibi, bir de sanki bu hastalıkları bizler evden getirmişiz gibi patronlar tarafından kapı önüne konuyoruz.
Dünyada tanımlanmış 40 bin meslek hastalığı var. Türkiye de ise tanımlı 540 civarında meslek hastalığı var. Buna şaşırıyorsunuz ama meslek hastalıkları hastanesine gidince nedenini daha rahat anlıyorsunuz. Hastanede teşhis konulup boyun fıtığı olduğum anlaşılınca doktor, “sabit çalışmayacaksın, boynun önüne eğik çalışmayacaksın” dedi. Ben de yaptığım işin bütün gün sabit ve boynum öne eğik olarak yapıldığını anlattım. Çıkan rapor sonucunda “bölüm değişikliği” verildi ama arkasından da “hastalığın mesleki bir hastalık değil” denildi. Yaptığım işten kaynaklandığı halde böyle denilince şaşırıp nedenini sordum. Bana doktor “çok çok nadir durumlarda boyun fıtığına heyetten mesleki sonuç çıkıyor” dedi. “Peki, nasıl ve hangi durumlarda bu karar veriliyor” diye sorunca da “ona doktorlarımız karar veriyor” dedi. İşte Türkiye’de neden sadece tanımlı 540 civarında meslek hastalığı olduğunu böylece anlamış oluyoruz. Çalışma koşullarım sonucunda boyun fıtığı oldum, aynı şekilde çalışmamam gerektiği söylendi ama diğer yandan da mesleki değil denildi. Bunun akıl alır bir yanı var mı acaba?
Türkiye iş kazalarında dünyada 3. sırada yer almasına karşın, meslek hastalıklarına yakalanan işçi sayısı az görünüyor. Çünkü hem meslek hastalıklarının tümü kapsama alınmıyor, hem de meslek hastalığına yakalanan işçi işten atılacağını bildiği için hastaneye başvurup hastalığını tespit ettiremiyor. Onun yerine ağrı çekerek, adam gibi tedavi olamadan ve aynı koşullarda günden güne kötüye giderek çalışmaya devam ediyor.
Patronlar sınıfının kolu o kadar uzun ki, meslek hastalıkları hastanesindeki başhekimi arayıp kendi fabrikasından gönderdiği işçinin her sağlık sorununu tespit etmemeleri, sadece işyeri hangi hastalık tanısıyla işçiyi hastaneye sevk ediyorsa onunla ilgilenmeleri ve gerisini kurcalamamaları doğrultusunda talimat veriliyorlar. Ve bunun sonucunda biz işçiler meslek hastalıkları hastanesine gitsek dahi patronlar sınıfının akıl almaz düzenbazlıkları nedeniyle yine adam gibi tedavi olamamakla yüz yüze kalıyoruz. Patronlar hastanelere kadar uzanıp meslek hastalığına yakalanan işçilerin tedavi olmasının dahi önüne geçiyorlar.
Biz işçi sınıfı olarak bir araya gelip örgütlenmediğimiz sürece fabrikalarda iş cinayetlerine kurban gitmeye ve hastalanmaya devam edeceğiz. Artık yeter! Bizler patronların kârı için diktiğimiz lüks gökdelenlerin inşaatlarında, madenlerin kör karanlığında ölerek ya da meslek hastalığına yakalanıp sürünerek yaşamak istemiyoruz. İşçi sınıfı örgütlenip bir araya geldiği gün işçi kardeşlerinin kanı, canı, alın teri üzerinden yükselen bu düzeni patronlar sınıfının kafasına yıkmayı da bilir.
Yatağan İşçilerinden İş Bırakma Eylemi
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...
- İşçi Dayanışması’nın ilk sayısı 2008 Nisan ayında yayın hayatına başlamıştı. Elbette çıkarken kardelenler gibi toprağında kök saldıktan sonra filiz vermişti. İşte o günden beridir 1 Mayıs meydanlarında kırmızı şapka ve önlüklerle gelincik tarlası...
- 24 Ocak 1980’de, sermaye sınıfının ortak talepleri doğrultusunda bir dizi ekonomik karar alınmıştı. Adına “yapısal dönüşüm programı” denilen bu kararların alınmasında IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist güçler, bu süre zarfında kurulan hükümetler,...